Bölüm 4

811 85 42
                                    

*Jimin*

Eve geldiğimde sabırsız bir Bayan Park beni karşılamış ve her şeyi baştan sona anlatmıştım. Annemin içinin rahatladığını görmek üstümden o büyük yükü atmama yardımcı olmuştu.

Hyungumun kararına saygı duyup Dream'den söz etmemiştim anneme. Bu durumun işime gelmediğini söylesem yalan olurdu. Çünkü aklım, kalbim, bedenim her şeyim uyuşmuş gibiydi.

Anneme olan biteni anlatıp odama çıkmış ve kendimi yatağa bırakmıştım. Aklıma Kim Taehyung üşüşmüştü yine. Onu gördüğümden beri aklımdan çıkmamıştı. Görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu.

Gözlerine kadar inen kül rengi saçları, uzun ve narin vücudu, esmer teni, biçimli yüz hattı ve ona uygun biçimli bir burun. Kim Taehyung melekleri bile ağlatacak derecede bir güzelliğe sahipti.

Onu tanımasam gökten inmiş bir melek olduğunu düşünürdüm -haklıyım biliyorsunuz- ama hayır, o şeytanın ta kendisiydi. Kendimi ondan korumam gereken bir şeytan.

Bu düşünceler beynimi uyuşturmaya devam ederken telefonumun sesiyle irkildim. Ekrana baktığımda beni arayanın Hoseok hyung olduğunu gördüm. Onu tamamen unutmuştum. Haber bile vermemiştim. Çok geçmeden telefonu açtım.

"Efendim hyung." Hoseok hyungun homurdanmalarıyla iç çektim.

Meraktan tırnak bırakmamıştır şimdi o adım gibi emindim. Neden bu kadar meraklıydı bu hyung ?

"Ya Chim ! Böylemi anlaşmıştık seninle ? Nasıl beni haberdar etmezsin ? Anneni aramasam haberim bile olmayacaktı boş herif." Hoseok hyungla uğraşmak için yeterli enerjim bile yoktu. En iyisi özür dileyip konuyu kapatmaktı.

"Özür dilerim hyung. Çok yorucu bir gündü. Tamamen aklımdan çıkmış." bunun nesi bu kadar önemliydi ki ? Yarında anlatabilirdim yani.

"Neyse boş ver. Ee kimler kimler gelmiş bakayım ?" bir dakika, bu hyungu tanıyordum ben. Kesinlikle ağzımdan laf almaya çalışıyordu kendince ama benden  kaçmazdı.

Bu kadar meraklı ve sabırsız olmasına şaşmamalı ! Kesin Taehyung'ın geldiğini biliyordu ve hatta geleceğinden haberi bile vardı ! Benden çekeceğiniz var Hoseok bey.

"Hyung hiç kıvırmaya başlama, gerçekten... Sana inanamıyorum ! Nasıl bana söylemezsin o dengesizin geleceğini ?" sesimin yüksek çıktığına emin oldum. Ona bir ders vermenin vakti geldi de geçiyordu. Kimin tarafında bu çocuk tanrı aşkına ?

"Senden de bir şey kaçmıyor. Sana bahçede konuştuğumuz o gün söylemeye çalıştım ama Taehyung kimsenin bilmesini istemiyordu ne yapayım ?" derin bir nefes aldı. Kurtulduğunu zannediyordu.

"Bu konuyu seninle yarın konuşacağız hyung." deyip telefonu kapamıştım.

Etrafımdaki her şey Taehyung'la başlayıp Taehyung'la bitiyordu sanki. Hem bunlar ne zaman bu kadar yakın oldular da birbirlerinden haberdar olmaya başladılar ? Bunları yarın öğrenmeden içim rahat etmeyecekti. 

-

Sabah erkenden kalkmış ve okula gitmek için hazırlanmaya başlamıştım. İşim bitince anneme çaktırmadan evden kaçmayı başarmıştım. Bir an önce Hoseok hyungu bulup her şeyi öğrenmem gerekiyordu. 

IMPASSE | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin