İyi okumalar.❤
"Hastayı kaybettik.Başınız sağ olsun."
Kulaklarına ulaşıp bedenini sarsan kelimler duraksattı adamı. Kaşları,donup kalmış olan bedenine tezat aniden çatıldı. Aklı ona oyun oynuyor olmalıydı.
'Ne saçmalıyor bu kadın?'
Diye düşündü. Bedenini oynatabilme gücünü tekrar kazandığında kadını kollarından tutup sarstı ve bulundukları koridordaki herkesi ürkütecek bir hiddetle bağırdı.
"Ne saçmalıyorsun sen ?"
Ellerinin arasındaki bedeni gittikçe daha çok sıktığını farkına varmadan devam etti içindeki durumun anlamsızlığını ona dökmeye.
"Ne dediğini farkında mısın sen ? Nasıl kalbi dayanmadı?Ne demek kaybettik ?"
Roza kollarından sertçe tutan adamdan kurtulmaya çalıştı fakat adam kendini kaybetmiş gibiydi.Canının acısından ve yaşadığı durumun korkusundan gözleri doldu.
"Lütfen... canımı yakıyorsunuz,bırakın. "
Bir anda bıraktı Baran,kadını. Bunu Roza istediği için değil olanları anlayabilmek için yapmıştı.Ellerini dağılmış saçlarından çekiştirerek geçirip etrafında bir tur döndü. Aklı olanları algılayamıyordu. Etrafındaki her şey ayaklarının altından kayıyor gibiydi. Beyni durmuştu sanki bu olanları kabullenmemek için.
Roza adamın delirmiş halinden fazlasıyla korksada onun yaşadığı bu acı durum karşında böyle bir tepki verdiğini düşündüğü için uzaklaşmadı. Ona destek olmak istedi. Adamın kabul etmesi gerekiyordu bu ölümü.Bu yüzden cesaretini toplayıp bir kez daha konuştu.
"Ba..bakın sizi anlıyorum çok acı bir durum ..."
Fakat adamın kükremesiyle zaten zar zor kurabildiği cümlesi yarım kaldı.
"Kes sesini! O ölmüş olamaz! O ölmemeliydi. Sen onu kurtarmalıydın!"
Çıldırmış gibiydi genç adam. Etrafına bakındı ve sinirle yan taraftaki sandalyeyi alıp sertçe karşısındaki duvara fırlatmasıyla eş zamanlı Roza dan bir çığlık koptu. Fakat bu Baran'ın umrunda olmamıştı. Az önce sandalyeyi attığı duvara hızla yaklaşıp sert bir yumruk attı.
Ne canının acısını hissedebiliyordu ne de elinden sızan kanın farkındaydı. Tek yaptığı bağırmaktı. Kabullenmek istemediğini ancak bağırarak dile getirebiliyordu.
"Ölemezsin Berfin!Sen.. sen benden gidemezsin!"
Etrafı insanlar doldurmaya başlarken Roza donup kalmış bir vaziyetteydi. Personellerden biri onu kolundan tutup oradan uzaklaştırırken son kez arkasına bakınca adamın siyah,keskin gözlerine denk geldi.Içi ürperdi bir an. Kendisine buz gibi bakan gözlerle üşüdüğünü hissetti.
Baran kollarından tutmaya çalışan iki güvenliği iterek uzaklaştırdı kendisinden.Gücü kalmamıştı. Arkasındaki duvara yaslanıp yavaşça yere yığıldı. Artık bağırmaktan yorgun düşmüş ve sesi kısılmıştı.
"Gidemezsin Berfin. Bu şekilde gidemezsin."
Kısık sesle söylenmeye devam etti bir süre. Berfin'i,haftaya evlenme planları kurduğu sevgilisini getirdi gözlerinin önüne .Yüzünü, gülümsemesini,gözlerini...
Başını olumsuz anlamda salladı. Kâbus görüyor olmalıydı. Nasıl olurdu da bir hafta sonra evleneceği kadın artık yok olurdu? Üstelik bu şekilde. İmkansızdı. Her şey bir oyun olmalıydı. Berfin'in bu şekilde hayatından kayıp gitmesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Romance"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...