*Jimin*
"Hey, Park Jimin !"
Bir yandan sıkıca birbirine yapışan göz kapaklarımı ayırmaya çalışıyor bir yandan da Taehyung'ın neden tüm mahalleyi benim adımla inlettiğini sorguluyordum kendimce. Tanrı aşkına zaten sabaha doğru uyumuştum. Uyandırılmak en son isteyeceğim şey bile değildi.
Derdi neydi bilmiyordum. Üstelik son zamanlarda kavgada etmemiştik. Yani beni gıcık etmek için hiçbir nedeni yoktu. Neden adımı çağırıyordu fütursuzca ?
Ağır hareketlerle cama dönmüş ve perdeyi çekmiştim. Gelen güneş ışığı uzun zamandır kapalı olan gözlerimi acıtmıştı ama önemli olan Taehyung'ın bu hengameyi neden koparttığını öğrenmekti bu yüzden taktığım bir şey değildi.
Tek gözüm kapalı karşımdaki Taehyung'a bakıyor ve olanların farkına varmaya çalışıyordum. O ise iki kolunu önünde birleştirmiş boynunda havlusuyla bana bakıyor ve sanki her şey normalmiş gibi gülümsüyordu bana taraf.
Biraz daha kendime geldiğimde cama uzanıp açtım ve Taehyung'a sinirli bakışlarımı yönlendirip beni neden uyandırdığını sorguladım o bakışlarla.
"Ahmak seni, saatin köründe nedir bu tantana ?"
"Hadi bize gel. Bana lazımsın."
Beni uyandırdığı için hiçte mahcup olmamış aksine hala umursamadan gülümsüyor ve utanmazca yüzüme bakıyordu. Bakın beni sinirlendirmemek için yapmanız gereken iki şey vardı.
Birincisi, Taehyung'ın yanına asla yaklaşmamalıydınız. Özellikle de onunla bir ilişki başlatma amacı olan kişiler. Yoksa gerçekten çıldırırdım ve önüme geçen herkesi ezerdim. Bunu yapmıştım ve yine yapmayacağımın garantisini kimse veremezdi.
İkincisi, eğer gece geç uyuduysam ve öbür gün öğlene kadar uyumayı düşünmeme rağmen sabahın köründe kaldırılırsam, işte o zaman kendimi tutamazdım. Yani anlayacağınız Kim Taehyung'ın benden baya çekeceği vardı çünkü bunu ona çok fena ödetecektim.
"Kim Taehyung, ne cür'etle beni güzel uykumdan kaldırırsın ? İyi bir nedeninin olması umurumda bile değil çünkü uykumun içine ettin ahmak herif !"
Yüzündeki o sinir bozucu gülümsemesini bana ısrarla yollamaya devam ediyor ve istifini bozmadan bana meydan okuyordu kendince.
"Gerçekten Park Jimin, kaç yaşında adamsın hala sorumluluklarından kaçıyorsun. Benim bileğim yaralı unuttun mu ?"
Sinirle elimi dağınık saçlarıma atmış ve arkaya doğru taramıştım onları. Sonra yine ona dönmüş ve hiçbir şey demeden camı kapatmıştım. Üstüme çeki düzen vermeden terliklerimi giymiş aşağıya doğru adımlamaya başlamıştım.
Taehyung hala şu sorumluluk meselesini bitirmemiş ve ona kızmama rağmen kendi önemsiz işlerini bana yaptırmaya devam ediyordu. Dediği gibi kölesi gibi kullanıyordu beni işsiz herif.
Mutfaktan gelen seslerden anladığım kadarıyla annem kahvaltı hazırlıyordu bu yüzden ona görünmeden hemen kapıya yönelmiştim çünkü ısrarla beni kahvaltı masasına oturtacak bende Taehyung'ın eline iyice koz vermiş olacaktım.
Kapıya yavaşça açmış ve aynı yavaşlıkla kapatıp yanımızdaki eve yöneldim hızlıca. Derdi neymiş öğrenip tekrar uykuma dönmek istiyordum. Tabi eminde değildim iyice kaçmıştı uykularım şeytan Taehyung yüzünden. Gerçekten, geçerli bir nedeni olsa iyi olurdu.
Kapının önüne gelince çalmak için uzandığım zile basmama gerek olmaksızın kapı açılmış ve Taehyung girmişti görüş açıma. Eliyle beni içeriye davet etmiş ve bende beklemeden içeriye adımlamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPASSE | vmin
Fanfiction-TAMAMLANDI- Jimin ve Taehyung iki düşman ailenin çocuğudur. "Jimin: Hadi o anı yaratalım, bana gelmeni sağlayalım. Taehyung: Bir an değil bir histir beni sana getirecek olan, gardenya kokulu çocuk." Küçük hatırlatma: Gardenya çok fazla sevgiyi t...