4.1

1.4K 83 23
                                    

Keyifli okumalar :*

Aynadaki görüntüme baktım. Rahatsız bir arabada, 5 saatlik bir uyku çeksemde aynada ki yansımam oldukça dinç ve sağlıklı görünüyordu. İçimdeki o heyecan duygusunu zapt edemiyordum. Halbuki bu kadar iyi hissetmemem lazımdı. Ric'le son görüşmemiz çok kötü geçmişti. Sorduğum hiç bir soruya cevap alamadığım gibi net olarak düşündüğüm şeylerde de aklımı bulandırmıştı.

Sadece tek bir şey haricinde. Ed'in Harry olduğunu biliyordum. Buna bütün kalbimle inanıyordum. Ve emin olduğum tek şey buydu. Haricinde Ric'in dostum olduğunu düşünüyordum. Yanımdaydı. Bana destek olmuştu. Güven duygusunu asla esirgememişti benden. O olmasaydı Harry'nin etkisinden bu kadar kolay kurtalamazdım. Ama şimdi yaptığı şey ve söylediği açıklama o kadar berbattı ki... Eğer bana Harryle barıştığımız zaman buna tamamen karşı olduğunu söyleyip, kabul etmeseydi Harry ile aramızdaki bütün her şeyi bitirirdim. Harry seviyordum ama Ric'in yeri farklıydı. Bana o karanlık günlerde uzattığı eli sayesinde şimdiki kişiydim. Benim için yaptıklarını bir köşeye atacak değildim. O benim Harry ile arkadaşlığımız konusunda fikir sahibi olacak tek kişiden biriydi. Çünkü ben kötüyken o yanımdaydı ve o beni toparlamıştı. Bu konuda nankörlük asla yapmazdım. Ama bütün bunların aksine berbat bir şey yapmıştı.

Bana ihanet etti. Bu konuda beni en çok şaşırtan şey de beni en çok yaralayanın ne olduğunu biliyordu. Onun omzunda ağlamıştım. Uzattığı eli sayesinde ayağa kalkmıştım. Şimdi beni yaralayan şeyi bir kızı kullanarak tehdit etmiş ve dedikoduları çıkarmasını sağlamıştı. Aşağılıkçaydı. Güven duygusuna yapılan en büyük suikastı.

Ama şimdi aynadaki yansımam bütün bunların aksine oldukça iyi görünüyordu. Gözlerim parlıyor, dudaklarımda durduramadığım gülümseme vardı. Bu yaptığım Ricle olan arkadaşlığımıza ihanet miydi bilmiyorum ama kendimi de durduramıyordum.

"Adeline?"

Amelia'nın sesini duydum. Şaşırdım dersem yalan söylemiş olurdum. Okulda, herhangi bir kattaki herhangi bir lavabodaydım. Elbette karşılaşabilirdik ama benim isteğimle olmasını daha çok tercih ederdim.

"Amelia!" Sesim beklediğimden daha iyi çıkmıştı. Yüzümdeki gülümsemeyi asla engelleyemiyordum. Hala açıklanmamış bir sürü sır vardı ama şuan bunlarla ilgilenmek istemiyordum. Başta utanç verici olsa da güzel bir sabaha gözümü açmıştım. Bana nefretle baktığını düşündüğüm yeşil gözlerin eskisi baktığını daha iyi anlamıştım. Derin bir nefes aldım. Bu düşünce bile kalbimin hızını artırdı. Eskisi gibi olan geçmişten şimdi devam etmek. Arada ki onca sırra rağmen.

Gözleri yüzümü taradı. "Ne zaman okula geldin? Ve neden şimdi geldin? Hasta filan mı oldun diyeceğim ama oldukça iyi görünüyorsun."

Çünkü öyleyim. Olmamam gerek ama öyleyim.

"Ah, şey, bilirsin. Sıradan bir geç kalış."

Şüpeyle baktı. "Peki?" Sondaki sesli harfi uzattı.

"Herneyse, burada mı konuşacağız? Sınıfa filan çıkalım mı?" Sesim kontrolsüz heyecanlı çıktı. Kendimi frenlemem lazımdı ama istemiyordum. Uzun zamandan beri bu kadar iyi hissetmiyordum ve bunu bitirmek kullağa oldukça kötü geliyordu.

Lavabodan çıkıp koridora çıktık. Son iki derse yetişmiştik. Sebebi ise Harry ile kahvaltı yapmamızdı. Fix 20 dakikalık kahvaltı serüvenim Harry ile 1 saat sürmüştü. Evlerimize dağılıp kıyafetlerimizi değiştirip tekrardan buluşmamız ile iyice uzadığı için ancak son üçüncü saattin bitmesine beş dakika kala gelmiştik. Onunla daha fazla kalmanın bugünlük kalbimin sınırlarını zorladığı için ayrılıp lavaboya gelmiştim. Şimdi ise Amelia gelmeden önce yüzümdeki aptal ifadeyi silmeye çalışıyordum.

"Bu gün antremanlara başlıyor musun?" Amelia yanımda konuştu. Kafamı ona çevirdim. "Evet, dün Rafeal derslere başlayacağımı söyledi."

"Ah, Rafael! Beyni olmasa bile ona yürüyebilirim." Dediği ile şaşırmadan edemedim. Amelia oldukça güzel bir kızdı ama erkek seçimi biraz karmaşıktı. Diğer insanların aksine bir erkekte ilk dikkat ettiği şey zeki olmasıydı. Bu öyle dersleri A+ olan bir öğrenci zekiliği değildi. Cidden zeki olması gereken bir zekilikti.

"Yani şöyle söyleyim; bana dese ki, 'Dünya bir öküzün boynuzundadır,' umursamam ve öpmeye devam ederim."

"Oh! Normal olmana sevindim."

Bana ters bir bakış attı ama umursamadım. "Bilirsin, yarı Tanrılar her zaman istisnadır."

Kabul etmek gerekirki bir yarı Tanrı kadar yakışlıydı. Latin olması zaten yakışıklılığının başlıca bir kanıtıydı.

"Eh, ne diyebilirim? O herif bir yarı Tanrı'dan bile daha şanslı."

Beni tamamladı: "Evet çünkü Amelia Clarke onu arzuluyor!"

İkimiz de güldük. Hiç bir şey düşünemeyecek kadar iyi hissettmek muhteşem bir şeydi.

Gireceğim dersin sınıfının önüne gelince durduk. Onunla aramızda o soğukluğu kesitiğim için memnundum. Yanımdaydı ve benim için çabalıyordu. Onu daha fazla geri itemezdim. Birini hayatımdan çıkarmıştım ama birini daha uzaklaştıramazdım.

"Daha öncesi için özür dilerim. Sadece biliyorsun, işler gereğinden fazla karışık." Bu bir sınıfın kapısının önünde konuşulacak bir konu değildi ama kendimi tutamamıştım. Onu da kaybetmek istemiyordum.

"Böyle şeyler her zaman oluyor. Ergeniz ve sorunlarımız var. Kimin yok ki?" Omuz silkti. Yüzünde samimi bir gülümseme oluştu. Aynı şekilde karşılık verdim. Bizi bölen teneffüsün kulak kanatan sesiydi.

"İki ders sonra spor salonuna gitmek için buluşuruz." Amelia benden önce konuştu. Kafamla onayladım. O kendi sınıfına gitti ben de kendi sınıfıma. Dersler oldukça hızlı geçti. Kendimi Amelia ile soyunma odasında kıyafetlerimizi değiştirirken buldum.

"Şu lanet yerin tek ihtiyacı olan bir oda parfümü." Yüzünü buruşturarak konuştu. Sigara kokusu o kadar yoğundu ki artık göz yaşartma evresine gelmişti.

Kafamla onu onayladım. Üzerime kapşonu geçirdim. Beraber o boğucu yerden çıktık.

Spor salonuna geldiğimde gözlerim benden habersiz Harry'i aradı ama sonuç başarızsızdı. Bu müzik olayı yüzünden basketbol antremanlarını baya aksatmıştı ve hazır 2 günlük nefes antremanlarına katılmama hakkı varken bu hakkını basketbola ayırıyordu.

Sıraya geçtik. Amelia hemen yanımda duruyordu. Aradan geçen iki dakika sonra herkes toplandı. Rafeal'ın uzun bedeni göründü. Ellerini birbirine çırparak sesini duyurdu.

"Hoş geldiniz arkadaşlar!"

Herkesten karşılık sözler çıktı. Rafeal, kuyruk şeklinde yaptığımız sıraya ve en başında olan bana baktı. Suratı biraz düşmüş gibiydi. Ama nedeniyle ilgilenmedim. Şuan için hiçbir şey moralimi bozamazdı.

"Sağa doğru dönün ve bir sıra arayla herkes sağ çaprazına geçsin!" Sağıma döndüm. Aynı şekilde Amelia yanımda ikili sıra olmamızı sağlayacak şeklinde yerini aldı.

"3, 2, 1 başla!"

Herkese, merhaba! Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Geçiş bölümlerinden biriydi ve emin olun uzun süre en sakin olacak olan bölüm buydu. Önümüzdeki bölümlerde oldukça şaşıracağınız şeyler olacak. Kendinizi hazırlayın, çünkü dediğim gibi fırtına en sağlam köklü ağaçları bile yerlerinden sökecek.

Kendinize iyi bakın, tatiliniz umarım güzel geçmiştir ve geçiyordur. Profilimdeki IMPASSİVE isimli JEON JUNKOOK hikayesine de bakabilirsiniz! Yeni bölümde görüşmek üzere...

Suddenly || StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin