-48-

4 0 0
                                    

Clary'nin Ağzından

Daniel'ın gelmediği bir cebir dersi daha bitmişti. Üzüntü ve hayal kırıklığıyla birlikte zilin çalmasıyla sıramdan kalktım ve Grayson'la buluşmak için merdivenlere doğru yürümeye başladım.

O çoktan oraya ulaşmıştı, duvara yaslanmış beni bekliyordu.

Kafasını çevirip beni görünce yaslandığı yerden doğruldu ve birkaç saniye bakıştıktan sonra hiçbir şey demeden beraber merdivenleri inmeye başladık.

''Hey Grayson,'' dedim stüdyo kapısının önünden geçerken. Daha oraya girmeyeli çok olmamıştı ama sanki yıllardır kimse dokunmamışçasına eskimişti kapı, ''Bir daha ne zaman prova yaparız sence?''

Grayson bir saniye durakladı, o kısacık süre içinde suratında beliren o üzgün ifadeyi görebilmiştim. Sonra hiçbir şey olmamışçasına yürümeye devam etti, ''Bilmem,'' dedi kısaca bu konu hakkında konuşmak istemediğini belli eden bir tavırla.

Niye sinirlenmişti ki şimdi? Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum diyebilirdi düzgünce, ''Tamam, sinirlenmene gerek yoktu,'' dedim kızgın bir sesle.

Grayson adımlarını yavaşlatarak bana doğru döndü, ''Sinirlenmek mi? Onu da nereden çıkardın şimdi?''

Grayson'ın sıkılmış ses tonu ve suratındaki küçümseyici ifade beni daha da sinirlendiriyordu, ''O zaman neden böyle davranıyorsun?''

Gittikçe daha da sinirlendiğimi hissederken aynı zamanda kendime de şaşırıyordum.

Ben neden böyle saçma sapan bir şeye sinirleniyordum ki?

Derin bir nefes aldım, prova konusu şuan ikimizinde hassas noktasıydı.

Bir daha Lauren'i normal bir şekilde okula gelirken görebileceğimizden emin değildik, Violet Embrace diye bir grup bile artık olmayabilirdi ve ben gidip bir daha prova yapıp yapamayacağımızı sormuştum.

Salak Clary.

Gözlerimi Grayson'a çevirdiğimde sinirden yanaklarının kızarmış olduğunu gördüm.

O durunca gerilerek ben de durdum. Benim karşıma geçerek, ''Nasıl davranı-'' Birden kendini geri çekerek elleriyle suratını ovuşturdu.

Genelde sinirlenince kendini tutamayan Grayson şuan benim için kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.

''Bak,'' diye başladı konuşmaya hala elleri yüzündeyken, ''Daniel her defasında beni gördüğünde diğer tarafa doğru yürümeye başlıyor, Alex okula gelmiyor ve her gün aradığım halde hiçbir şekilde telefonuna cevap vermiyor, Tessa büyük ihtimalle şuan benden nefret ediyor, Lauren ise...'' Grayson birkaç saniye durakladıktan sonra devam etti, ''Sinirli ya da kırıcı davranıyorsam özür dilerim ben sadece,'' sonunda ellerini yüzünden çekerek bana doğru baktı, ''İşleri yoluna sokmaya çalışıyorum ama olmuyor. ''

Tam bir şey demek için ağzımı açmıştım ki konuşmaya devam etti, ''Sevdiğim herkes gittikçe benden uzaklaşıyormuş gibi hissediyorum ve-'' hızlı konuştuğunu farkedip derin bir nefes aldı, ''Ve bunu durduramıyorum.''

Son cümleyi söylerken gözlerini biraz gerimizde kalan stüdyoya doğru çevirmişti. Bakışlarından ve sesinden adeta çaresizlik akıyordu, omuzları her zaman dimdik olan Grayson şuan ayakta durmakta zorlanıyormuşçasına omzularını düşürmüştü.

Ona izlerken kendimi suçlu hissederek gözlerimi diğer tarafa doğru çevirdim.

Adeta benim bütün duygularımı okumuş ve sanki kendininkilermiş gibi söylemişti.

Violet EmbraceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin