Bu soru kesinlikle beklemediği bir soruydu. Verebilecek düzgün bir cevabı da yoktu. Bu yüzden direk kalbinden geçeni söyledi.
"Varlığın beni huzursuz ediyor."
Tabi bu biraz saptırılmış bir gerçekti. Kadının varlığı kalbini huzursuz ediyordu. Onu görünce değişen kalp ritmi, içinde ki duygu karmaşası yoruyordu adamı.
Neşe'nin mavileri buğulanmıştı. Sessiz kalarak kendilerine ayrılan masaya doğru yöneldi. Yuvarlak masada onlara ayrılan yere geçtiklerinde birkaç dakika sonra yanlarına meşhur Atay çifti gelmişti. Selim şu an oturduğu yalının bir zamanlar bu adama ait olduğunu biliyordu. Hatta karısı için o yalı dâhil her şeyden vazgeçtiğini de duymuştu. Bu aslında ona biraz saçma ve garip gelse de irdelemedi. Bilmediği hayatlar hakkında konuşmayı pek sevmezdi.
Gözü yanında ki kadına kayınca onun huzursuz bir şekilde elleriyle oynadığını gördü. Rahatsız olmuştu. Neden rahatsız olduğunu bilmiyordu ve bu durum daha fazla canının sıkılmasına neden oluyordu.
"Alışabildiniz mi Selim Bey?" diye sordu Ömer sesinde ciddi bir tonda. Keskin bakışlarında inceleyen bir ifade vardı.
"Zamanla daha fazla alışıyorum."
Gülümsedi kibar bir şekilde. Bu gülümseme şekli Selim'e yabancıydı. Ama içinde bulunduğu bu dünyada ki insanlar için gayet normaldi.
"Neşe iyi bir öğreticidir."
Neşe? Adamda ki samimiyet Selim'in gerginliğini arttırmıştı. Ona adıyla hitap etme samimiyetini nereden bulduğunu deli gibi merak etse de bu aptal merakı kendine saklamakla yetindi.
"Evet, öyle."
Yanında ki kadının huzursuzluğunun da her geçen saniye daha fazla arttığını fark etmişti. Özellikle de Ömer'in karısına olan dokunuşları arttıkça... Neşe'nin titreyen ellerini fark edince masanın üzerinde duran elini tutarak masanın altına çekti ve kulağına doğru fısıldadı.
"Bu kadar belli etme."
"Neyi?"
"Ömer'e âşık olduğunu..."
"Ne?" dedi Neşe kaşlarını çatarak. "Saçmalama!" diye ekledi. Selim sessiz kalmıştı. Elini Neşe'nin elinden çekerken bu kadına bir daha dokunmayı yasakladı kendine.
Davetin geri kalanı genel olarak sakin bir şekilde geçmişti. Saatin gece yarısını bulması ile yavaş yavaş herkes dağılmaya başladı. Bunun üzerine Selim de kalkmak için bir bahane bulmanın mutluluğu ile masadakilerle vedalaşarak davetin yapıldığı alandan hızla çıktı. Boğuluyormuş gibi hissetmişti tüm gece.
Arabasının yanına geldiğin de, gecenin karanlığında, yıldızların altında bir güneş gibi parlayarak ona doğru gelen kadına baktı. O kadar baştan çıkarıcı duruyordu ki... Bir erkek için resmen nefis sınavıydı. Umursamamaya çalışarak arabasına bindi. Birkaç dakika içinde de Neşe binmişti. Selim hiçbir şey söylemeden arabayı çalıştırdı. Bir an önce yanında ki kadını evine bırakıp onun varlığından kurtulmak istiyordu. Aklından geçen buydu ama yaptığı şey çok farklıydı. Arabayı sahile sürürken amacının ne olduğunu o da bilmiyordu.
"Nereye gidiyoruz?" diye soran kadının sesiyle sessizliğini sürdürdü. Birkaç dakikalık yolları kalmıştı. Daha sonra Selim geceden beri aklını kurcalayan tüm soruları bir bir soracaktı. Yapacağı şeyin yanlışlığının farkındaydı ama umurunda değildi. İçinde ki merak her şeyden ağır basıyordu şu anda.
Arabayı park ettiğin de deniz karşılarında uçsuz bucaksız bir halde uzanıyordu. Bu manzara her zaman Selim'in kendini iyi hissetmesine yaramıştı. Aslında şu an kendini mükemmel hissetmeliydi. Altında bir zamanlar hayalini kurduğu arabalardan biri varken, karşısında muhteşem bir manzara ile hissetmesi gereken tek duydu memnun olmaktı. Ama olamıyordu. Bir şeyler vardı... Eksik bir şeyler.
"Buraya niye geldik?"
Selim bakışlarını yanında ki kadına çevirdi. Mavileri donuk bakıyordu. Saçları dağılamaya yüz tutmuştu. Bedeninin gerginliğini fark edebiliyordu.
"Neden buraya geldiğimizi biliyorsun."
"Konuşmak istediğim bir konu değil."
"Ömer ile aranda ne var?"
"Bir şey yok."
"Peki... Aranızda ne vardı?"
"Hiçbir şey."
Selim'in içinde ki merak her saniye arttıkça öfkesi de bununla eş değer de artıyordu.
"Neşe anlatacak mısın artık?"
"Sizi ilgilendiren bir durum yok Selim Bey."
Adam Neşe'yi bir türlü konuşturamayacağını anlayınca son silahını kullanmaktan çekinmedi. Kullanacağı bu silahla aslında kendi sonunu getiriyordu ama şu an umurunda değildi.
"Sen şimdi bana Ömer ile ne bağın olduğunu anlatacaksın ben de seni asistanım konumuna getireceğim."
Neşe'nin buğulanmış gözleri bir süre öylece adamın gözlerin de takılı kaldı. Selim kadının ne düşündüğünü bir türlü anlayamıyordu. En sonunda titreyen bir sesle "Bu kadar çok mu önemli?" diye sordu. Selim cevap vermek yerine sadece başını sallamakla yetindi.
Kadın bakışlarını tekrar denize çevirmişti. Selim için asır gibi geçen bir süreden sonra konuşma kararı almayı başarmıştı.
"Ömer ile bir geçmişim yok benim... Yani zannettiğin gibi değil aslında."
"Nasıl?"
"Ömer'in abisi Mehmet..." dedi titreyen bir sesle. "Mehmet ile biz üniversite yıllarında görüşüyorduk. Ailelerimiz de zaten fazlasıyla onay veriyordu ilişkimize... Son senemiz de bana evlenme teklifin de bulundu Mehmet."
Neşe'nin anlattıkları adamın hiç hoşuna gitmiyordu. İçten içe rahatsız oluyordu. Yine de belli etmedi. Hem belli etse ne diyecekti ki? Hangi sıfatla ya da hangi hakla sadece asistanı olan bir kadının geçmişiyle bu kadar ilgileniyordu ki?
"Sen de kabul ettin..."
Neşe gözlerini denizden adama doğru çevirdi. Güzel çehresinde yarım yamalak bir gülümseme belirmişti. "Hayır, kabul etmedim."
"Dur tahmin edeyim..." dedi adam hafif alaycı bir ses tonuyla. "Babam mı uygun görmedi?"
"Hayır, aksine... Yasin Bey Mehmet'i çok severdi."
"Öyleyse neden?"
"Korktum..."
Adam bir an duyduğuna inanamayarak direk kadının mavilerine baktı. Fakat orada gördüğü şey bu kadında nadir gördüğü bir duyguydu. Samimiyet...
"Sonra ne oldu peki?"
"Kızdı bana... Gitti başka bir kadınla evlendi. Şu an gayet mutlular, bir tane de çocukları var."
"Takip ediyorsun sanırım?"
"Hayır, sadece bizim dünyamızda gizli kalmaz böyle şeyler."
Selim hafifçe başını salladı. "Peki, pişman mısın?"
Genç kadının kaşları çatılmıştı. "Neyden?"
"Evlenme teklifini kabul etmediğin için..."
-
İyi akşamlar arkadaşlar :) Bol bol yorum bekliyorum... Sizin yorumlarınız benim için çok değerli unutmayın.
İnstagram hesabım : dilekyelomi takibi unutmayalım...
Seviliyorsunuz ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selim
Ficción General''Taksi şoförlüğünden, şirket CEO'luğuna uzanan bir hayat...'' - Selim babasını çok küçük yaşta kaybettiğini sanıyordu... Bir gün evine gelen takım elbiseli iki adam sayesinde öldüğünü sandığı babasının iki gün öncesine kadar yaşadığını öğrendi. Dah...