Suddenly || Styles

2.9

Keyifli okumalar...

-O GÜN-

Ellerimi uzun saçlarımdan bir kere daha geçirip sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim. Ayağımı bir kaç kere aynı yere vurdum. Bakışlarım boş caddede gezerken nihayet suratlarını görmem ile farkında olmadan dudaklarımı yukarı kaldırdım.  Onlara doğru ilerlerken geç gelmeleriyle ilgili onlara her zaman ki azarlarımdan birini atmayı düşündüm ama Harry bunu biliyormuşcasına Ricle olan konuşmasını kesti, adımlarını bana doğru hızlandırdı ve aniden beni kucağına aldı. 

Yanımda duran kollarımı ensesinde birleştirirken gülmemek için kendimi zor tutuyordum ama bu imkansızdı. Kahkahalarım dudaklarımdan benden izinsiz bir şekilde kaçarken Harry memnun olmuş gibi kollarını biraz daha fazla sardı. 

"Aptal," dedim kollarından inerken. O güzel gamzeleri ve bakışlarıyla baktı. "Bu aptal senin için aptal," dedi. Konuşmak için ağzımı açacaktım ama Ric benden önce davrandı. "Dostum, dil anlatımın berbat," diyerek Harry'i benden geri itti. Bu sefer kendimi Ric'in kollarında bulurken aynı şekilde karşılık verdim ama bu daha kısa sürmüştü. Harry'le kıyaslanamazdı bile. Gerçi hiç bir şey Harry ile kıyaslanamazdı. 

Yolda üçümüz her zaman ki gibi gülerek okula doğru ilerlerken, ben de her zamanki gibi Harry'nin koluna girmiş bir şekildeydim. 

"Bugünün çok güzel geçeceğini düşünüyorum." Harry umutla ileri bakarak konuştu. Onun yüzündeki o gülümsemeyi görmek bende de aynı etkiyi yaratmıştı.

"Üçümüzün birlikte olduğu her zaman, bence olunabilecek en iyi zaman." Gülümseyerek konuştum.

Harry bakışlarını bana döndürdü, yanağında ki iki güzel gamzesi gülümsemesi ile belli oldu. "Kesinlikle. Ama bu gün farklı. Her şey daha iyi olacak."

Ric  ile bakıştık ve anlaşmışız gibi Harry'i aramıza aldık. İlk konuşan ben oldum.

"Yoksa bir cevap mı bekliyorsun?"

"Ya da bir soru için mi hazırlanıyorsun?"

"Kim?" derken vardığımız okulda bakışlarımı bahçede ki kızlarda gezdirdim.

"Şu sarışın mı? Boş olduğunu duymuştum." 

Ric'de beni taklit etti: "Şu kumral olan? Sana bakarken yakalamıştım."

"Ah, olmaz," dedim. Gösterdiği kıza bakarken. "Lavaboda söylerken duymuştum. İki erkeği birden idare ediyormuş."

"Güzel kızdı aslında. Bana baksaydı üçüncüsü olmayı kabul ederdim."

"Üzül Ric. Kız kıvırcık saç beğeniyor."

"Kendi kaybeder," dedi omuz silkerek. "Böylesini de bulamazdı ama." Yüksek egoyla konuşurken yanından geçen bir kıza göz kırptı.

Onun bu haline göz devirirken aramızda olan Harry birden kollarımızdan çıktı ve iki büyük kolunu ikimizin omzuna atarak üçlü bir çember olmamızı sağladı.

"Bugün," dedi. Bakışlarını Ric ve benim üzerimde gezdirdi. Bakışları bende Ric'de olandan daha uzun kaldı. "Farklı olacak hissediyorum."

Onu bu derece heyecanlandıranın ne olduğunu deli gibi öğrenmek istiyordum ama sorarak daha panik olmasını istemediğim için dalgaya aldım. "O zaman panik odalarımıza yakın bir yerde ikamet edelim?"

Harry, ciddiyetle konuştu. "Hayır, akışına bırakmak daha hızlı ve acısız geçiş için olanak sağlayacak."

"Harry, sen?" Tekrardan dalgaya almak istedim ama gayet ciddi duruyordu.