8 Yıl Sonra
Jane ve Jace salona girdiklerinde bir alkış tufanına tutuldular. İki kardeş irkilerek birbirlerine tutunsalar da bunun gereksiz olduğunu anlamaları birkaç saniyelerini aldı. Çünkü sarayın devasa salonu insan ve vampirlerle doluydu. Jace kaşlarını çatarken Jane'in gözleri parıldadı.
Aera elinde kocaman bir pastayla salona yavaşça girerken bir yandan da, "İyi ki doğdunuz Jane ve Jace, iyi ki doğdunuz Jane ve Jace..." diyerek kafiyesiz saçma bir şarkı söylüyordu.
Salondakiler Aera'nın saçma şarkısına gülerken Jace kıpkırmızı kesildi. Rezil olduğunu hissediyordu. Tabii ya! Doğum günü!
Anneleri gitgide yaklaşırken dişlerinin arasından, "Bana hatırlatmalıydın," diye mırıldandı kızkardeşine. Jane acımasızca gülerek Jace'in karnına dirseğini geçirdi. "Bu rezilliği hak ettin Jace."
Aera elindeki çikolatalı pastayı çocuklarına doğru kaldırarak üzerindeki tek mumu işaret etti. "Üfleyin hadi." Gülümsemesini durduramıyor oluşu ve salondaki herkesin büyük bir dikkatle izlediğinin farkında olan Jace, istemeye istemeye eğildi. Jane'le birlikte aynı anda üflediklerinde yeni bir alkış şöleni başladı.
Güzel peri pastayı hizmetçilerden birine vererek masaya götürmesini işaret etti. Masada ayrıca çeşit çeşit yemekler, pastalar, çörekler de vardı. Ama Aera kendi ailesine özel ayrıca bir pasta yapmayı tercih etmişti. Ellerini elbisesine silerek çocuklarına döndü. "Hadi masaya gelin," dedi sırıtarak. "Herkes sizi bekliyor."
Birlikte ince uzun masaya geçerlerken yolda José'yle karşılaştılar. Adam büyük bir gururla elindeki şarap bardağını onlara doğru kaldırdı. Jace bir baş hareketiyle teşekkür ederken Jane "Baba!" diye bağırarak koşarak adamın yanına gitti.
"Yavaş ol Jane," diye arkasından uyardı Jace ama nafileydi. Kız çoktan babasına sıkı sıkı sarılmış, yanaklarını öpüyordu.
Aera ve Jace bu manzarayı biraz imrenerek izlemişlerdi doğrusu. José Jane tarafından sömürülürken onunla ilgileniyormuş gibi görünse de gözü Aera'nın üzerindeydi. Peri, bu geceye özel kırmızı kadife bir elbise giymişti ve Tanrı şahit ki tekrar dönüp bakmamak elde değildi. Salık bıraktığı dalgalı sarı saçları dizlerinin arkasına kadar geliyordu ve başındaki narin incili tacı parıldıyordu.
Jace annesinin dikkatini çekmek ister gibi, "Babam gözlerini senden alamıyor. Şu adama biraz acı ve erkenden odanıza gidin anne," diye pis pis güldü. Aera'nın yüzü elbisesinin rengine bürünürken, "Jace!" diye cırladı. "Tanrım! Annenle böyle konuşmaya utanmıyor musun?" Minicik yumruğuyla oğlunun omzuna vurduğunda Jace boğuk bir sesle güldü. "Kusura bakma tatlım. Buraya baktıkça kendimi çıplak hissediyorum," derken kısılan gözlerine düşen kahkülleriyle hem can yakıcı derecede yakışıklı hem şirin görünüyordu.
Aera kendinden bir kafa boyu uzun olan oğluna yetişebilmek için parmakuçlarında yükseldi. Jace'in saçlarını karıştırarak, "Koca adam olmuş benim oğlum," diye sevdi onu. "On altı yaşındaki birine göre fazla göz kamaştırıcısın." Sesinden oğluyla ne kadar gurur duyduğu ve sevgisi belli oluyordu. Bir anda beline bir kol dolanınca irkildi ve omzunun üzerinden arkasına baktı.
José dudaklarını büzerek Jace'i süzdü. "On altı yaşındaki bir velet nasıl bin yaşındaki bir vampirle aynı görünebilir?"
"Aynı mı?" diyerek güldü Jane. Jace'in beline kolunu doladıktan sonra diğer elini çocuğun göğsüne koydu. Babasına bakarken aynı onun gibi dudakları büzülmüştü. "Jace senden daha yakışıklı görünüyor baba."
Hepsi birden gülüşürken Aera'nın gözleri kapıya takıldı. Symon, Serenity ve Dane onlara kapıdan gösterişli bir biçimde girerken, Aera'nın gözleri her zamanki gibi heyecanla parladı. Symon yanına geldiğinde ona sarılmak istemişti ancak Aera'nın kocası dışında bir erkeğe sarılması tuhaf karşılanırdı. Bu yüzden sadece birbirlerine reverans yapsalar da ikisinin gözlerinde neşeli ve samimi parıltılar vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/14064446-288-k32734.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aera
VampirDünyada minimuma inen insan sayısı beş vampir krallığını büyük bir kriz ve kuraklığa sürüklemiştir. Artık krallar daha vahşi ve kontrol edilemez durumdadırlar. Kral José ise diğerlerinin bilmediği gizli bir silaha sahiptir. Ormanda yaşayan güzeller...