FİNAL 1

11.7K 232 57
                                    

ELEŞTİRİLER EŞİĞİNDE DÜZENLEME YAPILMIŞ VE İLK FİNAL OLARAK  Y BÖLÜMÜN OLMASINA KARAR VERİLMİŞTİR. İYİ OKUMALAR DİLERİM DEĞERLİ ARKADAŞLARIM.

Endişe içinde kalmıştım. Mektubu okuduğum zaman kötü bir şey olacağını hissetmiştim. Engin'in intihar edeceğini ima ettiği bir nottu bu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Hemen içeriye koşup, telefona sarıldım. Nazan teyzenin telefonunu çevirdim ve açmasını bekledim. Az sonra telefonu Figen abla açtı.
- Alo
- Figen abla ben Nurgül! Şey, Engin bana not yollamış ve intihar edecek galiba!
- Ne? Ne diyorsun Nurgül?
- Kendine birşey yapacak galiba. Nerde Engin biliyor musun?
- Yok gelmedi eve!
- Tamam abla, siz onu bulmaya çalışın.
Evdekilerin de haberi yoktu. Çünkü o günden sonra eve gitmemişti. O kötü günleri tecrübe ettiğim evde yaşadığını biliyordum. Gitmeli miydim acaba? Gebersin şerefsiz deyip seyirci mi olmalıydım? Yok yok, bu ben olamazdım. Bu yüzden hemen mutfağa koştum ve Sevda ablaya seslendim:
- Abla! Abla bırak işi bırak!
- Ne? Noluyor kızım?
- Abla yürü yolda anlatacağım.
Sevda ablayı da yaka paça yanıma alıp, yola çıkmıştım.
- Nurgül! Noluyor kızım korkutma beni?
- Engin, abla Engin'den not getirdi biri.
- Eee?
- İntihar edecek galiba abla, yürü acele edelim!
- Ne diyorsun kızım sen?
- Yürü abla yürü!
Sevda ablada duyduğuna inanmamıştı. Koşar adımlarla devam ediyorduk. Bir türlü bitmek bilmemişti yol. Sanki biz gittikçe yolda gidiyordu. Nihayet sonunda eve varmıştık. Apartmana girer girmez, bağırmaya başladım.
- Engin! Engin!
Kapısını yumruklarken, adını bağırmaktan geri kalmıyordum. Gerçekten de korkmuştuk kendine birşey yapmasından. Ancak içerden ses gelmiyordu. Biz kapıya vurmaya devam ederken, karşı komşusu kapıya çıkmıştı.
- O kardeşine gitti galiba. Sinirli sinirli bağırıyordu "Nihat, Nihat!" diye.
- Eyvah! Koş Nurgül koş!
Acaba Nihat'a mı birşey yapacaktı. Neden Nihat'ın adını bağırır ki yoksa. Şimdi içimi iyice korku sarmıştı.
- Abla koş! Taksi yok mu ya buralarda?
Hem koşuyor hem de taksi arıyorduk. Nihat'ın evine çok uzaktık. Birşey yapacaksa da yetişmemiz imkansızdı. Mutlaka bir taksi çevirmeliydik. Yolda koşarak ilerlerken bir taksi farkettik. Hemen durdurup, taksiye atladık. Nihat'ın evine doğru yola çıkmıştık, ancak yetişebilecek miydik?
Yol bir türlü bitmiyordu sanki. Ancak nihayet Nihat'ın evinin olduğu sokağa girmiştik. Hemen arabadan indik. Eve doğru koşmaya başladık. Apartmandan kavga sesleri geliyor gibiydi.
- Abla, koş acele edelim!
Biz apartmana koşarken, apartmanın kapısı açılmış ve elinde Silahla geri geri Engin çıkmıştı.
Sevda abla ile ikimiz, donakalmıştık. Engin biraz daha geriye, sokağın ortasına çıkmıştı. Nihat'ta bu esnada kapıda görünmüştü.
- Bırak lan elindeki silahı,bırak!
Belli ki bir tartışma, biz gelmeden önce başlamıştı.
- Seviyordum, sevdiğim için peşinden ayrılmadım.
- Anlatma bana Engin!
Ben de istemsiz olarak haykırmaya başladım:
- Engin! Engin sakın yapma birşey!
- Engin bizi dinle kardeşim, yapma nolur!
Sevda abla ile ikimiz Nihat'ı yaralamasından veya öldürmesinden korkarak, ne diyeceğimizi bilmiyorduk. İkimiz bir yandan vazgeçirmeye çalışıyorduk.
- Engin, nolur bırak silahını. Bırak! Engin bugüne kadar yaptıkların yetmedi mi?
- Affet beni Nurgül! Ben hatalıydım. Ancak seni gerçekten sevdim ben.
- Tamam Engin, silahı bırak lütfen. Bırak rahatça konuşalım.
- Nihat birşey söylesene!
Sevda ablanın bu sözü karşısında Nihat birşey demek yerine, Engin'in üstüne doğru yürümeye başladı.
- Nihat, ne yapıyorsun sen?
Engin'in üzerine yürüyordu. Biz onun, silahı bırakması için bir şeyler yapmasını beklerken, Nihat amacının ne olduğunu bilmediğimiz bir şekilde Engin'in üzerine gidiyordu. Ne yapacaktı ki? Elinden silahı almaya mı çalışacaktı?
- Abla, abla! Napıyor bu?
- Bilmiyorum Nurgül! Bilmiyorum!
- Bırak oğlum o silahı elinden, ben çekildim aradan işte sev istediğin kadar!
- Nihat, yapma bunu!
- Neyi yapmayayım Nurgül? Neyi yapmayayım?
- Yapma dedim! Üstüne gitme! Engin sen de bırak şu silahı elinden!
Olaylar resmen tersine dönmüş gibiydi. Engin'i korurken, Nihat'ın tavırlarından dolayı içimdeki sevgi bir anda yok olmuştu sanki. Yaptığı neydi şimdi? Engin'in blöf yaptığını düşünerek, olayı hafife alıyor gibiydi. Ancak az sonra, düşündüğü gibi olmadığını anlayacaktı.
- Engin, seni affediyorum! Nolur bırak silahı artık. Bırak sağlam kafayla konuşalım bunu.
Nihat hala üzerine gidiyordu adım adım. Sonunda silahı elinden almak için yeltendi ve silah ikisinin arasında adeta dans etmeye başladı. Ellerimi ağzıma götürmüş ve Sevda abladan destek alarak ayakta duruyordum.
- Yapmayın, yeter artık yeter. Durun yeter!
Hala bir boğuşma devam ediyordu. İnsanlar pencerelere, kapılara çıkmışlardı.
- Bırak silahı dedim, bırak lan!
Engin o kargaşanın arasında elini Nihat'tan kurtardı ve bana bakarak son kez konuştu:
- Seni Seviyorum
Ve silahı ağzına yaslayıp tetiği çekti.
- Engin! Hayır Engin hayır!
- Nurgül, Nurgül dur yapma yavrum. Dur yalvarırım!
Sevda ablanın kollarından kendimi kurtarıp, Engin'in yanına koşmuştum. Kanlar içinde yere yığılmıştı. Nihat ise şoka girmiş, yapamayacağını sandığı şeyi yapan kardeşinin Cesedine bakakalmıştı.
Engin'in cesedine bakarken aklımdan, bu olayların başlangıcı ve sonu geçmeye başladı. İlk günden bugüne hiç mutlu olamamıştım. Hep hüzün ve keder dolu geçmişti. Son an bile öyle geçiyordu. Sevdiğimi sandığım adam, kardeşinin ölümüne vesile olmuştu. Ölmesini bile dilediğim adam, önümde kanlar içinde yatıyordu. Ve ben bunu kabul edememişçesine, cesedinin başına çökmüş ağlıyordum. Çok geçmeden ayağa kalktım ve Nihat'ın önünde durup yüzüne baktım
Şoktaydık ikimizde, gücümün yettiğince yüzüne bir tokat yerleştirdim.
- Öldü işte! Öldü! Rahat mısın şimdi?
Sadece bakıyordu, gözleri dolu dolu sanki aklından olmuş bir insan gibi.
- Ben! Evet ben, bana yaşattıklarına rağmen onu affettim. Peki ya sen? Sen söz vermiştin bana söz! Beni üzmeyeceğinin sözünü vermiştin! Sen sözünü tutamadın Nihat. Yazıklar olsun sana! Şimdi rahat ol, kardeşinin ölümü senin eserin oldu!
Biz yüzyüze donup kalmışken, polis ve ambulans sesi uzaktan duyulmaya başlamıştı.
İşte bizim sonumuz buydu. Engin yine dizlerimin dibindeydi. Nihat ise karşımda.
Engin ne yapmış ne etmiş ölünce bile, benimle bir olmayı başarmıştı. Nihat ise, verdiği sözü tutmamıştı.
Ölmesini istediğim Engin ölmüş, ancak ben kabul edememiştim. Herşey bitmişti artık. Herşey!
Engin bitmişti, Nihat bitmişti ve tabiki ben, ben bitmiştim!

GENELEV GÜLÜ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin