Giriş

31.8K 2.4K 179
                                    


İstanbul - 1990

Kadın gözleri yaşlı bir halde kocasına bakıyordu. Algılayamıyordu, bir türlü kabullenemiyordu. Bu adamla herkesi her şeyi yok sayıp evlenmişti şimdi ise... Şimdi ise bu adam çıkmış karşına ayrılmak istediğini söylüyordu.

"Yasin... Bir kere daha düşün yalvarırım," diyerek oturduğu yerden kalktı ve kocasının tam karşısında durdu. Kocasının iri yarı cüssesinin yanında o kadar küçük duruyordu ki...

"Düşünecek bir şey yok Elif. Ben kararımı verdim... Beni bir mengene gibi saran bu evlilikten en kısa zamanda kurtulacağım..."

Adamın sözleri karşısında kadının gözünden akan yaşlar daha fazla çoğalmaya başlamıştı. Bir zamanlar uğruna ailesini sildiği adam bu muydu şimdi? Ona her baktığında kalbi ilk gün ki gibi heyecanla çarparken şimdi bu adamdan nasıl ayrı kalabilirdi ki? Böyle bir şeyi nasıl kabullenebilirdi ki?

Derin bir nefes alarak güçlü durmaya çalıştı. Yasin tez canlı bir adamdı. Büyük ihtimal bir şeye sinirlenmişti ve ondandı bu öfkesi.

"Neye sinirlendin Yasin? Söyle hemen düzelteyim..."

Bu sözler karşısında adamın yüzünde acımasız bir gülümseme belirmişti. Kadını kollarından sarsarak adeta tükürürcesine konuşmaya başladı. "Neye mi sinirlendim? Bu lanet hayata sinirlendim... Üç kuruş için gece gündüz direksiyon sallamaktan yoruldum... Bir zamanlar emrimde bir sürü adam çalışırken şimdi başka adamların emrinde çalışmak gururuma dokunuyor anlıyor musun? Yapamıyorum!"

Bu sözler karşısında kadının beyaza çalan çehresinde acı dolu bir gülümseme belirmişti. İki yıl önce Yasin ile tanıştığında zengin bir ailenin tek oğlu olduğunu biliyordu ve bu yüzden olabildiğince ondan kaçmıştı fakat Yasin izin vermemişti. Hem aynı şirkette çalışırken nasıl kaçabilirdi ki? Hoş kadın fabrikada bir işçi iken adam o fabrikanın geleceğiydi fakat bu yine de adamın ondan uzak durmasını sağlamamıştı. Rüya gibi daha doğrusu Türk filmi tadında başlamıştı her şey. O kadar güzeldi ki ilk zamanlar... Sonra... Sonrası fazlasıyla kötüydü. Yasin'in ailesi kesinlikle Elif'i gelini olarak kabul etmemişlerdi ve daha da ileri giderek oğullarını evlatlıktan ret edeceklerini söylemişti. Yasin ise hiçbir şeyi umursamadan Elif'i seçmişti. Bu evliliği Yasin'in ailesi kadar Elif'in ailesi de kabullenememişti. Kısacası her şeyi herkesi geride bırakarak bir hayat kurmuşlardı. Bu hayat Elif için rüya gibiyken Yasin için kâbusa dönüşüyordu ve bunu görmek kadını yaralıyordu.

Sesini güçlü tutmaya çalışarak "Bunların hepsini biliyordun... Her şeyin üstesinden gelebileceğimizi söylemiştin..."

Adam kadını omuzlarından biraz daha sarstı. "Gelemiyorum anlasana! Senin alışkın olduğun bu hayat bana fazlasıyla yabancı... İki yılda ne hale geldiğimi görmüyor musun? Ben böyle bir hayatı yaşayamam Elif!"

Elif neye üzüleceğini şaşırmıştı. Kocasının küçümseyen sözlerine mi, onu bırakacak gidecek olmasına mı yoksa bu hayatta tek başına kalacağına mı bilemiyordu ki o an bebeğinin ağlama sesini duydu. Selim'i... Bir tanecik oğlu... Daha iki aylıktı. Son kez, oğlu için, gururunu umursamamaya çalışarak "Ya Selim?" diye sordu. O an kocasının çehresinin kaskatı kesildiğini fark etmişti. Omuzlarında ki baskı da azalmıştı ve adam ondan uzaklaşarak arkasını dönmüştü.

"Öldü bilir... Ben her ay size belli bir miktar yardım da bulunacağım... Ama daha fazlası yok Elif anla! Sen benim için iki yılıma bedel olan bir hataydın sadece..."

-

İyi günler arkadaşlar... :) Artık yavaş yavaş başlayalım dedim... Bu kurgu benim için çok önemli ve bu yüzden her kelimesinin üzerine biraz daha fazla basarak yazıyorum... Bu sebepten destekleriniz benim için falzasıyla önemli... Yorumlarınızı bekliyorum bol bol :))

Birinci bölüm sizlerin performansına daha erken gelebilir :p :D Ben birinci bölümü yazmaya giderken sizlerde yorumlarınızı yazarsınız herhalde :D

İnstagram hesabım : dilekyelomi takiib unutmayalım :)

Bu arada kapak tasarımında iyi olan arkadaşlarım varsa Selim'e güzel bir kapak yapabilirler mi :p Ben bu konuda fazlasıyla beceriksizimde :D

Seviliyorsunuz ♥

SelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin