José gözetlendiklerini hissediyordu. Gözlerini dört açarak etrafına baktı. Hava karanlık olsa da Aera'nın kanı hâlâ vücudundaydı. Gözleri normal bir vampirden çok çok daha iyi görüyordu. Böylelikle yaklaşık elli metre ilerideki karaltıyı seçebildi.
Oraya gitmesi bir saniyesini aldı. Elleri bir boynu kavradı. Vampir dişleri uzamıştı ve düşmanına tehditkarca hırlıyordu.
Yakaladığı bir adamdı. Gece kadar karanlık gözleri ve aynı renk saçları onu iyice kamufle ediyordu.
"Kimsin sen?" diye hırladı José adamı ağaca çarpıp boynunu daha da sıkarak. Güçsüzdü. İki eliyle José'nin eline yapıştı ancak bu konu kurtarmayacaktı.
"Üzgün-üzgünüm," dedi boynunu kurtarmaya çalışarak. José adamın nefes almaya çalıştığını fark etti. İnsandı. O zaman bir zararıda olmazdı bu yüzden elini geri çekti. İnsan, yere düşüp bir süre öksürdü. Ta ki José ayağıyla adamı omzundan itene kadar. "Konuş," dedi buz gibi bir sesle.
"Kuzeyliyim," dedi adam kesik kesik. Bir yandan omzunu ovalıyordu. "Biraz daha sakin olamaz mısın?"
"Adın ne?" dedi José aynı ses tonuyla. Adam cevap vermek için ağzını açtı ancak başka biri onun yerine bağırdı.
"Edmond!
Aera koşa koşa yanlarına gelerek Edmond'ın yanında diz çöktü. Gözlerine inanamıyor gibi bir süre adamın yüzüne baktı. Ardından hızla boynuna sarıldı. "Döndün!"
José hızla kadını pelerininden tutarak geri çekti. Ardından sırtını ağaca yaslayarak ikisini izlemeye başladı. "Bu kim?" diye homurdandı kötü bakışlarla bakarak.
Aera ise onu umursamadı. Ellerinin tersini Edmond'ın yanaklarına koyarak ateşini ölçtü. "Çok soğuksun," dedi dehşetle. "Kendine dikkat etmeni söylemiştim."
José bu seferde ayağıyla Edmond'ı tekmeleyerek ikisini uzaklaştırdı. Edmond kafasını kaldırarak ona kötü bir bakış atsa da Aera'ya dönünce yumuşamıştı. Genç kadın konuşmasına fırsat vermeden adamı elinden tutup kaldırmış, ateşe doğru yürütmeye başlamıştı. José öldürücü bakışlarla Edmond'ın sırtına bakarak peşlerine koyuldu.
Üçü birlikte ateşin etrafına oturdular. Aera o muhteşem gülümsemesini takınarak, "Bir daha hiç görüşmeyiz sanıyordum," dedi. Edmond da gülümsedi.
"Seni çok aradım ama yer yarılmıştı da içine girmiştin sanki. Mağaranı bir daha asla bulamadım. Sonra Kuzey'e geleceğinizi duydum. Sizi karşılamak istedim."
"Bekle bekle," diyerek araya girdi José. "O piç kralın Aera'yı biliyor mu?"
"Elbette biliyor!" dedi Edmond hayretle. "Ah bu arada adın Aera mı? Sana hiç uygun değil." Sözleri José'den gelen başka bir tekmeyle bitmişti. Sinirlenerek bir daha tekme atmamasını söyleyecekti ki José'nin Güney Cali kralı olduğu aklına geldi. Canı sıkılarak tekrar Aera'ya döndü. "Sana borcumu nasıl ödeyebilirim?"
"Hmmm," dedi Aera işaret parmağını dudağına koyup havaya bakarak. Düşünüyormuş gibi görünse de cevabı belliydi. Gözlerini tekrar Edmond'a indirirken haykırdı. "Tabii ki arkadaşım olarak!"
İkisinin arasına giremeyeceğini anlayan José ise sıkıntıyla başka tarafa çevirmişti kafasını. Aralarındaki samimiyet belli ki Aera'nın iyileştirme gücü sayesindeydi. Edmond da Aera'nın tedavi ettiği yaralılardan birine benziyordu. Kral, yan gözle kadına baktı. Aera ışıl ışıl gülümsüyordu ve Edmond'ın anlattığı şeyleri heyecanla dinliyordu. Sadece birkaç saat önce kollarında kızaran kadın şu an başka bir adama gülümsüyordu!
Homurdanarak kafasını tekrar çevirdi. Onun başkalarına gülümsemesini istemiyordu. Özellikle Edmond gibi sulu erkeklere.
Eğer şimdi Aera'ya karışırsa Aera José'ye daha çok yapışıp 'bana aşıksın, kıskanıyorsun' diye peşinde dolaşacaktı. Bunu istemiyordu. Ya da kendini böyle kandırıyordu.
"Birkaç saat sonra yola çıkacağız," dedi tekrar sırtüstü uzanarak. Oysaki az önce Aera'yla yalnızken ne kadarda huzurluydu. Şimdi ikisinin kıkırdamaları yüzünden sinirleri gerilmişti.
"Ama sabah olmasına çok var!" diye haykıran Aera bir anda Edmond'ı unutup José'nin yanına geldi. Dizleri üzerine çökerek adamın kolunu sarsmaya başladı. "Lütfen sabah yola çıkalım."
"O kadar vaktimiz yok," diye homurdandı José Edmond'a kötü bir bakış atarak. Sanki ona 'ayak bağı oldun' der gibiydi. Edmond kralın bakışlarını yakalayınca onlara en uzak yere uzanarak, "Ben yatıyorum," diye seslendi. Oysaki Aera tamamen José'ye odaklanmıştı.
"José," diye mızmızlandı Aera. "Birkaç saat uyku bana yetmez ki!"
"O zaman bir an önce uyu," dedi adam ona sırtını dönerek. Aera somurtarak adamı sırtüstü çevirdi. Kendisi de José'nin yanına uzandı. Adamın kolunu uzatarak kafasının altına yastık olarak almıştı. Ellerini adamın göğsüne koyup gülümseyerek gözlerine baktı. "Vampir olduğun için kolun ağrımaz değil mi? Ah çok rahatmışsın. Yatak olarak işe başlayabilirsin," dedi kıkırdayarak. İyice adama sokuldu. Hava zaten serindi, bir de José'nin soğukluğu vardı. Ama bu önemsizdi o an için. Aera çok mutluydu.
"Yatak olarak çalışmak mı?" dedi José kaşlarını çatarak.
"Tabii. Yatağım olarak çalışmak istemez miydin?" Sözleriyle birlikte gözlerini kapattı Aera.
"Yatağın olarak çalışamam ama yatağında çalışabilirim," diye mırıldandı José. Kadın tekrar gözlerini açtı.
"Ne demek istiyorsun?" dedi soran gözlerle bakarak. "Yatağımda ne için çalışabilirsin ki?"
Edmond'ın uyaran öksürüğüyle ikisi de o tarafa döndü. Kral, gözlerini devirdikten sonra Aera'yı iyice kendine yapıştırdı. "Bunu sonra özel olarak konuşalım."
"Oh tamam," dedi kadın kafasını sallayarak. Ardından arkasını dönerek Edmond'a seslendi. "Ed! José bana aşık biliyor musun?"
Gürültüyle horlamakta olan Edmond Aera'nın sözlerini duymamıştı ama José duymuştu. Diğer koluyla kadını tekrar kolunun üstüne yatırdıktan sonra sert bir sesle konuştu. "Kalbini kırmak istemiyorum bu yüzden şunu söylemekten vazgeç."
"Kalbimi kırmak istemiyorsun demek," dedi Aera gülerek. Gözlerini uyku için kapattı. José'nin homurdanmalarını ve soğuk havayı umursamayarak huzurlu bir uykuya daldı.
Adrian kalesinin devasa balkonundan ormana bakıyordu. Gözleri keskindi. Yatağında uyumakta olan çıplak bir kadın vardı ama gece Adrian'ı tatmin etmemişti. Gerçi onu artık hiçbir kadın tatmin edemiyordu. Sıradan, basit, paragöz kadınlar. Daha farklı şeyler arıyordu. Bir peri olabilir miydi? Güzelliği efsane olmuş, dünyanın en güzel kanına sahip bir peri onu tatmin edebilir miydi?
Ah, kesinlikle.José'nin perisi.
Hem bedeni hem kanı güzel, hem de José'ye ait olan bir kadın... Adrian'ın dudaklarında tehditkar bir gülümseme belirdi. Çok ama çok eğlenceli olacaktı.
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfeen :D İyi geceler hepinizee :*
![](https://img.wattpad.com/cover/14064446-288-k32734.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aera
VampireDünyada minimuma inen insan sayısı beş vampir krallığını büyük bir kriz ve kuraklığa sürüklemiştir. Artık krallar daha vahşi ve kontrol edilemez durumdadırlar. Kral José ise diğerlerinin bilmediği gizli bir silaha sahiptir. Ormanda yaşayan güzeller...