*Jimin*
Açtım gözlerimi büyük bir acıyla uzandığım koltukta. Sırtımın ağrısına uykusuz halim ve acıyan gözlerim eşlik etmişti. Kaç saat uyuyabilmiştim ? Bir ? İki ? İnanın bilmiyordum.
Kim Taehyung eve gelmemişti. Bekledim tüm gün boyunca ama gelmemişti. Bir an bile ayrılmadım camın önünden, gelmesini bekledim. O gelmemişti.
Okuldan sonra görünmemiş ve işi vardır diye düşünüp sakindim başlarda. Akşam bile olmamıştı, erkenden eve gelmesini beklemiyordum zaten. Ama ilerleyen saatlerde endişelenmeden edememiştim.
Endişemin nedeni gidecek olması değildi. Gitmeyeceğim demişti sonuçta. Ona inanıyordum çünkü bugüne kadar ne dediyse yapmıştı. İyi veya kötü fark etmiyor. O dediğini yapardı.
Endişemin sebebi başka birinin yanında olması, başka bir bedene dokunma ihtimaliydi. Kokusunu paylaşacaktı başkalarıyla. Ben buna dayanamazdım. Tek gecelik olması umurumda değildi. Böyle alçakça bir şeyi yapamazdı.
Kalktım yerimden yavaşça ağrılarımı görmezden gelerek. Yaklaştım yine cam kenarına. Ona olan kızgınlığım beni engelleyememişti yine. Biliyordum. Şimdi onu görsem derin bir nefes alıp bana geldiğine şükredeceğimi.
Bendeki etkisiydi işte bu. Fazla acınası biliyorum ama yine de kopamıyordum işte ondan. İhtimaller can yakıcıydı ama onu gördüğüm an, o bir kaç dakika. Umurumda değildi kızgınlığım veya kırgınlığım. Gelmesi önemliydi o an için. Benim için bu gerçekten önemliydi.
Beklemeye devam ettim ağrıyan bacaklarıma inat. Dünden beri burada duruyor yerimden kımıldamıyordum inatla. O odaya onsuz gitmek istemiyordum.
Bizim odamızdı orası. Biz gibi kokan tek yer. Bizim olan tek yer. Eksikti birimiz, gidemezdim öylece o odaya. Koyamazdım başımı yastığa yanımdaki bedenin varlığını hissetmeden. Aksi halde eksik kalırdım.
Devam ettim beklemeye. Saat yediydi şimdi. Geçti bir kaç dakika daha. Sonra girdi aradığım beden görüş açıma. Benden farkı yoktu onunda. Bitkin, bıkmış ve uykusuz. Alkollüydüde hafiften. Ayılamamıştı zannımca.
Hayal kırıklığı. Yine hayal kırıklığı. Ona yenilemezdim. Geldiğine göre tamamdı her şey değil mi ? Hızla çıktım odaya. Bozulmamış yatağa girdim ve uyuyor taklidi yaptım. Komikti. Çok komik.
Çok geçmeden girdi odaya Taehyung. İzledi beni bir müddet, hissettim bakışlarını. Ve sonra adımladı dolabına. Çıkan seslerden üstünü değiştirdiğini anlıyordum. Yıkanmaya hali yoktu tahminimce.
İşi bittikten sonra yavaşça kaldırdı pikeyi ve girdi benim gibi yatağa. Yatak soğuktu. Sabah serinliği sarmıştı dört bir yanımızı. Üşüyorduk ikimizde. Biraz sokulsam ona ? Biraz ısınsam özlem duyduğum bedende ? Çok fazla şey istiyorsun Park Jimin.
Dümdüz uzandığı yataktan yavaşça döndü benim tarafıma. Nefesini hissediyordum ensemde. Derince çekti şimdi de kokumu. Bende alıyordum kokusunu. Ağır alkol kokusu ve tanımadığım bir koku daha eşlik etmişti şeftali çiçeğine.
Korktuğum buydu. Tanrım bu olamaz değil mi ? Yapamaz bunu bana. O an... Başıma yıkıldı dünyam yine onun yüzünden. Sahi kaçıncıydu bu ? Kaçıncı dağılışım ?
"Uzaklaş benden Kim Taehyung. İğrenç kokuyorsun." o koku yakışmamıştı sana.
Hiç sevmemiştim o tanımadığım kokuyu. Benim kokumdu sana yakışan. Hani camı açtığımızda birbirine uyumla karışan kokumuz. Gerçekti onlar. Sevdiğim ve sadece duyumsamak istediğim, onlarda vardı bize ait olan. Şimdi ne olacak Kim Taehyung ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPASSE | vmin
Fanfiction-TAMAMLANDI- Jimin ve Taehyung iki düşman ailenin çocuğudur. "Jimin: Hadi o anı yaratalım, bana gelmeni sağlayalım. Taehyung: Bir an değil bir histir beni sana getirecek olan, gardenya kokulu çocuk." Küçük hatırlatma: Gardenya çok fazla sevgiyi t...