Merhaba kadim dostum.
02:00
Az önce eve giriş yaptım. Kafam hafif güzel. Eve girdiğimde annemin odasına girdim ve doğum günü pastamı gördüm. Çok duygulandım. Anneme öyle bir sarıldım ki, sanki bir daha göremeyecekmiş gibi... Kollarından hiç ayrılmak istemedim. Bir plaj terliği ve bir gömlek almışlar hediye olarak. Mumları üfledim ve her ne kadar boş bir hurafe olduğunu bilsem de dilek diledim. İlk kez bir mum üfleme merasiminde kendim için bir şey diledim. Önceleri halkların bağımsızlığını dilerken, mutlu olmayı diledim şimdi. Sadece mutlu olmak... Hepsi bu. Birazdan da tekrar dışarı çıkıp içmeye kaldığım yerden devam edeceğim. Kısa süre de olsa kendimi mutlu hissedeceğim.
Sarhoşluğun verdiği mutluluğa sahte mutluluk diyorlar. Fakat mutluluğun sahtesi olmaz ki. Mutluluk anlık bir histir ve o an mutluysan mutlusundur.
04:30
Bir kaç dakika önce eve giriş yaptım. Beynim adeta kafamdan çıkmış, en uçsuz bucaksız dağların doruklarına ulaşmış durumda. Yarın işe erken kalkmanın verdiği sorumluluğun omuzlarımdaki külfeti, yaşadığım anlık mutluluğu nispeten gölgelemiş durumda. Daha fazla uzatmadan uyumak en doğrusu. Yarın receptionistlik kariyerimin en yoğun günlerinden birini yaşayacağım. Hayırlısı.
18:00
Eğer turizmciyseniz, bayram sizin için sadece bir erkek adıdır. El öpme, bayram namazı, büyükleri ziyaret etme, bayramlaşma, çocuklara şeker verme gibi terimler size yıldızlar kadar uzaktır. Ramazan ayında "saygı" adına hiç alkol tüketmemiş binlerce insan şimdi caddelerde zombi gibi yürüyor. Tüm barlar tıklım tıklım. Halbuki barlar hiç boşalmadı ki. Benim de Ramazan'da alkol içmeme gibi bir problemim olmamasına karşın, bende ipin ucunu azıcık kaçırmak istiyorum. Sarhoşlarla dolu bir şehir sarhoş olunmadan çekilmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günce
Non-FictionYazılarımın bana zarardan başka hiçbir şeyi olmuyor. Tek bir faydasını görmedim bugüne kadar. Önceleri acaba ileride bir faydasını görebilecek miyim diye düşünürdüm, şimdi ise bir zararını görmesem bari diyorum. Keşke kötüye giden tek şey benim ruh...
