Merhaba kadim dostum.
Bir süredir hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden. Yalnızca yaşamaya çalışıyorum. Yoğun ve tatilsiz iş temposu, hastalıklar, parasızlık, evdeki problemler, üzerimde uygulanan ve gün geçtikçe dozajı arttırılan baskılar, amaçsız ve boşuna geçen günler ve daha nicesi...
Hayatın bana sunduğu sıkıntıları kaldırabimek adına üzerime br ceket gibi giydiğim "boşver giysisi" beni son derece umursamaz bir adam yapıyor. Aslında daha çok öyle görünmeme neden oluyor. Ne var ki, bu durum gündelik hayatta işe yarasa da, kendimle baş başa kaldığım zamanlarda hırçın bir nehir gibi aşındırıyor yüreğimi.
Hayattan biraz olsun keyif alabilmek adına yaptığım şeyler kendimden utanmama neden oluyor. "Nasıl bir adam oldum ben" sorusunu sormadan edemiyorum. Bütün bunları neden yapıyorum? Ben kimim? Kim oldum ben? kime dönüştüm? Şu yolun sonunda ufacık bir ışık yok mu?
Bütün bunları geride bırakacak olursak, bugün bir arkadaşımla beraber gözaltına alındık güncem. Sorgu polis otosunda başladı, karakolda devam etti. Kendisini zeki zanneden polis memurlarının çapraz sorgu hilesinden geçtik. Üstümüzü aradılar. Çantamdan bilgisayarımı çıkarıp incelediler. Her bir yazıyı, her bir fotoğrafı didik didik ettiler. Ne aradıklarını bilmiyordum.
"Sabıkan var mı?" diye sordular.
"Bildiğiniz şeyleri niye soruyorsunuz?" dedim.
Soruya soruyla cevap vermenin bu duvarlar arasında yeri olmadığını söylediler. Ben de bunu bir meslektaşlarından daha duyduğumu belirttim. GBT'mi incelediler. Polise direnmekten suç kaydım olduğunu söylediler. Ben de "Sadece o yok, başbaana hakaret de var." dedim.
Aralarında genç olan bilgisayarımı inceledikten sonra, çok ilginç bir soru sordu:
"Filozof musun lan sen?"
"Hayır ama olabilmeyi çok isterdim."
İyice inceledikten sonra gidebilirsiniz dediler. Kayıt, imza vb. hçbir şey olmadan. Ve her şeyden önemlisi, "Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Üzerine", "Başkanlık Sistemi ve Federal Devlet", "Devletsiz bir Dünya" isimli tam üç yazım artık yerinde yok!
Yazılarımın bana zarardan başka hiçbir şeyi olmuyor. Tek bir faydasını görmedim bugüne kadar. Önceleri acaba ileride bir faydasını görebilecek miyim diye düşünürdüm, şimdi ise bir zararını görmesem bari diyorum. Keşke kötüye giden tek şey benim ruh sağlığım olsa, fakat ülkede her şey kötüye gidiyor. Aslında çarklı sistem gibi tamamen birbirin tetikleyen olgular bunlar. Bir ülkede işler yolunda gitmezse, tüm toplum bundan etkilenir. Yurt genelinde satılan milyonlarca depresan da bu tezi ispatlar nitelikte. Bense bu depresyona rağmen depresanlara direniyorum. Polise, hükümete direniyorum. Devlete, mevcut düzene direniyorum. Aşka direniyorum. Velhasıl yaptığım yegane şey direnmek.
Fikirlerimi eyleme döktüm, ceza aldım. Kalem vasıtasıyla satırlara döktüm, ceza aldım. Artık daha yayınlama fırsatı vermeden, yok ediyorlar. Belki de o yazılarda suç unsurları bulup , infazımı yakacaklar ve hapishane kapıları benim için ardına kadar açılacak. Çokta umrumda! Eğer gökyüzünde tipi varsa, ben de boşvermişlik ceketini geçiririm üzerime...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günce
Non-FictionYazılarımın bana zarardan başka hiçbir şeyi olmuyor. Tek bir faydasını görmedim bugüne kadar. Önceleri acaba ileride bir faydasını görebilecek miyim diye düşünürdüm, şimdi ise bir zararını görmesem bari diyorum. Keşke kötüye giden tek şey benim ruh...