2015'in Son Günü - FİNAL

30 3 5
                                    


     Bin bir güçlükle ayağa kalkıp, henüz üstünü başını silkelemeye dahi fırsat olmadan bir tayfun çıkıverir ve yeniden yere kapaklanırsın.

     Birkaç gün önce İstanbul'dan nefesimi kesen bir haber aldım. Babam kalp krizi geçirmiş. Acilen hastaneye kaldırıp ameliyata almışlar. Ameliyat bitene kadar da bana haber vermemişler. Çılgınca bir şey yapmamdan korkmuşlar. Oysa o kadar soğukkanlı karşıladım ki haberi. Korktum evet. Çok korktum. Henüz annemin mezarında ot bitmemişken babamı da kaybetme düşüncesi tüylerimi ürpertti. Ameliyatın başarılı geçtiğini ve babamın sesini duyduğumda korkum geçti. Fakat bahsettiğim soğukkanlılık; Nasıl desem? Bir şeyler hissettim ancak bunun acı olduğuna emin değilim. Tarif edemediğim bir his. Sanki bir başkasının babasına üzülür gibi. Acı eşiğini geçmiş olmam muhtemel. Çok da önemi yok artık. Sayfaları tarumar ruhumdan çıkan zehirlerle doldurmayacağım artık. Tümden gelmeyip, tüme varacağım.

     Kabus gibi bir yılın yarattığı teessür çok yormuş kalbini anlaşılan. Benimle kalırken bol bol dertleşirdik. Fakat kardeşim annem hakkında konuşmaya dayanamadığı için adamcağız hep içine atmış. Kimseyle paylaşamamış. Zaten bizden başka kimsesi yok ki. Her aradığımda iyiyim dedi. Telefonla konuşabilenlerden değildir. Yine iyiyim dedi. Sesi iyi değildi. Ben de iyiyim dedim. Ben de iyi değildim. Sağ olsunlar arkadaşlarım dertleşmek istedi. Dertleşmenin önemi yoktu ki. Yalnızca sonuç önemliydi ve ben eşyalarımı toplamaya başlamıştım bile. İş yerini arayıp işi bırakmak istediğimi söyledim. Evimin terasından müthiş Bandırma silüetini izledim. Vapur iskelesini, Cumhuriyet Meydanı'nı, meydandaki insanları, çay bahçelerini, şehrin ışıklarını ve ışığın yansımalarının denizin üzerindeki romantik dansını içime çektim. Buraya kadarmış Bandırma dedim. Bir sigara yaktım. Dumanı havaya ben de silüete karıştım. Bu kenti bırakamam derdim hep. Oysa neleri bırakıyor insan. Yaşayamam dediği şeylerin hiçbiri olmadan da pekala yaşıyor. Şimdi ise vakti gelmişti ayrılmanın. Ayrılık zor. Nihayetinde bir gün gitmek için kalmıyor kimse.

     Bugün hem işimdeki, hem Bandırma'daki, hem de hem de 2015'teki son gün. Bugün hayatımdaki pek çok şey sona erecek. Şu telefona bir daha bakmayacağım mesela. Gece raporlarını hazırlamayacağım artık. Ya da yazarkasadan gün sonu almayacağım. Ertesi gün kalktığımda Bandırma havasını solumayacağım artık. Gördüğüm birçok insanı artık görmeyeceğim. Acıklı ama o kadar da kötü değil. Her son, başlangıcı da beraberinde getirir.

     Son gecemde, rakı içtim otelde. Birkaç bardakta votka. Eve gidince de şarap ve bira aldım. Arkadaşlarla bol bol içtik. Bana yakışır bir final gecesiydi. Güldük eğlendik her şeye inat. Kadeh tokuşturduk. Son gecemin şerefine terasta bir şarjör boşalttım. Bir süre sonra herkes sızdı. Bense terasın korkuluklarına oturmuş, yedinci kattan ölüme meydan okurcasına güneşin doğum sancılarını bekledim. Tan yeri ağırdığında herkes yeni bir yıla, bense yeni bir hayata başlayacaktım. Koluma konmuş anka kuşunu okşadım. Zamanı geldi diye fısıldadım. Sessizce çantamı alıp sakin adımlarla yola çıktım....

GünceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin