-9-

26 8 2
                                    

Lauren'in Ağzından

"Zach. Gitmek zorunda mısın?" diye sordum koltukta dönerken üstüme döktüğüm  patlamış mısırları ezerek.

Zach gömleğinin yakalarını iliklerken bana üzgün bir ifade ile baktı. Gitmek istemiyordu. Beni onlarla yalnız bırakmak istemiyordu. Derin bir nefes aldı Zach:

"Lauren biliyorsun, üniversiteye devam etmek zorundayım. Lütfen benim için bir yıl sabret. Sonra sen de benimle birlikte Stanford'da okuyabilirsin."

Başımı evet anlamında salladım. Haklıydı. Ama gitmek istemiyordum işte. Korkuyordum.

Sabah olmuştu bile ve Zach'ten ayrılmama çok az bir süre kalmıştı.

Zach bana baktı, hazırdı.

"Hadi gel." dedi ve elimden tutarak beni kaldırdı.

Sırt çantamı omzuma aldım ve dün akşam hazırladığım bavulumu alarak dışarı çıkarak Zach'in Mercedes'ine bindim.

İkimiz de arabaya inince arabayı hiç konuşmadan sürmeye başladı. Önce evime uğrayıp eşyaları bırakacaktık sonra ise o beni okula bırakacaktı.

Yirmi dakika gibi kısa bir sürenin sonunda eve geldim.

Zach'in mavi gözlerine bakarak destek aldım.
Başıyla beni onaylayınca içeri girdim.

Kapıyı annem açtı. Hiçbir şey söylemeden valizimi eline verdim ve beni bekleyen Zach'e döndüm.

Arabaya bindim ve okula doğru yola çıktık.
Okula epey erken gelmiştik. Zach arabayı durdurdu. Ve bana bakarak:

"Beni her zaman arayabilirsin Lauren. Unutma, sadece 1 yıl. Sonra her şey düzelecek." dedi.

Başımı tamam diyerek salladım ve gözümdeki yaşları saklamak ve onunla vedalaşmak için ona sarıldım. Pek güzel ve rahat bir pozisyon değildi ama en azından yanımdaydı.

Zach kulağıma:

"Görüşürüz Lauren." diye fısıldadı ve geri çekildi. Ona son bir kez bakarak veda ettim. Başıyla onayladı ve arabadan indim.

Zach'in gitmesini izledikten sonra derin bir iç çektim ve yürümeye koyuldum ki birinin bana eğildiğini hissettim. Kişi aniden:

"O kim?" diye sordu.

Yüreğim hoplamıştı. Daniel'ın bana eğilmiş, meraklı bir biçimde bakan mavi gözlerine baktım. Bu kadar uzun olması moralimi bozuyordu.

"Zach." dedim ona bakarak.

Sol kaşının hafifçe yukarı kalktığını gördüm.
Öfledim.

"Abim. Zachary Maxwell."

"Hımm." dedi ve önüne döndü.

Beraber yürüyorduk. İnsanların bize baktığını hissettim. Ne düşündüklerini az çok tahmin edebiliyordum.

Bu kız da Violet Embrace'e girince kendini bir şey sanmaya başladı.

Baksana Daniel'e nasıl da yapışmış.

Zavallı Daniel, kim bilir kız onu nasıl kandırmıştır.

Gözlerimin yavaşça dolduğunu hissettim. Ve yüreğim yeniden hopladı. Daniel durup bana doğru eğilmişti:

"Sorun ne?" dedi.

Elimle onu geçiştirerek yürümeye devam ettim:

"Zach'i uzun bir süre göremeyeceğim o yüzden biraz üzüldüm." dedim gözlerimi silerek.

Violet EmbraceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin