Bölüm 42

561 52 39
                                    

*Jungkook*

Belimi saran sıkı kollarla ve yağmurun çiselediği toprağın getirdiği huzurla kıvrandım yerimde. Gülümsememe engel olamadan merhaba dedim yeni sabaha, karşımda hayallerimin baş kahramanının varlığıyla. Gözlerini huzurla kapatmıştı ve her şeyden habersiz uykusuna dalmıştı. Bunu fırsat bilen ben onu incelemeye başlamıştım. Tanrım, onu izlemekten kendimi alamıyordum.

Dağılmış siyah saçları yer yer benim yastığıma dökülmüştü ve kokusu buram buram burnuma geliyordu. Bana Min Yoongi'nin varlığını hatırlatıyordu uykularımda bile. Beyaz teni parlıyor ve aklıma dün geceyi getiriyordu. Şey, evet... Bizi biliyorsunuz, şey evet.

İçimdeki heyecanı geri plana atmış ve gülümsememi kendime saklamıştım. Eğer heyecanıma yenik düşersem arkasından gelecek evreleri kaldıramazdım. Hani yatakta zıplama ve kendini dürüm yapıp her hareketini zapt etme evreleri... Tabi ki de bu özet hali. Heyecanlı ve aşık bir tavşandan her şey bekleyebilirsiniz çünkü.

Sahi bunlardan bahsediyorken, nasıl bir tepki vermeliydim Yoongi uyanınca ? Şuan şişmiş dudakları aklımı karıştırırken her şeyden habersiz uykuya dalmış hali beni deli ediyordu. Tanrım onu öpmek istiyordum ama aynı zamanda bir müddet daha uykuda kalmasını istiyordum çünkü ne yapacağımı bilmiyordum. 

Dün geceyi görmezden gelip kuru bir günaydın deyip cool mu takılsam veya kalktığı an üstüne atlayıp onu yine benim mi yapsam yada her şeyi unutmuş süsü mü versem daha inandırıcı ve etkileyici olur ? Tanrım niye her şey çok zor yada ben mi çok düşünüyorum ? Neden kafa karışıklıklarım son bulmuyor ve neden Min Yoongi bu kadar güzel ? O karşımdayken tabi ki kendime gelemem ve ne tepki vereceğimi belirleyemem. Pekala, en iyisi soğuk bir duş alıp kendime gelmekti. Hem belki şey, kahvaltı falan hazırlardım kocacığıma fena mı ? 

Planımı işleve koymaya karar verdim ve belimi sıkıca saran kolları çözmeye çalıştım. Beni durduran şey sabah mahmurluğuyla dolup taşan bir ses ve dahada sıkılaşan kollardı.

"Rahat dur ve... Bir yere gitmeyi aklından bile geçirme." dedi ve iyice sokuldu bana doğru.

"Sana doyduğum söylenemez ve senin kokunla uyandığım bu sabaha aynen öyle devam etmek istiyorum. Beni anlamalısın." diye devam etti ve beni bitirdi.

Hızlanan kalbim ve yüzüme yapışan gülüşümle beni göremese bile onu gülümseyerek onaylamış ve aklımı karıştıran düşünceleri kendimden uzaklaştırmıştım. Kasmaya gerek yoktu. Sadece anı yaşamalıydım. Aslında bunu da öğrenecektim. Yavaş yavaş anı yaşamayı ve bulunduğum zamanın keyfini çıkarmayı bilecektim. 

Bunu Yoongi sayesinde gerçekleştirecektim.

-

Sakin ve huzurlu-bol sarılmalı ve birbirinin gözlerinde kaybolup bolca konuşmalı- bir sabahın ardından güzelce duşumuzu almıştık ve şimdide bir klasiği gerçekleştiriyorduk. Ben yumurtalı ekmek yapmaya çalışırken Yoongi bunu istemeyerek de olsa mahvediyordu ama kızamıyorsunuz işte çünkü çok tatlıydı. Tatlı ve sevilesi.

Tabi yemek yaparken onu başımdan atmaya çalışmama içerliyor ve inadıma bana yapışıyordu ve bunun beni sinirlendirmesini istiyordu ama hayır. Bu onu dahada karşı konulmaz kılıyordu gözümde. O tatlılığına hınzır halleri eklenince beni bitiriyordu. Zaten çok aşığım ona, beni çok zorluyordu.

Üstelik beni utandırmak için dün geceye dair imalarda bulunuyor ve benimle oyun oynuyordu. Kahretsin ki ona karşı gelmek çok zordu ve kızarmamak işten bile değildi. Sadece onu susturuyordum ve işime devam ediyordum. Tabi kimse duygu sömürüsü yapmayacağımın garantisini veremezdi bana değil mi ?

IMPASSE | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin