(Alttaki yazar notunu kesinlikle okuyun. Kaçırmak istemezsin belki. Birde bölüm azcık uzun. Müsait olduğunuzda okuyunuz.)
*Jimin*
Tutulan belimi germiş ve becerebildiğim kadarıyla omuzlarıma masaj yapmıştım. Taehyung bir yandan başını ovuşturuyor bir yandan da kaslarımı gevşetmek için sıcak havlu koyuyordu enseme.
Pekala, böyle hayal etmemiştim. Bu yolculuğa çıkarken bunu planlamamıştık ama şuan uçağın içinde birbirimize masaj yapıyorduk. Millet not geçin, bir daha yola çıkacaksanız yanınızda mutlaka seyahat yastığı bulundurun. Sonunuz bizim gibi olmasın.
"Jimin, üzgünüm. Ekonomiden aldım biletleri paramız bize kalsın diye. Ah, böyle olacağını bilmiyordum. Kas gevşetici istemeli miyiz ?"
Enseme bastırdığı havluyu itelemiş ve ona dönmüştüm. Onunda başı ağrıyordu ama tek derdi yine bendim. Kim Taehyung'ın beni eritmeyi bırakması gerekiyordu.
"Hayır, asıl o zaman kızardım. Artık baba desteğimiz yok Taehyung. Paramızı kontrol etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Ben iyiyim sadece hafif bir kas ağrısı. Senin için ilaç alalım ama. Gel bakayım şuraya." demiş ve çekmiştim onu kendime.
Şakaklarına masaj yapıp arada öpücüklerimi bırakıyordum. Ağrısı kızaran gözlerinden belliydi ve ilaç almasına rağmen çok bir etki bıraktığı söylenemezdi. Tabi tek sorunumuz buda değildi.
Hava alanından ayrılmadan ailemizi aramıştık ve moraller biraz bozulmuştu haliyle. Annelerimizin ağlaması tabi ki de isteyeceğimiz bir şey değildi ama bizi nihayetinde anlamışlardı. Biraz uzaklaşmamız gerektiğinin farkındalardı.
Hyunglarımız bu yollardan geçtiği için başlarda itiraz etseler de sonra kararı bize bırakmışlardı. Hoseok ve Yoongi hyung her koşulda onları aramamız gerektiğini söylerken Jungkook annelerimiz kadar ağlamıştı ve geri dönmeyecekmişiz gibi davranmıştı.
Dönecektik elbetteki ama bu ne zaman olurdu bizde bilmiyorduk. Bazı şeyleri kesinleştirmemiz gerektiğini biliyorduk ama. Mesela ilişkimiz üzerinden asla ödün vermeyeceğimizi anlamaları lazımdı babamların. Tüm bunlarla uğraşmak istemiyorduk. Sonunda mutlu olmuşken bunun gölgede kalmasını istemiyorduk.
"Şimdi daha iyiyim. O minik parmaklarında sihir mi taşıyorsun ?"
"Hı-hım. Ben periyim, bilmiyor muydun ?"
Karşılıklı gülüşmüş ve tekrar onu omzuma yatırmıştım. Ellerimi tutuyor ve parmaklarımla oynuyordu kendince. Ara sıra elimin üstünü öpüyordu ve mayışmış sesiyle bir şeyler anlatıyordu. Bende onu dinliyordum. Onu dinlemeyi seviyordum.
Sonunda uçak inişe geçince ikimizde heyecanla yerimizden kalkmış ve bu yolculuğun sonunda bitmiş olmasını içimizden kutlamıştık. Uçak durduğunda belim ağrıdığı için sırt çantamı Taehyung almış ve elimi de tutup beraber inmiştik uçaktan.
Tertemiz havayı içimize çekerken bir yandan da ve bavullarımızı alıp taksi bulmaya çalışmıştık. Sonunda bulduğumuzda taksiye binmiş ve hareket etmeye başlamıştık.
Taehyung adresi tarif ederken ben meraklı gözlerle etrafı inceliyor ve bizim gibi çiftlerin özgürce dolaşmasına gülümseyip Taehyung'ın elini güvenle tutuyordum. Burayı şimdiden sevmiştim.
"Samuel mesaj attı. Anahtarı karşı komşusundan alacakmışız. Sana da selamı var."
"Ah, teşekkürlerimi iletseydin. Ona çok şey borçlandık." elini saçıma atmış ve okşamıştı tutamlarımı.
"O şuan evlilik aşamasındaysa bil ki senin sevgilin sayesindedir. Ahmak herif gidip konuşamıyordu Kris'le ama deli gibi peşinde dolanıyordu. Şimdi sayemde evlilik hazırlığındalar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPASSE | vmin
Fanfic-TAMAMLANDI- Jimin ve Taehyung iki düşman ailenin çocuğudur. "Jimin: Hadi o anı yaratalım, bana gelmeni sağlayalım. Taehyung: Bir an değil bir histir beni sana getirecek olan, gardenya kokulu çocuk." Küçük hatırlatma: Gardenya çok fazla sevgiyi t...