Bölüm 17

587 72 66
                                    

*Jungkook*

Düğün sonrası o yorgunlukla kendimizi eve atıp dinlenmeyi düşlerken şuan bir uçakta sevgili eşimle balayına gidiyor olmak inanın planlarım dahilinde değildi.

Büyükbabanın sürprizlerinden biriydi bu da. Ne kadar istemesekte bizi yine zor kullanarak havalimanına getirmiş ve uçağa binene kadar gözünü ayırmamıştı bizden. Büyükbabadan cidden korkulurdu.

"Nasıl bizi her defasında böyle yenebilir ?" Yoongi'nin sesiyle ona dönmüş ve gülümsememe engel olamamıştım.

"Çünkü zayıf noktalarımızı kullanmayı çok iyi biliyor." o'da dediğimle gülümsemiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Ah, haklı olabilirsin. Geçen şirketlerimizle tehdit etmişti bizi şimdi de onun yanına taşınmamızla." sizi zorla sürüklerim konağa, diye bağırması hala aklımda...

Aslında fena olmazdı ama orada olursak büyükbaba her şeyimize karışacak ve işler bizim için zorlaşacaktı. Hem küçük oyunumuzun açığa çıkma ihtimali de vardı.

Şöyle düşününce bir tatil fena olmazdı sanki. Hem Yoongi'yle baş başa olur, daha fazla vakit geçirirdik.

"Hey Kurabiye sana diyorum duymuyor musun ?" bu aralar onu düşünürken sürekli dalıp gidiyorum. Üstelik o öpücükten sonra aklımı bir türlü toparlayamamıştım.

"Dalmışım ne oldu ?" tanrım, konuşurken gözlerimin sürekli dudaklarına kayması beni zora sokuyordu.

"Ben susadım, içecek bir şeyler söyleyeceğim. Sende istiyor musun ?" bu fena olmazdı çünkü dilim damağım kurumuştu.

"Sıcak çikolata istiyorum." şuan bana iyi gelecek tek şeyi yani. İnanın bana saçma değil.

"Sen ve şu sıcak çikolata sevdan. Hava kaç derece haberin var mı ?" bazen küçük bir çocukmuşum gibi davranıyordu. Tamam bu hoşuma gidiyor olabilir ama konumuz o değil.

"Banane, sıcak çikolata istiyorum. Sen iç istediğini. Ben sıcak çikolata içeceğim." onun yanında çocuklaşmam artık sorun değildi çünkü bunu yanında yapabildiğim tek insan Min Yoongi'ydi. Onun sıcaklığı buna imkan veriyordu.

"Tam bir bebeksin ama bunu seviyorum." bakın onunda benden farkı yok. Onun yanında rahat olmam onu içinde sorun teşkil etmiyordu.

Bu kadar kısa süre içerisinde ona bu kadar bağlanmam ve onun yanında bu denli rahat olmam inanın şaşırtıcıydı benim için.

Küçüklüğümden beri yalnızdım ve insanları kendimden uzaklaştırır, yanıma kimsenin yaklaşmasına izin vermezdim.

Benim duvarlarımı yıkan ilk insan Hoseok hyung olmuştu. Sonra Jimin hyung girmişti hayatıma. Benim kadar onlarda tehdit aldılar yaptıklarıyla şeytanı bile utandıran amcamdan. Bir kere bile bırakmadılar ama elimi.

Hatta bazen o cehennemden kaçtığım zamanlarda onların evine gider orada kalırdım. Aileleri beni sıcaklıkla karşılar ve hiçbir şey sormazlardı bana. Defalarca yardım ettiler ve bir kere bile bunu hissettirmediler.

Ben biliyordum ama. Onlar söylemese bile fark ediyordum. Sessiz bir çocuktum ama saf değildim. Onların yaptığı her şeyin farkındaydım.

Tek bir kişi hariç. Tae hyung. Amcamın onu tanıması ve alttan söylediği o cümleler aklıma takılıp duruyor ve huzursuzlandırıyordu beni.

Tae hyung gizemlerle doluydu bunu biliyordum. Onunda benden farkı olmaz, hiç kimseye içini açmaz ve kimseyle gereğinden fazla muhabbete girmezdi.

Ama kaçırdığım bazı noktalar vardı. Tae hyung gizlilikle bizleri korumuş ve kendini tehlikenin içine atmaktan çekinmemişti. Var olan o tehlikeler neydi inanın bilmiyorum çünkü anlatmamıştı bize. Ama artık öğrenme vaktim geldi de geçiyordu.

IMPASSE | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin