-49-

9 0 0
                                    

Lauren'in Ağzından

Gözlerimi kırpıştırarak açtım. Gözlerimin içine giren güneş ışığı yüzünden homurdanarak yüzümü yastığa gömdüm ve bir süre öyle kaldım.

Daha sonra doğruldum ve şöyle bir güzel esnedim.

"Pazar günlerini seviyorum." dedim yataktan adeta sürünerek kalkarak. Başucumdaki saate bakınca saatin 10'u biraz geçtiğini gördüm.

"Hadi Daniel'ı uyandırayım." dedim kendi kendime.

Üstüme sabahlığımı geçirdim ve banyoya gittim. Dişlerimi fırçalayıp ellerimi yüzümü yıkadım. Gözlerim uyumaktan şişmişti, saçlarım ise kuş yuvasına dönmüştü adeta.

Sol elimle sol gözümü ovuştururken sağ elim ile saç fırçasını aldım. Ellerim dün akşam çıkardığım sargıları geri sararken çok daha az titriyordu.

Daniel'ın odasına girmeden önce adını seslenmeye başlamıştım, çünkü uyuduğu zaman asla ama asla uyanmazdı.

"Hadi kalk artık!"

Kapıyı açtığımda şaşkınlıkla Daniel'ın yatağının toplanmış ve en sevdiği bassı olan siyah mat Musicman'inin orada olmadığını gördüm.

"Neler oluyor yahu?"

Burnuma güzel kokular geliyordu, sanırım Mary uyanmış ve yemek yapıyordu.

Daniel'ın yatağını toplamasına şaşarak kendimi mutfağa attım.

Masa şimdiden kurulmuştu ama sadece iki tabak ve iki bardak meyve suyu vardı.

Mary ise ocağın başında ıslıkla bir Elvis şarkısı tutturmuş, bedenini ona uygun olarak hareket ettirerek krep yapıyordu. Omuz hizasına gelen sarı saçlarını her zamanki gibi at kuyruğu yapmıştı. Benim geldiğimi görmemişti:

"Günaydın Mary!" dedim ona.

Mary beni duyunca bana döndü ve gülümseyerek:

"Oh, Lauren demek ki uyanmışsın! Nasılsın, iyi uyudun mu?"

"Evet." dedim gülümseyerek. Gece yine kabus görmüştüm, ama ne gördüğümü hatırlamıyordum ama bu sorun değildi.

"Yardım edebileceğim bir şeyler var mı?" dedim.

"Şey, seni yormak istemem kızım ama dolapta biraz meyve olacak-"

"Tamamdır!" dedim sözünü keserek yüzümde kocaman bir gülümseme ile.

Ben meyveleri hallederken o da krepleri masaya koydu. Sonunda ikimiz de masaya oturduğunda Mary'nin dua etmesini izledim. Dua ederken çok huzurlu gözüküyordu.

"Afiyet olsun!" diyince yemeğe başladık.

Bir süre rasgele şeylerden konuştuk.

"Mary, Daniel nerede?"

Mary gülümsedi:

"Sabahın köründe Grayson ve Alex geldi ve onu aldılar. Daniel sana bunu vermemi istedi." dedi ve cebinden bir not kağıdı çıkarıp bana uzattı.

İçinde Daniel'ın alışkın olmadığım el yazısı vardı. İnce ve düzenli.

Saat 12 gibi meydandaki parka gel.

İç çektim:

"Daniel'ın bassı yanında mıydı çıkarken?"

Mary düşündü bir süre:

"Hatırlamıyorum. Notta ne yazıyormuş?"

Notu ona uzattım ve portakal suyumdan büyük bir yudum aldım. Mary notu okuduktan sonra saate baktı:

Violet EmbraceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin