Harry: Adeline?
Gelen mesajla biran ellerim titredi ama kendimi toparlayıp mesaja odaklanmaya çalıştım
Kararımdan geri dönüp onunla yaşadığımız o küçük tartışmayı, gözlerindeki o acıyı görmezden gelip müzik takımıyla ilgili bir şey sorabilirdim ama bu beni çok aşağılık hissetirirdi. Bu yüzden bende devam ettim.
Adeline: Haddim değil biliyorum ama bu gün okulda seni kötü gördüm ve hala öyle misin diye mesaj atmak istedim.
Adeline: Öyle misin derken aslında daha iyi misin anlamında.
Adelime: Umarım iyisindir.
Telefonu elimden bıraktığımda endişelenmeden edemedim. Ya kötü bir şey derse? O iyi gözükmüyordu ama ben onu iyi yapacak kişi miydim ki? Sinirle bir nefes verdim. Keşke onunla konuşmak yerine Russo'ya söyleseydim ve o, onunla ilgilenseydi. Ayrıca biz ne zaman Harryle konuşur olmuştuk ki ben ona durumunu soruyordum.
"Of ya!" diye inledim. Aptallık diye bir alan olsaydı temsilci olarak beni seçerlerdi.
Bana göre bir gün, telefondaki saate göre bir dakika sonra telefonum titredi. Hızla mesaj bölümüne girerken Harry'nin isminin altında Ed'in ismini gördüm ve sonra onun annesinden ne zaman sinirlense duyduğum tekerleme gibi söylediği sözcükler geldi.
Harry Edward Styles.
Harry Edward. Ed? "Ola-" Kendi sözümü kestim başlamadan. Ed'in Harry olması benim Ed olup kendi kendime mesaj atmamdan daha mantıklıydı.
Sonra düşüncelerime güldüm. Bu şuana kadar zihnimden geçen en saçma düşünceler yarışında liderlik koltuğunu kapmıştı. Ed'in Harry olması? Aşırı mantıksızdı. Ed beni sevdiğini söylüyordu. Harry ise Harry'di. Liseye başlangıç yılımın ikinci döneminde o dedikoduları başlatan, ben o an ne olduğunu bile farkedemediğim, etrafa inanmazca bakışlar atarken o dedikoduları çıkardıktan sonra bile bana delicesine nefretle bakan kendisiydi ve ben o kişiyi beni her konuşmamızda sevdiğini söyleyen, bu sevginin varlığının gerçek olmasından kortuğum kişiyle Harry'nin aynı kişi olduğunu düşünmüştüm.
Oh, ulu Tanrı'm keçileri sıyırıyordum.
Telefonum elimde iki kez peşpeşe daha titredikten sonra düşüncelerden soğuk duş etkisiyle sıyrıldım. Ekrana baktığımda Harry isminin üstünde üç tane mesaj olduğunu gösteren rakamı gördüm. Biran geçmişi yad etmenin nedeni ve o kötü anıların etkisiyle öfke bedenimi sarsada bunun artık önemsiz olduğunu kendime hatırlattım. Ne biz eskisi gibi olacaktık nede olmak için çabalayacaktık. Sadece şuan yaptığım kötü görünen birini o halde bıraktığım için içimi kavuran o isteği bastırmaktı ve bunu yaparken geçmişde olan kötü şeyleri en aza indirgemeye çalışacaktım. Bu yüzden mesaja tıkladım.
Harry: Bana mı yazıyorsun?
Harry: Pardon bu kaba oldu.
Harry: Sadece şaşırdım.
Adeline: Biliyorum ansız oldu ama
Adeline: Birisi bugün bana senin o halini hatırlattı.
Adeline: Aslında bana ne kadar kör ve umursamaz olduğumu farkettirdi.
Adeline: Ve bu farkındalık bana seni hatırlattı.
Adeline: Harry
Adeline: Üzgünüm seni öyle görünce yanına gelmeliydim.
Adeline: Geçmişten bahsetmek istemediğimi dile getiren bendim ama böyle bir durumda seni öyle görüp kafamı çevirmek bana kötü hissetirdi geçmişte ne olursa olsun.
Adeline: Bu yüzden şuan bu mesajı atmak zorundaymışım gibi hissediyorum.
Adeline: Tekrar ediyorum. Biliyorum belki haddimi aşmış gibi oluyorum ama iyi misin? Yani kötü gözüküyordun normal bir kötü değil cidden kötü olan bir kötüydü.
Harry: Adeline
Harry: Sen...
Harry: Tanrı'm, şuan olanlar akıl dışı
Adeline: Harry, neler oluyor?
Harry: Ne mi oluyor?
Harry: Adeline
Harry: Tanrı'm, konuşamayacağım.
Harry: Benim gidip soğuk bir duş almam gerekiyor.
Telefona şaşkınlıkla bakakalmıştım. Daha demin ne olmuştu? Benimle konuşmak istemiyor muydu? Dediğim gibi hadimi mi aşmıştım? Çok mu fazla saçmalamıştım? Ah, çıldırmak üzereydim.
Harry Styles, sen gerçek bir kafa karıştıransın.
Ve sonra tekrar telefonum titredi. Harry olduğunu sanıp kendimin bile şaşırdığı hızla mesaj bölümüne girdim. Mesaj Ed'dendi. Hani benim yüzümden acılar içinde olup ona geri dönmediğim Ed. Aptallık haneme bir çeltik daha atıp mesaja tıkladım.
Ed: Acı da sensin, şifa da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suddenly || Styles
FanfictionBilinmeyen Numara: Sana bakmak güneşe bakmak gibi, can yakıcı ama göz kamaştırıcı.