Keyifli okumlar:*
Bundan daha gergin bir ortamda daha önce bulumuş muydum, hatırlamıyorum. Salonda, 4 kişilik yemek masamızda; Babam, Harry, Ric ve ben asla hayal edemeyeceğim bir dörtlüydü. Nasıl hayal edebilirdim ki? Bütün olanlardan sonra... Karşımda oturan çocuk bana zor günler yaşatan kişiydi. Sağ çaprazımda oturan kişi, karşımdaki kişinin yarattığı zor günlerde yanımda olan ve sonra aynı hatayı yapan kişiydi. Sol çaprazımdaki ise her daim yanında olan babamdı.
"Yemeğe neden başlamıyoruz?" Babam konuştu. Ona beni bu içine düşürdüğü durum için kötü kötü bakmak istiyordum ama bir suçu yoktu. Olanlardan benim anlattığım kadarıyla haberi vardı ama yine de onu buraya çağırmıştı, Harry varken. Tanrı'm!
Sakinleşmek için derin bir nefes aldım. Karşımda olan Harry'e baktım. Çenesini sıktığı atan damarından belli oluyordu. Elinde tuttuğu çatalı sıkmaktan parmak boğumları beyazlamıştı. Bakışlarım Ric'e döndü. Harry'nin aksine oldukça rahat duruyordu. Dudağının kenarında olan gülümsemeyi görünce sinirlenmeden edemedim. Hiç bir şey olamamış gibi nasıl gelebilirdi buraya? En azından yaptığı hatayı kabullenip sessizce köşesine çekilebilirdi. Ama o yüzsüz bir şekilde masamıza oturmuştu. Çıldırmamak elde değildi.
"Sizin üçünüzü bir arada görmeyeli uzun zaman oldu. Küçükken hiç birbirinizden ayrılmazdınız. Sahi, neden böyle oldu ki?" Harry'i zorlamak için ortaya atılan bir soru olduğu çok barizdi. Babam Harry ile uzun bir süre konuşmadığımızı çok iyi biliyordu.
Bakışlarım istemsizce Harry'e döndü. Buna sebep olan oydu. Bizim birbirimizden ayrılmamıza. Acaba o hiç böyle bir şey yapmasaydı Ric beni koruduğunu söylemek için böyle bir şey yapar mıydı? Arkadaşlığımız aynı şekilde devam eder miydi? Ona nedenini bile sormamıştım. O bakışların kendim için olmadığını anlayınca geri kalan hiç bir şeyi umursamamıştım.
Bakışlarımı çekecekken Harry ile buluştu gözlerim. Ona nasıl bakıyordum bilmiyorum ama omuzlarının düştüğünü gördüm. Ne düşündüğümü anlamış mıyıdı? Of, hayır. Böyle olmamalıydı. Yeni bir başlangıç için buradaydı. Onunla barışmıştım. Devamı önemsizdi.
Kendimi toparladım ve cesaret verici bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Kendini kötü hissetmesini istemiyordum.
"Neden olduğunu söyleyim. Olan şe-"
Ric'in sözünü böldüm. Daha yeni Harry'e doğru olan bütün bakışlarım değişmişti şimdi ona bakınca. Babamın yanında bir şey belli etmemek için sesimi kontrol altına almaya çalıştım."Bence sen hiç o konuya girme. Ne dersin?" Neyden bahsedecekti? Harry'nin başlattığı dedikoduları mı? kendisi de aynı şeyi yapmamış mıydı?
Ric konuşmak için ağzını açtı ama Harry'nin konuşması açtığı ağzını direk kapattı.
"Tavsiye ederim." Harry'nin sesi kendinden oldukça emin çıkmıştı.
Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı. Tek bir sözüyle Ric'i susturmuştu. Konuşması için bekledim ama ağzını dahi açmadı. Bu aklıma Harry'nin Ed kimliğindeyken attığı mesajları getirdi. Ric susmuştu çünkü Harry'nin konuşmasından korkuyordu.
Bu da ne halttı böyle?
"Babacım, bunun için mi buradayız? Yemeğizi yiyelim hah, ne dersin?" Yüzümdeki zoraki gülümseme ile babama döndüm. Şu gecenin hemen bitmesini istiyordum. Bir şeyler olacak diye o kadar geriliyordum ki.
"Haklısın kızım. O zaman asıl burada olma sebebimize dönelim." Babam, Harry'e döndü. "Genç adam, kızımla sokağın ortasına park edilmiş bir arabada uyuyamazsın. Benden habersiz buluşamazsınız. Sevgili olmanıza bir şey demiyorsam Adeline'in sana verdiği değerden dolayı." Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Hızla konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suddenly || Styles
FanfictionBilinmeyen Numara: Sana bakmak güneşe bakmak gibi, can yakıcı ama göz kamaştırıcı.