*Jimin*
"Hadi Jimin-ah inin artık sizi bekliyoruz." annemin sesiyle gözümü Kim Taehyung'dan alabilmiş ve ona baktığımı fark etmeden odadan çıkmak istemiştim. Evet yanlış duymadınız. Eski hallerime geri dönmek zorunda kalmıştım.
Çünkü Taehyung'ı sıkıştırmak istemiyordum. Benden zaman istemişti değil mi ? O zaman bir müddet daha bekleyebilirdim. Bunu onun için yapabilirdim.
O günün üstünden bir hafta geçmişti ve ben o bir haftada gerçekten ondan uzak durmaya çalışmıştım. Aklını karıştırmak istemiyordum. Çünkü onun içinde her şey yeniydi. Ben bile yeni kabul etmiştim hislerimi.
Her gece aynı odada, aynı yatağın altında onunla beraber olmak tabi ki çok zordu. Tam yanımdaydı, bir dönüşümle yüzü tam karşımdaydı ama cesaret bile edemedim bunu yapmaya. Sırtımı ona dönmekten daha fazlasını yapamadım.
Bu tabi ki de canımı acıtıyordu. Aynı evdeydik, okula beraber gidiyorduk, ortak derslerimiz bile vardı. Onu bir saniye bile unutamıyordum çünkü hep karşımdaydı. Kokusu aklımı bulandırıyor durmaksızın çekiyordu beni kendine.
Ama bunun sonunda o benim olacaksa, biz gerçekten "biz" olacaksak dayanabilirdim. Ondan güç almak değilde ona güç olabilirdim. Onu kurtaracağımı söylemiştim.
Hem şuan daha önemli bir mesele vardı. Benim küçük kurabiyem ne kadar inanmak istemesemde evleniyordu.
Bu hala inanılmaz geliyordu. O öyle kendini herkese açamaz düşüncelerini ve duygularını kolay kolay dışa vuramazdı. Evlilik basit bir şey değildi. Ona da defalarca söyledim ama kendinden emindi ve bende kararı ona bıraktım.
Şimdiyse annemlerin telaşlı halleri eşliğinde düğüne hazırlanıyorduk. Dün geceden beri Ji hyun teyzeyle Dream'e elbise dikmek için evi havaya kaldırmışlardı. Küçük bir kıza küçük bir elbise dikeceklerdi ama evin bu hali bunu açıklayamıyordu.
Evi geçtim bizi bile uyutmamışlardı. Her saat başı başka bir iş için uyandırıyor onlara yardım etmemizi istiyorlardı.
Dream'in ilk elbisesini kendileri dikmek istiyormuş. Bu yüzden bu daha çekilir bir hale geliyordu. Bu hem Dream hemde bizler için anlamlı bir olaydı çünkü.
Sonunda elbiseyi bitirmiş ve derin bir nefes almıştık. Annemlerde hazırlanmak için odalarına çıkmışlar ve evli çifte kızlarını giydirmek kalmıştı.
"Bu fazla güzel olmuş değil mi Namjoon ?" abim elbiseyi eline almış inceliyor ve beğendiği her halinden belli oluyordu.
"Gerçektende güzel olmuş. Tüm o telaşa değdi desene." abimle karşılıklı gülüşmüşler ve Dream'i de alarak odalarına çıkmışlardı.
Ben olduğum yere pineklemiştim çünkü Taehyung odada büyük ihtimal hazırlanıyordu. Onu rahatsız etmek istemiyordum. Fazlamı evhamlı davranıyordum bilmiyorum ama onun tekrar gittiğini zannettiğimde ölmek istemiştim.
O an ki korkumu ömrüm boyunca tatmamış, hissetmemiştim. Onu hiç bir yerde bulamayınca deliye dönmüş ve aklımda sadece onun ismi yankılanmıştı.
Kim Taehyung, Kim Taehyung, Kim Taehyung.
Kalbim o aynı sızıyla tekrar canımı yakmış ve yavaş yavaş nefesimi kesmişti. Onun gidişi benim bitişim demekti. Gerçekten biterdim. Ben gerçekten onunla nefes alıyordum. Nefesim giderdi o giderse. Bu kaldıramayacağım bir yüktü. Bir daha dayanamayacağım bir yük.
"Hazırlanmayacak mısın ?" onun sesiyle irkildim son an. Bu düşüncelerle yoğrulduğum o an.
"Geliyorum. Senin hazırlanman bitti mi ?" bir süre cevap vermemiş ve yüzüme bakmıştı öylece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPASSE | vmin
Fanfiction-TAMAMLANDI- Jimin ve Taehyung iki düşman ailenin çocuğudur. "Jimin: Hadi o anı yaratalım, bana gelmeni sağlayalım. Taehyung: Bir an değil bir histir beni sana getirecek olan, gardenya kokulu çocuk." Küçük hatırlatma: Gardenya çok fazla sevgiyi t...