İyi okumalar.♥️
Berfin.
Hayatının uzun bir dönemini birlikte geçirdiği,birçok anısını paylaştığı kadının epey uzun bir süredir duymadığı ismi,Baran'ı öncelikle afallatmış ardından ise algıladığı ismin gerçekliğini sorgulamak istercesine onu dile getiren Cengiz'e yaklaşıp tekrarlamıştı aynı ismi.
Dile getirdiği ismin sahibi kısa bir anlığına onu bulunduğu şu andan koparmış, uzun zamandır hissedilmeyen varlığının içine sürüklemişti. Adamın içten içe yoğun bir şekilde çekildiği geçmişin karmaşası saniyelik bir süreyle yüzüne yansısada aniden toparlanmış ve keskin gözlerini Cengiz'in bakışlarına sabitleyerek duyduğu isim ile aklına gelen ve heyecanla öne atılmasına sebebiyet veren o ilk ihtimali dile getirmişti.
"Bir şey mi buldunuz Berfin'le ilgili?"
Karşısındaki adamın bir süreli tepkisizliğinin ardından başını olumsuz anlamda sallamasıyla kaşları çatılırken nihayet tekrar dudaklarını aralayan Cengiz, ortaya sunduğu ismin sebebini dile getirdi bu kez.
"Yok,öyle bir şey değil. Haber geldi İstanbul'dan.Annesi hastalanmış,
durumu iç açıcı değilmiş. "Duyduğu sözler, adamı beklediği bir haber alamamanın kahrına düşürdü,üstüne bir de annesinin içine düştüğü bu hastalık eklenince iyice huzursuz oldu. Gözlerinin içine sıkıntıyla bakan adamın,bir kez daha sesini duydu o an.
"Doktorun söylediğine göre yapılacak pek bir müdahale kalmamış. Asıl mesele ise,kadın bunun farkında ve ölmeden önce seni görmek istediğini dile getirmiş bizim adamlara."
Adamın hafif kısılmış,siyahları keskinleşmiş gözleri onu geçmişin hasarlı zamanlarına sürükledi. Kendisiyle görüşmek istediğini bildiren kadının sebebini anlamlandıramadığı bir şekilde o kara günde,hastanenin yıpranmış bir sandalyesinde sessizce ağıt yakarken dönüp kendisine attığı ve o zamandan bu yana altındaki anlamı çözemediği bitkin hali gelip gözlerinin önüne serildi.
Eski nişanlısını öldürenlere dair bütün gücünü kullansada hiçbir şey bulamayışının verdiği acziyet hissiyle Cengiz'den ismini duyduğu ilk an bir şeyler bulmuş olabileceğinin heyecanı, duyduğu sözler ile sönüp yok olurken yerini kısa süreli bir hareketsizlik,gözlerine serilen geçmişin buruk sessizliği aldı.
Akabinde ise geçmişin etkisi yerini kendisini görmek isteyen kadının,bu isteğinin altında yatan sebebine dair ağır bir meraka bıraktı. Zira o kadın,nişanlısının ölümünden sonra Baran onu her görmeye gittiğinde tek kelime etmeyip başıyla selamlamakla yetinmiş,daha sonra evlendiğini öğrendiğinde o baş selamını da usulca kaybetmişti. Nihayetinde oğlunu da hapse göndermesi ile tamamen bağı koparmış,hiçbir kötü laf etmesede artık görüşmenin gereksiz olduğunu dile getirmişti.
O zamandan beri Baran kadını bir daha görmemiş fakat adamlarını çevresinden eksik etmemişti. Yanlızlığına ve evlatlarının yokluğuyla sınanışına her daim içinin yandığı kadının bu son isteği ansızın üstüne çöküp onu yoğun düşüncelerin içine öyle bir sürüklemişti ki,bulunduğu yeri ve ortamı ancak Cengiz koluna hafifçe dokunup konuşunca kavrayabildi.
"Ağabey?"
Kolundaki hissiyat ile aniden kendine gelip boşluğa dalmış olan gözlerini Cengiz'in merakla bakan gözlerine çevirirken derin bir nefes alıp duruşunu dikleştirerek,aklını ve ruhunu anında esir alan düşünceleri gözlerinin ardına gizleyerek toparlandı. Tek elini arkadaşının omzuna yerleştirip başını olumlu anlamda salladı.
"Tamam,konuşacağız yine."
Kendisini başıyla onaylayan adamın omzundan elini indirdi ve bir kez daha derin bir iç çekip gözlerindeki karanlığı yüzünden uzaklaştırmak için çabaladı. Olabildiğince iyi görünmek adına sarfettiği çabanın ardından arkasını döndü ve iki adım ilerisinde,az önce aldığı haberin etkisiyle yanından nasıl uzaklaştığını dahi hatırlayamadığı ve bıraktığı gibi öylece kalmış karısının kendisini izleyen gözlerine kavuştu gözleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Romance"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...