Bölüm 3 / İlk Konuşma

50.1K 2.7K 92
                                    

Peri, adamın üzerini çıkartırken görmüştü. Düşündüğü gibi sırtının kan olmasının sebebi vampir ısırıklarıydı. Savaşın kurbanlarından biriydi büyük ihtimalle. Vampirler durmuyordu.

Üzerindeki kanlı gömleğin yakalarındaki kırmızı çizgiler adamın Güneyli olduğunu gösteriyordu. Vampirlerin savaşına insan kölelerin katılmasını uygun bulmuyordu. Hatta daha önce böyle bir şeyle karşılaşmamıştı. Öyleyse bu zavallı adam nasıl yaralanmıştı?

Omzunun üzerinden arkasına baktı. Birkaç kuş merakla onu izliyordu. Genç kadın, "Yosun," dedi. Bu bile kuşların ötüşerek uçmasına yetmişti.

Birkaç dakika sonra kuşlar ağızlarında yosunlarla döndüler. Genç kadın hepsini özenle adamın sırtına yerleştirdi. Ardından kirli ellerini birleştirerek adam için dua etti.

Mırıldanmasını bitirdiğinde gözlerini baygın yatmakta olan adama dikti. Onun için yapabileceği şeylerin sonuna gelmişti. Gerisi adamın bünyesi ve inancına bağlıydı. Yorulmuştu. Ormanın derinliklerinden buraya gelmek ve bu kadar enerji harcamak onda uyuma isteği uyandırıyordu. 

Otlardan yapılmış, mağaranın bir ucundan diğerine uzanan sallanan yatağında adam yattığı için kendisinin yerde yatması gerekiyordu. Yatmadan önce eski ve kirli kumaşlardan yaptığı örtüyü adamın üstüne örttü. Düz bir kayaya yerleştikten sonra son kez yaralıyı kontrol etti. Ardından gözlerini kapatarak derin bir uykuya daldı.

Acı. Acıyı hissediyordu. Bu beklenmedik bir duyguydu. Bedeni sanki ilk defa acı çekiyormuş gibiydi. O da böyle hissediyordu.

José, gürültülü bir inlemeyle gözlerini açtı. Neredeydi? Kimdi? Kimin yanındaydı? Hiçbirini hatırlamıyordu. Canının neden yandığını bile bilmiyordu. Tek bildiği rahatsız bir yerde yattığıydı.

Zorlukla başını kaldırdı. Bir mağarada mıydı? Evet, görünüşe göre öyleydi. Birkaç çanak çömlek ve birkaç kumaş yığınının dışında boş bir mağaraydı. Zorlukla başını diğer tarafa çevirdi. Önce sarı, parlak ve ışıltılı bir kumaş gördü. İpek miydi? Oldukça pahalı duruyordu. Ancak kumaşın bir yüzü çevrelediğini daha önce görmemişti. Bu saç mıydı yani? Bu mükemmel meleksi yüzü çevreleyen uzun şey saç mıydı?

Bir kadındı. Hayır, melekti. Açık pembe dudakları hafif aralıktı. Uzun kirpiklerin çevrelediği gözleri kapalıydı. José, rengini merak ediyordu. Mümkün olamayacak kadar pürüzsüz bir teni vardı kadının. Ve aynı zamanda mümkün olamayacak kadar kirli bir de elbise giyiyordu. Kadının cenin pozisyonuna bakılırsa üşüyordu. 

Üzerindeki örtüyü alarak kadının üzerine örttü. Ardından alnını okşayarak zorlukla ayağa kalktı. Canı acıyordu evet ama bunu umursamamayı tercih etti. Hiçbir şey hatırlamıyordu ve asıl sorun buydu.

Onu bu kadın mı kurtarmıştı? Ya da karısı falan mıydı? Bu kadar açık bir elbise giydiğine göre evet karısı olmalıydı. Yinede bu mağarada nasıl yaşadıklarını aklı almıyordu.

Kadının yüzünün hemen yanına, dizlerinin üzerine çöktü. İşaret parmağıyla uyuyan güzelin omzunu dürterken, "Hey," diye fısıldadı. Ama sesini duyuramamıştı. Boğazını temizledikten sonra tekrar dürttü. "Hey."

Güzel kadının gür kirpikleri açılırken, ağzımın tadını biliyormuşum, diye düşündü. Yinede böyle bir yerde yaşadığına inanamıyordu.

Mavi gözler ona önce uykulu, sonra şaşkınlıkla baktı. "Uyandınız mı?" Kadın hızla yerinden doğrulurken José onunla neden resmi konuştuğunu düşünüyordu. Karısı değil miydi yani? "Canınız hâlâ acıyor mu? Tanrı aşkına kaç saat uyumuşum ben böyle?" Kelimeleri ardı ardına sıralaması adamın pek işine gelmiyordu doğrusu. Hızlı konuşanlardan nefret ettiğini hissediyordu.

"Bana ne oldu?" diye sordu dizlerinin üzerinde durmaya devam ederek. Sesinin boğuk ve pürüzsüz oluşu hoşuna gitti. 

Kadının dudakları gergin bir şekil aldı. "Hatırlamıyor musunuz?"

Genç adam başını iki yana salladı. Karşısındaki garip giyinimli kadın ona tuhaf gözlerle bakıyordu. Acaba yakışıklı mıydı? Yüzünde bir şey mi vardı? Neden böyle bakıyordu?

"İnsan olmalısınız," dedi kadın iç çekerken. "Sırtınızda birkaç derin vampir ısırığı vardı."

Tüyleri ürperdi adamın. Konuşmayı, vampirleri ve insanları hatırlıyordu. Hatırlamadığı şey kişisel bilgileriydi.

"Beni sen mi buldun?" Kadının aksine o gayri resmi konuşuyordu.

"Evet." Güzel mavi gözleri yere kilitlendi. "Adınızı hatırlıyor musunuz?"

"José."

Cevap kendiliğinden, sanki bir refleksmiş gibi ağzından çıkınca şaşırdı. Adı José miydi yani? Evet, tanıdık gelmesine bakılırsa öyleydi.

Peri bağdaş kurduktan sonra dirseklerini dizlerine, çenesini de ellerine yasladı. Dudakları kendiliğinden büzülmüştü. Yumuşak sesi mağaranın içinde yankılandı. "Güzelmiş."

Adam yüzünü buruşturdu. "Sadece adımı hatırlıyorum."

Sonraki dakikalar sessizlikti ikisi içinde. Genç kadın bu tür gergin sessizliklere alışkındı. Daha öncede hafızasını kaybeden insanlarla tanışmıştı. İri gözlerini José'nin yüzüne dikerek incelemeye başladı. Kirli sakalı, kahverengi saçlarına inat mermer kadar beyaz teni ve ah... Koyu kahve gözleri. İlk kez böyle yakışıklı biriyle karşılaşıyordu. Ayrıca adamın vücudu da mağarasının çoğunu kaplıyordu. Onu izlerken kalbinin hızlandığını hissetti.

José kadının bakışlarından rahatsız olarak, "Neye bakıyorsun?" diye sordu. "Çok mu yakışıklıyım?"

Peri hızla başını sallarken aynı küçük çocuklar gibiydi. "Evet. Hemde çok."

"Ah açık sözlüsün demek," dedi José başını yavaşça sallayarak. "Her şeyi pat diye söyler misin?"

Kadın, başını yana eğdi. "Şey... Aslında biriyle konuşmayalı tam bir yıl oldu." 

José boğazını temizleyerek çok meraklı görünmemeyi diledi. "Niye?"

Ancak kadın ona cevap vermedi. Bir süre daha erkeği süzdükten sonra iç çekerek ayağa kalktı. Ama José'nin bir sorusu daha vardı. "Senin adın ne?"

Bu yeryüzündeki en saçma sorular listesinde başı çekiyordu! Perinin bir adı yoktu ki! İnsanlar ona genelde 'vay canına çok güzel' ya da 'bir melek gibi' diyorlardı. Bu zamana kadar kimse onun adını sormamıştı. José'nin de sormasını beklemiyordu.

Ama tek sorun vardı ki bunu söylerse utancından ölebilirdi. Ama yalanda söyleyemezdi. Küçük bir sorun olsa da genç kadın için onu terletecek kadar önemli bir sorundu bu!

Yumruklarını sıktı. Ne cevap vereceğini bilmiyordu.

Bölüm sıradan bi yerde bitti gibi geldi bana ama burada bitmesi gerekiyordu :D Ayrıca bölümler 3 gün arayla falan gelecek. Arayı çok açmamak istiyorum. :D

Yorumlarınızı bekliyoruum, iyi gecelerrr :D

AeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin