*Jungkook*Aklımda Min Yoongi'nin son sözleri elimde çikolatalı dondurmam eve doğru yol alırken sokağı inleten iki ses yerimden sıçramama neden olmuştu.
"Ya, Jeon Jungkook!" kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım.
Bu iki ses tabi ki de Hoseok ve Jimin hyunga aitti. Tanrı aşkına neden bağırıyorlardı ?
Sonra yaptıkları cevapsız çağrılar üşüştü birden aklıma. Cidden iyi bir azar işitecektim. Bu sefer tavşan taklidi yapmam beni kurtarır mıydı, inanın kararsızdım.
"Hyung, bakın kızmadan önce bir dinleyin. Her şeyi anlatacağım. Zaten yorucu bir gündü. Bana destek olun hyunglarım, hı ?" ellerimi havaya kaldırıp beklentiyle gözlerimi kocaman açıp bu numarayı yutmalarını bekledim. Şu an benden iyisi yoktu ama onların bilmesine ne gerek vardı canım.
"Ya, Jeon Jungkook. Bunu yiyeceğimizi zannettin ? " Hoseok hyung beni şaşırtıyorsun...
Normalde ilk başta senin kanman gerekiyordu. Oyunculuğuma güvenirdim halbuki. Modumda düşme var.
"Üç kağıtçı tavşan, şu Yoongi denen adam mesaj atıp seni bulduğunu söyledi. Yani hiç numara yapmaya kalkma ve olan biteni hemen anlat." dedi Jimin hyung sinirli ve meraklı bir ses tonuyla.
Ah Yoongi... Jimin hyungun kanmayacağını bilmeliydim ama Yoonginin onlara haber vereceği aklımın ucunda geçmezdi.
Umursamayacağını düşünmüştüm. İki koluma giren hyunglarımla daireme doğru sürüklenmeye başlayınca olan biten her şeyi anlatmaya karar verdim.
-
Okuldaki siyah takımlı ürkütücü adamdan, büyükbabadan ve Min Yoongi'den başlayıp olayı baştan sona anlatmıştım.
Amcamın kardeşi ve karısı dahil iki masum cana daha kıydığını, onlarında Yoongi'nin annesi ve babası olduğunu duyunca çok şaşırmışlardı. Gerçi kim şaşırmazdı ki.Şimdi hepimiz koltuklara serilmiş uzanıyorduk. Hyunglarımın sakin kalmaya çalıştıklarını biliyordum. Onlar hep böyleydi. Bana bir şey olursa konuşmaz ve kafalarında nasıl intikam alacaklarına dair planlar kurup onları gerçekleştirmekten hiç çekinmezlerdi.
Bu yüzden onlara evlilik meselesini şu anlık açmadım. O zaman sakin kalamazlardı işte. Şu an sempati duydukları Min Yoongi ve büyükbabasının selameti için bunu yapmalıydım. Gerçi Yoongi'de az değildi. Şu ikisini haşat edebilirdi.
"Taehyung döndü. Hatta okula kaydını bile yaptırdı." Hoseok hyungun söylediğiyle olduğum yerden dikleşip yüzümü Jimin hyunga döndüm. Tamam bu şaşırtıcıydı işte. O hareketsizce durup şişirip durduğu yanaklarıyla hiç tepki vermemeye çalışıyordu.
"Hyung bu doğru mu ? Ben özür dilerim. Cidden haberim yoktu. Olanlar yüzünden doğru dürüstte konuşamadık." yaptığım ahmaklıktı. Hyungum onca şeye rağmen bana gelmişti ve ben onun yanında bile değildim.
"Hey sorun değil. Uğraştığın şeylere bak. Senin derdin başından aşkın." Taehyung hyunga çok sinirliydim. Jimin hyungun aylarca içi parçalanırken iyiymiş taklidi yapması Taehyung hyungtan nefret etmem için yeterli bir nedendi bence.
"Benim umurumda değil, sizinde olmasın. Sinirimi bozmaktan ileri gidemez. Eh, artık bunun içinde fırsat vermeyeceğim o şeytana yani bu yüzden benim gibi sizde onu görmezden gelin anlaştık mı ?" bu hyungun her şey yolunda izlenimi vermeyi bırakması lazımdı. Acilen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPASSE | vmin
Fanfiction-TAMAMLANDI- Jimin ve Taehyung iki düşman ailenin çocuğudur. "Jimin: Hadi o anı yaratalım, bana gelmeni sağlayalım. Taehyung: Bir an değil bir histir beni sana getirecek olan, gardenya kokulu çocuk." Küçük hatırlatma: Gardenya çok fazla sevgiyi t...