Bölüm - 21

25.1K 2K 68
                                    


Başı dönüyordu. Her şey sanki bir rüyaydı ve o birazdan bu rüyadan uyanmak zorunda kalacaktı. Ama belini tutan el, dudaklarının üzerinde ki dudaklar o kadar gerçekmiş gibiydi ki... Bir türlü rüya olduğunu kabul etmek istemiyordu.

Dudaklarının üzerinde ki sıcak temasın kesilmesi ile istemsizce gözlerini açtı. Rüya bitmişti! Belinde ki eller hala yerini korurken, karşısında ki adam da fazlasıyla gerçek duruyordu. Yine de emin olamıyordu işte. Geçmişte yaşadığı hayal kırıklıkları ile geleceğini mahvettiğinin farkında değildi. Kendisine engel olamayarak titreyen elini adamın yüzüne doğru uzattı ve hafifçe dokundu.

"Sen gerçek misin?"

Kadının sorusu üzerine adamın gözlerinde ki ifade daha da bir belirginleşmişti. Ne olduğunu anlayamadan kendini Selim'in arabasının ön koltuğunda otururken buldu. Aklı zaman kavramını yitirmiş gibiydi. Şu an saat kaçtı... Neredeydi... Bir türlü toparlayamıyordu bunları zihninde.

Arabanın çalışması ile eli hemen cama kaydı. Camı açarak içeri rüzgârın girmesini sağladı. Biraz olsun kafasını toparlaması gerekti. Kontrolünü yitirmişti ve bu durum onu fazlasıyla çaresiz hissettiriyordu. Sevmiyordu. Çaresizliği sevmiyordu.

Yüzüne vuran rüzgâr biraz olsun ayılmasına yardımcı olmuştu. Yavaşta olsa zihninde zaman kavramı oturmaya başlamıştı. Ama hala bir yerde bir şeyler eksikti. Sonra bir anda dili çözüldü. Söylememesi gereken bir şeyi ağzından kaçırdı.

"Ben Mehmet'in yanına gittim bugün."

Bakışlarını, yanında ki gerçekliğinden emin olmadığı adama çevirdi. Çehresinde hiçbir duygu belirtisi olmadan sadece yolla ilgileniyor gibiydi. Bu durum karşısında yine kendini tutamadı.

"Korkuyorum..." dedi ve başını koltuğa yaslayarak adamı izlemeye devam etti. "Bu sefer gücüm yok... Üstelik bu sefer çok farklı çok!"

Kendi kendisine gülümsedi. Büyük ihtimal kendine geldiğinde bu söyledikleri için fazlasıyla pişman olacaktı ama şimdi değildi. Daha onun zamanı vardı. Şu an sarhoşluk maskesinin arkasına sığınıp istediğini söyleyebilir, istediği gibi davranabilirdi. Pişman olmak yarınaydı. Bugün kalbini eğlendirecekti.

"Çok sıkıcısın," diyerek ofladı ve dengesini zar zor zapt ederek radyoyu açtı. Arabadaki sessizliği müzik sesi doldururken adamın gerildiğinin farkında değildi genç kadın.

Selim'in onu umursamaması daha fazla öfkelendirmişti kadını ve oturduğu koltuktan hem oynamaya hem de şarkıya bağırarak eşlik etmeye başlamıştı. Bir yandan da dans etmeyi ihmal etmiyordu.

"Yeter yeter hüzün keder

Ah neden bütün bu sevmeler

Yana döner geçer zamanla aşk geçer

Ah seni teğet geçer beni yakar geçer"

Adama doğru iyice yaklaşarak "Geldin geçtin böyle mi sevdin sen? Yanıyorum yangın var..." diye fısıldadı o an adamın gözleri kadına doğru dönmüştü. Genç kadın yutkunmasına engel olamadı. Nefes almayı unutmuş bir halde ona bakıyordu sadece. Adamın bakışlarını tekrar yola çevirmesi ile öfkeyle bağırarak şarkıyı söylemeye devam etti. Bir yandan da dans etmeye çalışıyordu. Hayatında hiç bu kadar rezil olmamıştı ama umurunda değildi. Bu gece olduğu gibi değil olmak istediği gibi davranacaktı.

*****

Derin nefes alıp veriyordu. Kendini dizginlemesi gerekti aksi takdir de şu an ona bakarak dans eden kadın için aklından hiçte iyi düşünceler geçmiyordu. Bir kere olsun ona dönüp bakma aptallığını yapmıştı! Ama nasıl yapmayacaktı ki? Kulağına doğru eğişmiş yanıyorum derken nasıl put gibi durabilirdi ki? Duramamıştı. Nefsine, kendine yenik düşerek ona baktığında bin pişman olmuştu. O kadar güzel görünüyordu ki... Dağınık saçları, ay ışığında parlayan beyaz teni... Elbisesinin toplanmış eteği... Gaza biraz daha yüklendi. O anları aklından çıkarması gerekti.

SelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin