Bölüm 27 / Yeni Oda

40.4K 2.3K 149
                                    

Birlikte geçirdikleri iki haftadan sonra araları belirgin bir şekilde düzelmişti Aera ve José'nin. Öyle ki bazen ormana geziye çıkıyorlar, bazense José ona dövüşmeyi öğretiyordu. Görgü kuralları ve diğer saçma derslerle de işi kalmamıştı artık. Aera her şeyin en iyisini yapabiliyordu.

Saçlarının yarısını örmüşken odanın kapısı birkaç kez tıklatıldıktan sonra açıldı. Giren yeni hizmetçisi Carmen'di. Diğer esmer hizmetçileri tuhaf bir şekilde ortadan yok olmuştu. Aslında iyi kızlardı ama birden bire nereye gittiklerini merak ediyordu doğrusu.

Carmen ise minicik boyu, zayıf bedeni ve siyah saçlarıyla bir hizmetçi olamayacak kadar güzeldi. Vampirliğinden kaynaklanan bembeyaz porselen gibi teni vardı ve Aera Carmen'i de çok sevmişti.

"Size güzel bir haberim var," dedi Carmen kocaman gülümseyerek. "Kral odasına taşınmanızı istiyor. İzin verin eşyalarınızı toplayalım." Sözlerinin ardından üç hizmetçi kız daha küçük adımlarla içeriye girdiler. Aera ne yapacağını bilemeyerek örgüsünü yarıda bıraktı ve oturduğu sandalyeden ayağa kalktı. Birkaç gündür José'nin odasından garip sesler geliyordu. Sanki bir duvar yıkılıyormuş gibi. Acaba bununla bir ilgisi var mıydı?

"Nasıl yani?" dedi heyecanla. "Gerçekten bunu istedi mi? Ah bugün daha güzel olamazdı!" Neşeyle bağırdıktan sonra kollarını iki yana açarak odasına döndü. "Hoşçakal soğuk fare deliği. Merhaba sevgi dolu yeni odam." Ellerini göğsünün üzerinde birleştirip tekrar kapıya dönünce José'yi kapıya yaslanmış şekilde buldu.

"Buradan bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum," dedi tek kaşını kaldırarak. Aera bir kahkaha patlattı. 

"İçinde senin olmadığın bir yeri nasıl sevebilirim?" Çevresinde bir tur dönünce toz pembe elbisesi uçuştu. "Her şey o kadar güzel olacak ki."

O kendi hayallerinde kaybolmuşken José elini odaya doğru salladı. "Her şeyi toparlayıp odama taşıyın. Ve bir de kocaman bir paravan bulun." Aera'yı kafasıyla dışarı davet edince kadın gülerek peşinden gitti. José onu kendi odasına kadar götürdü. İçeri girdikten sonra kapıyı kapattı ve ikisi tamamen yalnız kaldı. José tek kolunu Aera'nın omzuna atarken kadının tepkisini izliyordu.

Aera birkaç gündür bu odadan uzaktı. Demek nedeni buydu. José'nin masasının bulunduğu yerdeki çift kanatlı kapı artık yoktu. Duvar yıkılmış, küçük odayla José'nin odası birleştirilmişti. Kocaman bir şömine yapılmıştı. Ayrıca bir tane de pencere vardı!

"Yatağı oraya taşıyacağım ve masayla koltuklarda buraya gelecek," derken eliyle yatağı işaret etti. "O odayı kullanmıyordum ve duvarı yıkıp burayla birleştirmek mantıklı geldi."

"Paravanı ne yapacaksın?" diye sorarken Aera eliyle adamın omzundaki elini kavradı. "José, harikasın," diye eklemeyi de unutmadı.

"Paravan oradan başlayacak," derken genişletilen kısmın en ucunu gösterdi. Sonra parmağını koltukların geleceği, şimdiyse yatağa ait olan kısma çevirdi. "Ve burada bitecek. Böylelikle hem çalışabilir hemde seni izleyebilirim."

Öyle romantik ve düşünceliydi ki Aera günden güne ona daha çok aşık oluyordu. José'nin tam önüne geçerek kollarını beline dayadı ve çenesini göğsüne yaslayarak gözlerine baktı. "Bir anda nasıl bu kadar değişebildin?" dedi sevgi dolu gözlerle ona bakarak. "Aklım almıyor. Umarım biri büyü yapmamıştır yoksa sonra çok üzüleceğim." Dudaklarını büzdüğünde José başını eğip hızlı bir öpücük verdi.

"Sana bir şans vermemi istedin," dedi José kollarını kadının ince beline sararak. "Ve sende bana değişik hissettiriyorsun."

"Nasıl değişik?" diye sorarken Aera hınzırca gülümsedi. José gözlerini devirdikten sonra kadını daha da sıktı.

AeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin