Bölüm 7

737 75 25
                                    

*Jimin*

Sonunda Dream'i annemlerden alabildiğimizde abiminde sızlanmalarını göz ardı ederek yemeklerimizi bitirmiştik. Tanrım, bir insan ne kadar yemek yemeyi seviyorsa o kadar seviyordu işte.

Ji hyun teyzenin yaptığı kimchi çorbasını annemin yaptığını zannedip anneminkini es geçtiğinde ufak çaplı bir kriz yaşanmadı değil ama inanın o an umurumda bile değildi. Çünkü Taehyung Dream'e mamasını yedirmeye çalışırken aşırı güzel bir görüntü veriyordu bana. O an dünya yıkılsa umurumda olmazdı.

Sonunda sofrada toplanmış oturma odasına oturmuş hiç alışık olmadığım aile toplantısını yapıyorduk.

Annemler abimlerin babalarıyla artık barışması için ısrar ederken abimler suçlu gibi özür dilemeyeceklerini dillendirip duruyorlardı. Bana göre haklılardı ya neyse.

Günün sonunda bir anlaşmaya varılamamış ama annemlerin bu işin peşini bırakmayacaklarıda belliydi. Abimlere veda edip Dream'i son kez öpüp kokladıktan sonra nihayet evin yolunu tutabilmiştik. Annemlerin aksine biz baya sessizdik Taehyung'la. 

Annemler arkada kendilerince plan yaparken ben ve Taehyung gözümüzü yoldan ayırmıyorduk. Tabi benim gözüm ara sıra Taehyung'a kaymıyor değildi.

"Burada ölmek istemiyorum Park Jimin." ah... fark etmiş. Ne yapabilirim ki gözüm yaptı !

"Sadece bugün farklısın, iyi misin diye kontrol etmeden duramıyorum." seni izlemelere doyamıyorum diyemeyeceğim için lafımı da sokarım böyle.

"Farklı değilim. Yeteri kadar yorucu bir gün olacağını biliyordum. Birbirimizi yormanın ne anlamı var değil mi ? Bir günlük birbirimizi rahat bırakabiliriz." 

Sen iflah olmazsın Kim Taehyung. Tanrım... bende sanmış- ah boş verin bir kere daha dengesizliği aklımı karıştırmıştı.

"Evet haklısın o zaman yarın kaldığım yerden sana olan nefretimi sürdüreceğim Kim Taehyung." çok çocukça olduğunu es geçerek ve gözlerime hakim olarak bir kere daha onun tarafına bakmamış yola odaklanmaya çalışmıştım. Sinirimi olabildiğince def etmeye çalışarak.

Sonunda evlerimize gelmiştik. Arabadan inmiş ve annemin ve Ji Hyun teyzenin konuşmalarını bitirmesini bekliyorduk. Sonunda bitmiş ve birbirlerine sarılıp ayrılmışlardı. Birde kadınların kinlerinin uzun sürdüğünü söylerler. Tamamiyle yalan. Bakın annemlere.

İçeri girerken bir kere bile Taehyung'a bakmamış Ji hyun teyzeye de veda etmiş ve onlardan ayrılmıştım. Annemse çoktan örgü setini çıkarmaya koyulmuş Dream için bir şeyler örmeye başlamıştı. Birden bire büyükanne havasına girmişti bile.

Onu es geçip odama doğru yola koyuldum. Bir şeyleri yumruklamalıydım yoksa sinirimi çıkarabileceğimi zannetmiyordum. Acaba Hoseok hyungumu çağırsaydım ? Jungkook benden küçük olabilir ama inanın haşat olabilirdim. Hoseok hyung iyi bir seçenekti.

Gözlerimi kapatmış yatağa bırakmıştım kendimi. Bugün olanları daha doğrusu Taehyung'ı düşünüyordum.

Dreamle geçirdiğimiz o saatler çok güzeldi. Kendimi toparlamam gerektiğinin farkındayım ama o görüntüler aklıma üşüşmeden duramıyordu.

Sonra birden o aylarca gerçekleşmesini istediğim olay gerçekleşti. Yanımızdaki evin odama denk düşen penceresinin perdeleri açıldı ve ışığı yandı. Onun odası...

Gözlerimin bu eylemi yapmaması gerekiyordu. Gözyaşlarını saklaması gerekiyordu. O kadar çok şey birikmişti ki gözlerime laf dinletemiyordum.

Birden bire gidip birden bire gelmişti. Birden bire güldürüp birden bire ağlatmıştı. Ve inanın artık çok yorucuydu her şey. Benim onun bir bakışına böylece kanmam, bir gülüşüne böylece yenilmem, hepsi saçmalıktı.

IMPASSE | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin