-2-

53 11 28
                                    

Clary'nin Ağzından

Artık kollarımın daha fazla dayanabileceğini sanmıyordum. Okula gitar taşımaktan nefret ediyordum.

Omzumda ağır okul çantam ve elimde de çantadan bir hayli daha ağır elektro gitarı taşımak benim sınırlarımı zorluyordu.

İçimden ağırlığı bahane ediyordum ama aslında okula gitar getirmek istemememin nedeni çok daha farklıydı.

Geçen sene Matthew bana bu gitarı verene kadar hayatımda elime hiç elektro gitar almamıştım ve sadece 1 hafta sonra müzik hocası benden bir parça çalmamı yoksa sıfır alacağımı söylemişti.

Ben de bir şeyler çalmaya çalışmıştım ama bence hiç çalmasaydım çok daha iyi olurdu.

O kadar berbat çalmıştım ki arkadaki bir çocuk gülmeye başlayınca herkes birden gülmeye başlamıştı.

Müzik hocası sadece beğenmez bir ifadeyle bakıp yerime oturmamı söylemişti. Hayatımda daha önce hiç bu kadar utanmamıştım. Güya çok güzel gitar çalmak en büyük hayalim olacaktı.

Okul çıkışı Matthew'ün yanına gidip kendimi tutamayıp ağlamaya başlamıştım ve o bana seneye sınav zamanına kadar kendinden bile iyi yapacağına söz vermişti.

Sözünü tutmuştu da, hala benden çok daha iyi çalıyordu ama beni de çoğu kişiden iyi yapmıştı.

Ama sanki yine yapamayacağımı hissediyordum, ya her şeyi unutursam?

Okula yaklaştıkça göğsüm daha fazla sıkışmaya başlıyordu. Ben istemesem de kötü düşünceler aklımın her yerindeydi.

Neyse ki beni bu durumdan bir korna sesi kurtardı. Bu Bryce'tı.

Okul yokuşunun başındaydık, bisikletinden indi ve saçlarını eliyle geriye atıp bana göz kırptı.

Esmer, uzun saçlı ve çok yakışıklı sayılcak bir tipi olmasa da kendini aşırı beğenmiş bir çocuktu. Herkesin kendisinden hoşlandığını düşünüyordu.

Kafamı başka tarafa çevirmemeye çalışarak zoraki bir şekilde gülümsedim:
-Günaydın, Bryce.
-Günaydın Clary.

Beni şöyle bir süzdü. Şuan çok berbat görünüyor olmalıydım. Bakışlarını hala üzerimde hissediyordum, rahatsız oldum, "Aaa, nasılsın?" Belki konuşursam dik dik bakmayı keserdi.

Gözlerini yüzüme çevirdi ve salak bir gülümsemeyle, " Çok çillerin olsa da iyi sayılırsın aslında." dedi.

Bununla ne demeye çalıştığını anlayamamıştım
çatık kaşlarla ona bakarak, "Ne demeye çalışıyorsun?" dedim.

Gözlerini devirip kafasını önüne çevirdi. Sorduğum iki soruyu da cevaplamamıştı. Moralimi bozmuştu. Şuan hiç onunla uğraşamazdım, sadece gitmesini istiyordum.

Birden yine bana dönüp gitarıma bakmaya başladı," Niye gitarını getirdin ki?"

Bu sefer ben de onun sorusunu cevaplamayacaktım. Nasıl bir his bilsin istiyordum.

Ama onun zaten benim cevaplamama ihtiyacı yoktu, "Zaten getirsen de getirmesen de aynı puanı alırsın. Hiç taşımasan daha iyiydi."

Ve sonra benim tepkime bile bakmadan gülerek arkadaşlarının yanına gitti.

Cebir sınıfımın önünde ne yapacağımı bilemeden dikiliyordum. Bryce'ın sözleri beni geldiğim yolu geri dönmeme ve bir daha asla buraya adım atmak istememe neden olmuştu.

Violet EmbraceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin