Bölüm 30 / Isınmak

40.1K 2K 84
                                    

Saraydaki ilk arkadaşları olan üç hizmetçisinin cesedinin ormanda bulunmasının üzerinden iki ay, yani iki dolunay geçmişti. Aera için ilk birkaç hafta çok zor olmuştu ama artık hizmetçileri aklına daha az geliyordu. Yinede o görüntüyü unutabileceğinden emin değildi. José bu işin peşini bırakmayacağını söylemişti ve ona güveniyordu da. Arkadaşlarına bunu yapan caninin kim olduğunu öğrenmek istiyordu. Yinede José'yi çok sıkmamaya ve sabırla beklemeye devam ediyordu. Katilin kim olduğunu öğrenince Aera hayatını zehir edeceğine yemin etmişti.

Aera William'ın yardımıyla edindiği bilgiyi bir parşömene yazdığı için memnundu. Yoksa gecenin bu saatinde gereken malzemeleri unutsaydı ne yapardı bilmiyordu. Yataktan sinsice kalkarak José'ni yırtarak çıkardığı elbisesini aradı. Odanın belli noktalarına yerleştirilmiş ve söndürülmemiş mumlar görüşünü kolaylaştırıyordu. En sonunda kırmızı kadife elbisesini paravandan sarkar halde buldu. Parmak uçlarında soğuk zeminde ilerlerken çıplak bedeni soğuktan titredi. Buz tutmuş elleriyle elbiseyi aldı. İnceledi. Eğer Aera bu elbiseyi giyerse göğüslerinin dışarı sarkacağından kesinlikle emindi!

Dönüp yatakta uzanan José'ye sahte bir kızgınlıkla baktı. Bu kaçıncı elbiseydi? Aera José'nin en az elli elbisesini bu şekilde yırttığına emindi! Elbiseyi aynı sessizlikle paravana astı. Dolabından başka bir elbise seçip görmeyen gözlerle giydi. Son olarak en kalın pelerinini taktı. José ona kürk almayı teklif etmişti ama Aera asla bir hayvana ait kürkü kullanamazdı. Hayvanlar ona iki yüz sene boyunca arkadaşlık etmişlerdi ve Aera eğer kürk kullanırsa midesizlik edeceğini düşünüyordu. Ayrıca hayvana dönüşen perilerden birinin kürkünü kullanma fikri aniden başını döndürdü. Bu gerçekten adilik olurdu.

Tamamen hazırlandıktan sonra yatağa yürüdü. Kralın yüzüne eğildi. Mum ışığında daha bir yakışıklı oluyordu José. Belirgin yüz hatları, yumuşak ve pürüzsüz yüzüyle hem erkeksi hem güzeldi. Uzun kirpikleri ve yumuşacık saçları vardı. Aera onun yüzüne ve saçlarına bayılıyordu. Erkeksi kişiliği ve ürkütücü cüssesine rağmen yüzü o kadar güzeldi ki Aera'nın kalbini sıkıştırıyordu.

Bir erkek nasıl güzel olabilirdi? José Aera'nın ona güzel dediğini duysa ne tepki verirdi acaba? Bunu düşünmek Aera'yı güldürdü. Seni aptal kadın! Nasıl kralına güzel dersin? Ardından José onaylamayarak başını iki yana sallar, sonra da dayanamayıp güler ve Aera'nın ayaklarını yerden kesen bir öpücük verirdi. Evet Aera böyle olacağına neredeyse emindi! Belki de birgün cesaret edip bunu denemeliydi. Tekrar kıkırdadı. Ardından José'nin boynuyla omzu arasındaki yere belli belirsiz bir öpücük kondurdu. Kahverengi ama mum ışığında altın sarısına dönüşen saç tutamlarını alnından yavaşça çekti. Uyurken öyle huzurlu görünüyordu ki. Sahi, uyuyordu değil mi? Vampirlerin uyuyup uyumadığını bilmiyordu. Evet aylardır bir vampir krallığında yaşıyordu ve bunu bilmiyordu! Ama José öyle tepkisiz uzanıyordu ki Aera onun uyuduğuna karar verdi. Hem uyumuyor olsaydı çoktan Aera'yı kucağına çekmiş ve onu yeniden soymuş olurdu. José'yi nadiren böyle görebiliyordu. Genelde Aera'nın uykusu o kadar ağır olurdu ki gece hiç uyanmazdı. Sabah ise José çoktan çalışmaya başlamış olurdu. Ama Aera arada sırada José'yi böyle görüyordu. Evet evet, vampirlerinde uyuduğuna emindi.

"Seni seviyorum," diye fısıldadı içinde patlayan sevgiyle. Bu sefer adamın alnını öptü. Ve sonra dudağının köşesini. Geri çekildiğinde José'nin bedeninin serinliği kaşlarını çatmasına sebep oldu. Evet vampirlerin üşümediğini biliyordu ama onu böyle bırakıp gitmek içine sinmedi. Çıplak belini kapatan yorganı omuzlarına kadar çekti. Ardından tekrar, "Seni seviyorum," diye fısıldadı ve parşömeni de alarak odadan çıktı.

Aera'nın mide bulandırması gereken ama aslında José'nin değişik hissetmesine sebep olan duygu yüklü dakikalardan sonra kadın nihayet çıkmıştı odadan. Gerçekten José'nin uyuduğunu mu sanıyordu? Yüzünü buruşturdu. Bir vampir nasıl uyuyabilirdi? Evet arada sırada uyuyorlardı ama José bunu birkaç saatliğine ayda birkaç kez yapıyordu. Aera'nın bunu fark etmemesi gerçekten komikti.

AeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin