*Jungkook*
Stellar* Group'un (Jungkook'un şirketi*) %20 oranında hisse düşüşü yaşaması müşterlerinin hayal kırıklığına uğramasına neden oldu. Başkan Jeon So...
Gözlerim şaşkınlıkla açılmış ve televizyondaki haberin gerçekliğini sorguluyordum. Min Yoongi'nin işi miydi ?
Bu hisse düşüşü amcamı çıldırtmaya yeterde artardı bile. Kaybettiği paraları boş verin gururuna yediremezdi. Parayı tekrar kazanmanın bir yolunu bulurdu ama sızdırılan kamera görüntülerinde müşterilerinden eğilerek özür dilediği görüntüler çevrim içi ağlarda hızla yayılma başlamıştı bile.
Şirketin vakti zamanında haksız işten çıkarma gibi bir çok olayı vardı ve bunu fırsat bilip nefret kusanlar almış başını gitmişti. Sızdırılan görüntülerle shop yapanlar bile vardı. Benim için gayet keyifli bir akşamdı anlayacağınız.
Hemen telefonu elime aldım ve Yoongi'yi aramaya koyuldum. Ne diyecektim inanın bende bilmiyordum. Kuru bir teşekkür olamazdı buna emindim. Ekranı yana kaydırıp kulağıma götürdüm telefonu ve bekledim beni titreten sesi.
-Bende beni aramanı bekliyordum. İyi bir teşekkürü hak ettim bence. Sırtımın sıvazlanmasıda fena olmazdı. Evinin yanındaki parkta seni bekliyorum. Çabuk gel Kurabiye.
Konuşmama fırsat vermeden telefonu kapatmıştı.
Tanrım övülmeyi bekliyordu ve bu fazla şirindi. Çok oyalanmadan kot ceketimi üzerime geçirdim ve aynadan kendimi son kez kontrol edip evden çıktım. Bir sırt sıvazlanmasından daha fazlasını verebilirdim hem.
Koşar adımlarla parka doğru yürüdüm ve gözlerimle etrafı taradım. Tanıdığım bedeni görmek için parkın etrafında yürümeye devam ettim. Biraz daha ilerlediğimde taş yolda, Min Yoongi görüş açıma girmiş ve yüzündeki o ukala tavırla tüm sevimliliğini gözler önüne sermişti. Daha fazla beklemeden ona doğru koşup kollarımla sımsıkı sardım karşımdaki bedeni.
Bir özürdü benim için ve aynı zamanda bir de teşekkür. Başta şaşırsada bu uzun sürmemiş ve oda bana sarılmıştı. Bu çok güzeldi. Özlem duyduğum bir sıcaklığı nedensizce onda hissetmem normal miydi ?
"Bu iki oldu." sarılmaya devam ederken konuşmaya başlamıştı. Anlamamıştım ne demek istediğini ve konuşmaya başladım.
"Ne iki oldu ?" başımı boynuna gömdüğüm için sesim boğuk çıkmıştı ama ne dediğimi yinede anlamıştı.
"Bana tüm benliğinle sarılman... Bu ikincisiydi. İki kere oldu." rahatsız mı olmuştu ? Hemen ondan ayrılmaya çalışırken kollarını daha fazla sardı belime ve beni kendine daha fazla yapıştırdı.
"B-ben bir daha yapmam. Özür dilerim..." aslında üzgün değildim. Yine olsa yine yapardım. Ama o an öyle demem gerekmişti.
"Yap, her zaman yap. Bu güzel." pekala, beni şaşırtıyorsun Min Yoongi.
"Sende anlamlandıramadığım bir sıcaklık var ve ben bunu seviyorum." aynı şeyleri hissetmiş olmamız beni heyecanlandırmıştı. Fazlasıyla.
Beni etkilediği için böyle hissettiğimi düşünmüştüm başlarda ama öyle değildi. Öyle olsa dahi benimde onu etkilediğim gerçeği tüm gerçekliğiyle gözlerimin önündeydi.
Sonunda ayrılmış ve beni kolumdan tutarak salıncaklara doğru yürümeye başlamıştı. Bu çok garipti. Ben kolay kolay yeni tanıdığım birinin yanında böyle rahat davranamazdım. Bana dokunmasına bile müsaade etmezdim. Hyunglarımı bu yüzden incitmişliğim bile vardı. Ama karanlık bir parkta dakikalarca Min Yoongi'ye sarılmıştım. Hemde kendi isteğimle. Hemde kokusunu içime çekerek ! Bana iyi şeyler olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPASSE | vmin
Fanfic-TAMAMLANDI- Jimin ve Taehyung iki düşman ailenin çocuğudur. "Jimin: Hadi o anı yaratalım, bana gelmeni sağlayalım. Taehyung: Bir an değil bir histir beni sana getirecek olan, gardenya kokulu çocuk." Küçük hatırlatma: Gardenya çok fazla sevgiyi t...