BÖLÜM 37

8.3K 261 14
                                    

YENİ BÖLÜMDEN HERKESE MERHABA...GÜZEL BİR BÖLÜM VE BÖLÜM SONU İLE SİZİNLEYİM...İYİ OKUMALAR DİLİYORUM...
BU ARADA 100 BİN (100K) OKUYUCU SAYISINI GEÇMİŞİZ. ÇOK MUTLU OLDUM, HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM♡♡♡

BİRKAÇ HAFTA SONRA
Yoğun geçecek bir gün daha başlamıştı. Dilimi tutamadığım için, Engin ve İpek'in nişanı bu akşam evimin bahçesinde olacaktı. İpek, Nazan anne ve ben o günden sonra, bir kez daha oturup konuşmuştuk. Engin ve İpek sade bir tören istemişler ve bu nedenle aileleri, yakın akrabaları ve yakın arkadaşları davet edilecekmiş. Bana da mutlaka yakın hissettiğim insanları davet etmem için ricada bulundular. Hep birbirini tanıyan insanlar olması yerine, biraz yeni yüzler olmasıda iyi olurmuş.
Bütün bunlar İpek, Nazan anne ve Engin şerefsizinin ortak kararıydı. Ben de itiraz etmemiştim. Onlar kendi davetli listeleriyle ilgilenirken, ben de makul bir kaç kişiyi davet ettim. Asuman hanım ve eşi, Madam Martinez, Halime teyze ve Fikret teyze, bir de bizim evdeki kadınlar grubu olacaktı.
Onların davetli sayısı belli olduğunda İpek beni aradı.
- Alo
- Nurgülcüm ben İpek
- AA İpekciğim nasılsın? Hmm listeniz o kadar kişi demek. Anladım canım benim listem de böyle. Peki peki ven evde olacağım, ekip istediği saatte gelebilir.

Ve bu konuşmadan birkaç gün sonra, organizasyon şirketinden büyük bir kamyon ile kapıma dayandılar. Onlara evi ve bahçesini gezdirmiştim. Onlar işlerini hallederken ben de onlara çay, kurabiye servisi falan yapıyordum. Verdiğim bir söz vardı ve bu sözü tutmalı, hakkıyla yerine getirmeliydim.
Saat öğle vaktine gelmişti. İşler hala devam ediyordu. Ben de kendime bir kahve yapıp, sandalye almış bahçede oturuyor ve çalışanları izliyordum. Bir süre sonra kapıda Nihat göründü. Hemen fincanı sandalyeye bırakıp, kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açıp sevdiğim adama sarıldım.
- Hayatım hoşgeldin.
- Hoşbulduk aşkım.
- Girsene, sana bir kahve yapayım.
- Hayır demem yavrum, gireyim hem biraz dinlenir hem de işler nasıl gidiyor bir göz atarım.
- İyi iyi ,çalışanlar harikalar yaratıyor. Ben de onlara çay, kahve servisi falan yapıyorum. Vakit buldum da, bir kahvede kendime yaptım işte. Hadi geçsene ne duruyorsun?

Nihat'ı içeri aldıktan sonra, içeriden ona da bir sandalye getirdim ve tekrar mutfağa döndüm. Hem ona kahve yapacaktım, hem de kendime. Bir tane daha içsem iyi olacaktı, kendime gelmek için.
Kahveleri yaptım ve tekrar bahçeye çıktım.
- Nurgül, aşkım iyi iş çıkarmışlar gerçekten.
- Napsınlar hayatım sabahın köründe geldiler o zamandan beri uğraşıyorlar.

Sevgilimle oturmuş kahve içerken, kapıda İpek ve Engin'i farkettim.
- Geldi senin çifte kumrular.
Nihat kapıya dönünce anladı ne dediğimi ve ikimizde kalktık. Kapıya gidip günün çiftini içeri davet ettik. İçeri geldiler ve ayaküstü masalara, organizasyona bir göz attılar. İpek için kuaföre gideceklerini ve bu yüzden zamanları olmadığını belirttiler. Bu nedenle yaptığım kahve teklifini geri çevirmek zorunda kalmışlardı. Neden sonra evden ayrıldılar. Engin rahat gibi görünüyordu. Bu benim işime geliyordu aslında. Artık onunla savaş vermek yerine, sevdigim adamla mutluluğu yaşamak istiyordum. Gerçi Emgin bu şerefsizin önde gideni, ne yapacağı ne işler çevirdiği belli olmaz. Zaten bu nişan işine de takıktım ve ne kadar kendimi inandırmaya çalışsam da, bu işte bir oyun olduğunu düşünmeden edemiyordum.
Nihat ile biraz sohbet ettik ve oda müsade istedi. Kardeşinin yanında olması gerekirdi ve bu en doğal hakkıydı. Oda berbere gidecek, sonrasında eve gelip hazırlanacak ve buraya gelecekti.
- Aşkım ben de kalkıyorum, berbere uğrarım Engin'in yanına. Oradan çıkıp eve geçeceğim daha.
- Tabi tabi git hayatım. Kardeşin o yanında olmazsan ayıp olur zaten.
- Sen nasıl bir meleksin böyle?
Bu cümleyi sarfederken uzandı ve yanağımdan öptü. Öylesine sıcak, aşkla, severek öpüyordu ki kelimeler aşkını anlatmaya yeterli gelmezdi. Ben de onu yanağına uzanıyor gibi yapıp boynundan ateşli bir şekilde öptüm. Bence bu hoşuna gitmişti ve bunu yüzünden anlamak mümkündü.Neden sonra onu uğurladım ve birkaç saat daha,çalışanlar ile alakadar oldum. Onlarında işi nihâyet bitmişti ve ayrılma zamanları gelmişti. Hepsini geçirdikten sonra, ben de içeri geçtim ve banyoya girdim. Bir süre sonra çıkıp,odama geçtim. Birkaç gün önce nişana özel aldığım kalın askılı siyah elbisemi giydim. Aynanın karşısına oturup saçlarımı salık,dalgalı ve romantik bir model yaptım. Ağır bir makyaj aksine siyah ve gri kullanarak sade makyaj yapmayı tercih ettim. Özel sipariş ettiğim siyah ve kalın topuklu papuçlarımı giydikten sonra, kışkırtıcı parfümümden üzerime bolca bocaladım. Artık hazırdım ve gerekli kişilerin gelip, misafirleri ağırlamada yardımcı olmasını bekliyordum. Bizimkiler özel kuaföre gitmeyi tercih etmişlerdi. Ben onlar gelir diye beklerken, Nazan anne ve İpeğin annesi önden geldiler. Aradan on dakika geçmeden, bizimkiler de gelmişti. Bundan sonrası bdnden çıkıyordu. Ben sadece onlara eşlik edecektim, misafirleri kapıda ağırlarken.
Artık hava kararmaya başlamıştı ve davetliler yavaş yavaş evime geliyordu. Herkes oldukça şık ve güzel görünüyordu. Derken benim tanıdıklarım da gelmeye başladı. İlk Asuman hanım, ardından Madam Martinez ve yardımcısı ve işyerini ancak kapatmış olan Halime ve Fikret teyze geldi. Bahçe iyice kalabalık olmuştu. Biraz sonra oldukça şık görünen çiftimizde gelmişlerdi. Kız çok güzel olmuştu. Enginde iyi görünüyordu ama umrumda degildi. Artık herşey hazırdı ve nişan başlamıştı. Müzik eğlence herşey buradaydı. Bir süre sonra çiftin mutlu hallerini izlemeyi bırakıp, mutfağa gittim. Çok geçmeden bir de ne göreyim?
Enginde gelmişti mutfağa. Ben birşey isteyecek sanarken, o aptal aptal bana gözünü dikmiş hayranlıkla bakıyordu. Onu görünce sigaramı söndürdün ve nişan alanına gitmek için mutfaktan çıkıyordum ki, bu adi şerefsiz beni sıkıca tutup,bir anda dudağımdan öptü. Şok olmuştum ve sert bir hareket ile ittim Engin'i.
- Napıyosun lan sen şerefsiz herif?
- Seviyorum seni, dayanamadım napayım?
- Banane lan sevginden,düş yakamdan artık düş!

Bu karmaşalı diyalog sonucunda, ilerlemeye yeltendim.
Beni bir kez daha sıkıca tutarak dudaklarıma yapıştı mutfak kapısında.
İşte o anda olanlar oldu. Kimse yok sanıp bu aşağılık hareketi tekrar etmişti Engin. Ancak birisi kapıya çarparak hızlıca kapıdan uzaklaştı. Kapı sesini duyup direk kapıya baktım dehşet dolu gözlerle. Dış kapının önünde bir silüet görmüştüm. Ancak kim, kadın mı yoksa erkek mi görememişti. Hemen evin kapısına koştum ama ortada kimse yoktu ve herkes düğün alanındaydı. Biri bizi öpüşürken görmüştü. Ancak olayın nasıl geliştiğini bilmiyordu. Korkudan elim Ayağım titriyordu. Kimdi bizi o iğrenç durumda gören kişi? Bir sürü ihtimal vardı ve aklımı oynattırabilirdi hepsi.

GENELEV GÜLÜ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin