4.8

455 32 14
                                    

İyi okumalar...

Bazı anlar vardır. Değişimi temsil eder. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, düzenin bozulduğunu, bildiğinin geçerli olmadığı...

3 yıl önce kantin, benim için o anın yaşandığı yerdi. Onu o masada bana nefret dolu bakarken gördüğümde yeni bir şeylerin başladığını anlamıştım. Çünkü o Harry'di. Bana asla öyle bakmazdı. O kızlarla aynı masada oturmazdı. Ama oradaydı ve nefret dolu bakışları bana doğruydu. O kız konuşmaya başladığında, Harry'e onaylaması için baktığında, o onayladığında bir şeyler çok keskin bir şekilde değişmişti. Artık eskinin bize çok uzak olduğunu biliyordum. O bana öyle nefretle bakarken onunla eskisi gibi olamazdım.

Kırılmıştım, üzülmüştüm, şaşırmıştım ve ne yapacağımı bilemiyordum. Konuşmak bile zordu. Sonra o geldi. Önce belimdeki elini hissettim. Sonradan sıcaklığı ve kokusu... Mavi gözlerini gördüğümde bir şeylerin daha değiştiğini anlamıştım. O artık sadece Ric değildi. Benim Ric'im di. Eli belimi düşeceğimi biliyor gibi sarmış, beni savunurken, hiçbir şey eskisi gibi olamazdı.

Olmadı da zaten. Önceden  arkadaşımken, o olaydan sonra her şeyimdi. Bütün iyi sıfatların hepsi benim gözümde onun içindi.  Sadece zorlasamda  Harry'e yakın olduğum kadar olamıyordum. Bunun Ricle bir alakası yoktu.  İhanete uğramıştım ve bu bende bir güvensizliğe yol açmıştı. Çünkü Harry'den ihanet asla beklemediğim bir şeydi. Düşüncelerimde olması bile ona ihanet etmişim gibi hissettirirken onun tarafından aklımın almayacağı şey gerçekleşmişti.

Kendimi o olaydan sonra ne kadar süre süre içinde toparladım bilmiyordum bile ama tek bildiğimden emin olduğum şey Ric'in yanımdan ayrılmadığıydı. Her zaman yanımdaydı. Ağladığımda, bağırdığımda, bana doğru olan o iğrenç bakışlardan ve sözlerden kaçtığımda arkamdaydı ve eli hep destek olduğunu belirtecesine omzumdaydı. Yerlerde olan özgüvenimi tıpkı bir çocuğa yürümeyi öğretir gibi onarmıştı. Her kafamı kaldırdığımda, mavi gözlerini gördüğümde ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. Bir tane arkadaşımın ihanetine uğramıştım ama yanımda o vardı. Sonsuz desteği yanımdaydı. Şefkatli bakışları hep benimleydi. Chris'in zorla öpmesini duyduğunda onu döverken çok şaşırmıştım. Çünkü bana göre Ric gözümde dünyanın en iyi ve en şefkatli insanıydı. Ona bunu neden yaptığını sorduğumda tek dediği şey, "Birilerinin sana zarar vermesine nasıl müsade edebilirim?!" olmuştu. Gözlerinde ilk defa yabancı bir ifadeyle karşılaşmıştım. Halbu ki onu hep tanıdığımı sanırdım. Daha sonra bana kantinde bağırışında öfke ve telaşın yanında yine o ifade varfı. Okul bahçesinde konuştuğumuzda ve belki de Gabriella'yı tehdit ederken bile o bakış vardı. 

Bunların hiç birini sorgulamamıştım bile çünkü biliyordum, o Ric'ti. Kötü biri olmasına imkan yoktu. Ama şimdi, duyduklarımdan sonra...

"S-sana," boğazımı temizledim. "Onlara verdiği gibi bir zarar verdi mi?"

Gabriella'ya baktım. Öğrenmeliydim, yaptığı her şeyi öğrenmeliydim. Nasıl bir insanla arkadaş olduğumu bilmeliydim.

"O benim sırlarımı bildiği gibi ben de onun sırlarını biliyorum. Bana bir şey yaparsa anında söyleceğimin farkındaydı. Sadece beni sindirmek için tek güvendiği şey senin bize inanmamandı. Ben de bunu biliyordum ama onun yüzünü sana alıştıra alıştıra gösterirsek inanacağını da biliyordum."

Yerimden kalktım. Bacaklarım beni taşıyamayacak gibi titriyordu. Derin ve titrek bir nefes içime çektim. Ağlamamalıydım. En azından onlar varken ağlamamalıydım.

"Bunları bana anlatmanızdaki amaç ne peki? Onunla ilişkimi kesmekten başka bir şey yapamam. Size yaptıları için, yani ben..."

Onlara arkamı döndüm. Elimle yüzümü sıvazladım. Derin bir nefes alıp verdim. Onlar buradayken herhangi aşırı bir tepki göstermek istemiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Suddenly || StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin