Bölüm 27

512 64 58
                                    

*Jungkook*

Oturma odasında oturmuş moralsizce karşımda ki bedene bakıyor ve sinirli bakışlarımı göndermekten de çekinmiyordum.

Bakın haklıydım tamam mı ? Yani ne demek siz gerçekten evli değilsiniz aynı odada kalamazsınız deyip beni ve Yoongi'yi ayırmak ? Ah Hoseok hyung, bugün benden çekeceğin var. Ciddiyim.

"Bana bak tavşan kılıklı artık kes öyle bakmayı ! Haklıyım ben." ve işte koca bir göz devirme kazandınız.

"Hangi devirdeyiz hyung ? Biz defalarca aynı yatağı paylaştık."

"Bir dakika ! Siz şimdi... Ne ?" bakın nereden anladı da bu tepkiyi veriyor.

"Sana göre aynı yatağı paylaşmanın sonu sevişmekle mi bitiyor hyung ? Tanrı aşkına yıl 2018 !"

"Sen küçüksün küçük !"

"Hyung 20 yaşındayım koca adamım ben !"

Ve yine aynı öldürücü bakışları atmaya başlamıştık bile. Üstümden yük kalkmıştı güya ama daha ağırı binmişti şimdi. Evet, Yoongi'nin varlığına çok fena alışmıştım.

"Neler oluyor burada ? Sesiniz inletiyor evi." işte özlediğim beden.

Çok geçmeden Hoseok hyunga attığım bakışları es geçmiş ve adımlamıştım Yoongi'nin yanına. Bakın, kokusunu bile özlemişim bir gecede.

"Yoongi yalvarırım kurtar beni bu hyungun elinden. En özelime kadar burnunu sokmaya çalışıyor."

"Jung Hoseok onu rahat bırak. Neyi paylaşamıyorsunuz ?" 

"Min Yoongi sen hiç konuşma. Benim tavşanımı nasıl böyle bir işe karıştırırsın ?"

Cevap vermesini beklerken Yoongi'nin, o susmayı tercih etti. Yüzüne baktığımda ise Hoseok hyunga hak verdiğini anlamıştım. 

"Bunu yapmamalıydım. Haklısın." bir dakika, Yoongi pişman mıydı ? Benimle evlendiği için yani ? O pişmandı.

"Pişman mısın ? Pişman değilim demiştin." ama pişman olmadığına inandırmıştın beni ?

Bekledi bir kaç saniye ve daldı gözleri boşluğa. İstemediğim varsayımları düşünüyordu, biliyordum.

"Evet, pişmanım. Böyle olmamalıydı. Şuan sonunu göremiyorum."

Baktım hiçbir şey yapamadan yüzüne. Ne diyebilirdim ki ? Huzursuzluk tüm içimi kapladı ve doldu gözlerim hafiften. Konuşmasa çok daha iyiydi benim için.

"Şu an sonunu gördün zaten." 

Konuşmaya gerek yoktu daha fazla. Ardımda bıraktım iki bedeni ve hızla çıktım yukarıya. Eşyalarımı toplayıp gitmekti tek isteğim.

Elime seyahat çantamı alıp içini doldurmaya başladım. O kadar sinirliydim ki bunu bile beceremedim. Pes ettim ve sadece cüzdanımı ve telefonumu alıp çıkacaktım odadan.

Ta ki içeriye giren bedeni görene kadar. Görmezden gelmeye çalıştım ve hızla geçecekken yanından durdurdu beni elleriyle.

"Nereye gidiyorsun ?"

"Senin olmadığın herhangi bir yere."

"Bunu sonra konuşalım Jungkook. Şimdi sırası değil. Buraya kafamızı dinlemeye geldik."

"Dünden beri huzurlu bir anım bile olmadı ama ve-"

"Hoseok'un haklı olduğunu biliyorsun. Sinirinde tam olarak buna zaten."

IMPASSE | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin