Keyifli okumalar...
Gergince yerimden kıpırdandım. Harry geleceğini söylemişti. Acaba her şeyi anlatacak mıydı? Bana her şeyi anlattığını düşündükten sonra o numaradan mesaj gelirse ve hala benim bilmediğim şeyler söylerse ne kadar güvenebilirdim ona?
Ayrıca daha yeni konuşmayı bitirmiştik. Ne zaman gelirdi? Okulla evim arasında yürüyerek 30 dakika arabayla en az 9 dakikalık bir mesafe vardı.
Sıkıntılı bir nefes verdim. Neler öğreneceğime dair hiç bir fikrim yoktu. Ya Harry'nn dediği gibi öğrenmemem daha iyiyse? Ama her türlü öğrenecektim. O numaranın sahibi peşimi bırakacakmış gibi durmuyordu.
Elimi saçımdan geçirirken zil çaldı. Harry olamazdı. Daha iki dakika olmuştu konuşalı. Kapımın önünde değilse onun olmasına imkan yoktu.
Merakla kapıya gittim ve açtım. Karşımda babamı, postacıyı, karşı konşumuzu veya en olmadığından babamın işiyle ilgili olarak bir polis memuru bekliyordum ama hiçbiri değildi.
"Siz?" Şaşkınlıkla sordum. Karşımdaki kişiler asla görmeyi beklediğim kişi-ler değidli.
"Evet, biz."
*
"Burada ne yapıyorsunuz?!" Salonumda olan üç kıza baktım. Adlarını bile bilmiyordum ama okuldaki o konuşmaların başlamasına sebep olan ikisiydi. Diğer ise Ric'in benim hakkımda zorla dedikodular çıkarttığı kızdı. Genel olarak bakıldığı zaman lise hayatımı berbat eden 3 kişi salonumda duruyordu. Bu ne sikimdi böyle?
"Seni sevdiğimizden burada değiliz." Konuşan 3 yıl önce kantine girdiğimde ilk konuşmayı başlatan kızdı. Yumruğumu sıktım. Çenem sıkmaktan uyuşmaya başlamıştı.
Kendimi üzerine giderken buldum. "Sakın. Benimle. Bu. Şekilde. Konuşma!" Elimi göğsüne vurup ittirdim.
Anında iki yanında olan arkadaşı durdurmaya çalıştı. Ve bunların hepsi benim salonumda oluyordu.
"Sakin ol. Sen bizden ne kadar hoşlanmıyorsan, emin ol bizde senden o kadar hoşlanmıyoruz."
Kollarımı ikisinden kurtardım. Konuşan annemin beni ve kendisini öldürmeye çalışma durumunu bir hikaye gibi anlatan kızdı.
"Benden nefret ediyorsunuz?" Güldüm. Çünkü oldukça komikti. Onlara hiçbir şey yapmadığım halde bütün hayatımı mahvetmişlerdi. Şimdi ise benden nefret ettiklerini söylüyorlardı. İşte hiçbir şey bu kadar komik gelemezdi.
"Size siktiğimin hiçbir şeyini bile yapmadım! Bir de nefretten mi bahsediyorsunuz?! Benim salonumda?!" Sesimin tonunu kesinlikle ayarlayamıyordum. Çıldırmış gibiydim. Bütün hayatımın mahvolmasını sağlamışlardı.
"Hiç bir şey göründüğü gibi değil."
Delirmiş gibi onlara baktım. "ŞU CÜMLEYİ KULLANMA!"
Sakinleşmeye çalışıyordum ama oldukça zordu. Her şey üst üste gelmişti ve şimdi de bu iki gerizekalıyı görüyordum. Bütün hıncımı almak için harika hedeflerdi.
"Sakin olup dinle artık!"
Ric'in tehditler savurduğu kız konuştu. Kaşlarım hayretle havaya kalktı. Bana bağırmıştı. Ve sinirim o kadar fazlaydı ki yüksek sesi hiçbir etki yaratmadı üzerimde.
"Seni korumuştum. Seni Ric'e karşı korumuştum." İşaret parmağımı üzerine doğru salladım.
Kahverengi, küçük gözleri Ric'in adını duyunca gerildi. "Bunun için buradayız ama önce sakin ol lütfen. Bak, burada olmanın bizim için ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor musun? Biz sadece artık durmasını istiyoruz. Bitsin istiyoruz. " Sonlara doğru sesi çatallaştı. Bakışlarımı diğerlerinde gezdirdim. Konuşandan farkı yoktu hiçbirinin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suddenly || Styles
FanfictionBilinmeyen Numara: Sana bakmak güneşe bakmak gibi, can yakıcı ama göz kamaştırıcı.