*Sanırım iki ay oldu bölüm gelmeyeli. Bekleyen herkesten özür dilerim, umarım keyifle okuyabilirsiniz. Seviliyorsunuz :*
Dalgın bir şekilde ileri bakıyordum. Düşünceler beynimde o kadar hızlı dönüyordu ki birini yakalayacak kadar bile hızlı olamıyordum. Ric o kızla mı konuşmuştu, okuldakiler neden tekrardan eskileri konuşmaya başlamıştı ve bu sadece bir günlük sürmüş, bugün hiç bir şey olmamış gibi davranıyorlardı? Amelia Ed'in gerçek kimliği haricinde benden gizlediği başka şeyler mi vardı, Harry neden kendinden nefret ediyordu... Sorular o kadar fazlaydı ki odaklanmak imkansızdı.
Dün müzik odasından çıktığımdan beri böyleydim. Beynim sanki düşünceler tarafından talan edilmiş gibi hissediyordum. Ne zaman birisine baksam, bir şey söylese istemsizce bundan bir önceki söylediği şeyle kıyaslayıp ne kadar yalan, ne kadar doğru olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Hey, beni dinlemiyor musun?"
"Huh?"
"Diyorum ki kıyafetlerimizi değiştirmeliyiz. Neden hala o sırada oturuyorsun?"
Çevreme baktım. Sınıfta sadece ben ve Amelia kalmıştı. "Ah, haklısın," diye mırıldandım soğuk bir şekilde. Amelia soğuk tavrıma bir şey demedi. Sadece kafasıyla onaylayıp sınıftan ayrıldı. Onun kalbini kırıyordum belki ama beynimde ki o kadar yüksek ses arasında onun kalp kırılma sesi diğer seslerin arasına karışıyordu. İşin gerçek tarafı da buna sebep olan oydu. Ric'ti, Harry'di, Ed'di. Şimdi ise bir şeyler belirginleşene kadar, o seslerin daha fazla artmaması için onlardan uzak kalıyordum. Yapmaya çalıştığım şey buydu. Çevremde ki her şeyden habersizmişim gibi hissediyordum. Sanki birisi etrafımdakilere ne yapması gerektiğini belirten bir kağıt vermiş ve o kağıt bir tek benim elime geçmemişti.
Dalgın adımlarla sınıftan çıkıp dolabıma ilerledim. İçeriden spor kıyafetlerimi alıp spor salonuna gittim. Bu gün dans provalarına başlayacaktık ve ben, gün boyu kaçtıklarımdan birisi olan Harryle dans edecektim.
Şans sanırım benim için eski bir dostu.
Spor salonuna gittiğimde, soyunma odasına girdim ve hızlıca kıyafetimi değiştirdim. Benimle birlikte viyolonseli çalan Amber içtiği sigaranın ardından üzerine bolca parfüm sıktı ve ikimizde odadan çıktık. Spor salonuna girdiğimde herkesin kendi grupları arasında dağıldığını gördüm. Daha Bayan Suzie gelmemişti.
Bekleme koltuklarından birine oturup özensizce etrafa bakarken onları gördüm.
Harry ve Amelia. Konuşuyorlardı.
Benim hakkımda mı konuşuyorlardı, Amelia'nın gizlediği şeye Harry'de dahil miydi, okulda çıkan dedikoduların çıkış ve bitişini mi biliyorlardı, benden daha fazla gizleyecek başka şeyleri de mi vardı... Bunları konuşmayacaklarını nerden bilebilirdim? Belki benden gizleyecekleri yeni bir şeyler konuşuyorlardı? Nasıl emin olabilirdim ki? Yüzüme hiç bir şey olmamış gibi bakıp arkamdan neler söyleceklerini nerden bilebilirdim?
Bakışlarımı hissedermiş gibi kafalarını bana çevirdiler ama hızla yönümü çevirip önüme döndüm. Kafamda ki sesleri, her onlara baktığımda kurduğum kuruntular durmadan kimseyle konuşmak istemiyordum
"Evet, gençler hadi herkes toplansın!"
Bayan Suzie her zamanki zarif görünüşü ile salona giriş yaptı. Yanında 1.90 boylarında- belki biraz daha uzun- üniversite öğrencisi gibi gözüken, söylemeliyim ki haddinden fazla yakışıklı, bir çocuk vardı.
Yavaş adımlarla düzensiz kalabalığın arasında olabildiğince arkalara yerleştim.
"Sizi dans ve koreografi öğretmeniniz olan Refael ile tanıştırayım. Kendisi sizinle aynı sıralardan geçti. Şuan şehir üniversitesinde okuyor. Rica ettim ve geldi." Çocuğun isteksiz bakışlarından burada olmayı tercih etmediğini anladım ve Bayan Suzie'nin de sadece 'rica' etmediğini. Onunla çok rahat empati kurdum çünkü benim durumumun da ondan farkı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suddenly || Styles
FanfictionBilinmeyen Numara: Sana bakmak güneşe bakmak gibi, can yakıcı ama göz kamaştırıcı.