Bölüm 14

754 73 56
                                    

*Jungkook*

Sabah büyükbabanın korktuğum o yardımcısı gelmiş ve onun beni beklediğini söylemiş, şimdide büyükbabanın evine doğru yol alıyorduk. Düğün hazırlıkları için çağırdığını az çok tahmin ediyordum.

Bir hafta sonra düğünüm olacaktı ve hala bana inanılmaz geliyordu bu durum. Yani kaç kişi bir ay içinde evlenmeye karar verirdi inanın normal bir durum değildi çünkü şartlar hiç normal olmamıştı hayatımda.

Çocukluğum çalkantılar içinde geçmiş, onlu yaşlarımında ondan farkı olmamıştı. Tek farkı hyunglarımın yanımda olmasıydı. Yoksa yaşayacak enerjim bile kalmamıştı. Gençliğimde ise gördüğünüz gibi çocukluğumun günahı peşimi bırakmamış, beni yolu belirsiz bir patikaya sürüklemişti.

O patikada ya ayağım taşa takılacak yaralanacaktım yada çiçekli yolların tadını çıkaracaktım. İkinci seçeneği tercih ederdim. Bunu fazlasıyla isterdim.

Geleceğin bana ne getireceğini bilmiyordum, bilemezdim zaten. Ama yakın gelecek bana Min Yoongi'yi bahşetmişti değil mi ? O zaman bende o geleceğe güvenecektim. O patikada yürümekten geri kalmayacaktım. Düşsem bile beni tutacak bir Yoongi vardı çünkü. Bu içimi açıyordu, beni rahatlatıyordu.

"Geldik efendim." gözlerimi açmış ve tanıdık konağın önünde beni güler yüzle karşılayan büyükbabayı fark etmiştim.

Zaman kaybetmeden arabadan çıkmış ve koşar adımlarla büyükbabanın yanına gelmiş ve ona aynı sıcak gülümsemeyle karşılık vermiştim. Büyükbaba birden bana sarılmış ve sırtımı sıvazlamıştı.

Yoongi'de hissettiğim sıcaklığın aynısını onda da hissediyordum şimdi. Beni kendi torunu gibi sarmalamış ve gelişimle yüzünde gülücükler açmıştı. Öz amcamdan bile bu aile hissini hiçbir zaman almamıştım. Bu minnettarlığımı katladıkça katlıyordu.

"Sonunda geldin. Nasılsın bakalım ?" içeriye doğru adımlıyor ve ayak üstü sohbetimize yürüyerek devam ediyorduk.

"İyiyim büyükbaba. Sizi sormalı. Burnunuz nasıl oldu ?" bak yine bir gülme krizi geldi. Tut kendini Jungkook.

"İyiyim iyi. Ben onların yapacakları sporu !" büyükbabayı komik yapanda buydu işte. Suç tenis oynamayı bilmeden o küçük ama sert topu küçümseyen büyükbabada değil, başlı başına tenisteydi ona göre.

"Her neyse, sizi düğün hazırlıkları için çağırdım ben olmasam bir şey yapacağınız yok zaten. Mekanı filan ayarladı bizim çocuklar. Basın açıklamasıdır davetiyedir o zımbırtılarıda geçin her şey tamam. Tek yapmanız gereken Bay Hwang'a vücut ölçülerinizi vermek. Oda zaten içeride, seni bekliyorduk." başımla onaylamış ve salona adımlamıştım.

Tanrım bu çok komikti. Yoongi bıkmış bir ifadeyle Bay Hwang olduğunu tahmin ettiğim orta yaşlı adama kötü bakışlar atıyor ve aralarında atışıyorlardı. Kimse fark etmiyordu belki ama Yoongi çoğu zaman bir çocuktan farksızdı.

İstemeden de olsa onu fazlaca sevesi geliyordu o an insanın. Öyle basit bir sevme değil böyle yanaklarını mıncırmalık bir sevgi gösterisiydi yapmak istediğim.

Gülümsememi içime gömemeyerek kıkırdamış ve dikkatlerini çekmiştim. Yoongi beni görünce hafifçe tebessüm etmiş sonrada kendini toparlamış bakışlarını benden çekmişti.

Bay Hwang ise Yoongi'nin koluna iğneyi batırma pahasına bana dönmüş ve baştan aşağı süzmüştü beni Yoongi'nin yakınmalarını duymazdan gelerek.

"Nişanlımı süzmek adına beni yaraladınız Bay Hwang. Şimdi, şu an işinize son verebilirim." Yoongi tekrar mızmızlanmış ve büyükbaba onun bu haline gülümsemişti.

IMPASSE | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin