Merhabalar🙋♀️
Ay nasıl özledim sizi anlatamam.❤
Peki bugün noldu siz biliyor musunuz? Otobüsteyken bölümü yazıyordum böyle çok güzel odaklanmışım falan. Bir ara kafamı kaldırdım duraklara falan baktım sonra tekrar ekranı açtığımda Baran'ın bir repliğine 'Fazla akbili olan var mı?' Yazmışım. Ondan öncesinde bir adam sormuştu bu soruyu ve ben otomatikmen yazmışım sanırım. Bir saat boyunca süren yolculuğum boyunca abartısız güldüm o repliğe. İçime içime güldüm bir ara kriz geçiriyordum. Ben çok güldüm,sizinle paylaşmak istedim.
Günün mesajı;toplum içinde bir şeyler yazmayın arkadaşlar. Sakın sakın yazmayın. Ya ben o repliği fark etmeseydim de sizler okusaydınız. Allahım Allahım😂
Neyse uzatmayayım.
İyi okumalar. ❤
Acıyla geçen gecelerin sona erdiği,Baran ve Roza için güzelliğinin tarif edilemeyeceği gecenin sabahında karısını izlemeye doyamamış olan adam, onu izleyemediği günlerin acısını çıkarırcasına karısının her bir zerresinde gezindiriyordu bakışlarını.
Gece boyunca aklından geçen bütün düşüncelerinin nihayeti bu kadının yüreğinin güzelliğiyle son buluyordu. Baran,ona aklından geçen her bir düşüncesinin sonunda bir kez daha hayran kalıyor ve tekrar tekrar tutuluyordu karısına.
Baran gibi bir adam hayatında ilk kez sahiplenildiğini hissediyordu belki de. Zorla sahip olmaya çalıştığı karısının şimdi kendisini yüreğiyle sahiplenişini görmek adama dünyanın en büyük hazzını,bütün duygularının en yoğun halini yaşatıyordu. Anlatılması yetersiz,tarifi imkansızdı.
Geçen acı zamanlarda hayatını zorla ele geçirdiği,kendisine ve ailesine zorla mahkum ettiği ve yaraladığı kadın bugün bunca yaşananlardan sonra hayatını kurtarmış,kendisine ve ailesine evini açmış,iyileşmesi için çabalıyordu. Zamanında kendisi zorla yaptığı her şeyi bugün karısı yüreğiyle gerçekleştiriyordu.
Şimdi Baran,bu yüreğinin güzelliği yüzüne yansımış olan kadına karşı ne hissetse ne kadar minnet duysa ne kadar hayran kalsa yine de yetersiz kalıyordu. Kalbinden doğup bütün bedenini en ufak zerresine kadar sarmış olan aşkı bile bugün bu kadının sırf bir ihtiyacı olur diye gelip bu koltukta yatması inceliğinden daha küçük geliyordu Baran'a.
Ve adam,bütün ömr-ü hayatını bu kadının kendisine karşı güzel bir düşüncesini,hareketini,duygusunu görmek için feda edebileceğine dair kendi kendine yeminler ediyordu.
Her zamanki gibi kendini derin bir uykunun kollarına teslim etmiş olan karısı,adama sunduğu görsel şölenden bir haberdi. Yüzü hâlâ kocasına dönük bir haldeyken bir bacağını hafifçe karnına doğru çekmiş ve pijama altı dizlerine kadar toplanmakla beraber belinden birhayli kaymış,kalçasında durmuştu.
Üstüne giymiş olduğu ince pijama üstü ise göbeğini açıkta bırakacak kadar yukarı sıyrılmış ve sağ askısı koluna doğru kayarak omzunu açıkta bırakmıştı. Onun bu haline odaklanmış olan adam ise birçok kez derince iç çekmekten alıkoyamamıştı kendini.
Dokunmaya çekindiği karısına ulaşma isteği artık iflah olmaz bir boyuta ulaşırken bütün bedeninin arzuyla yanıp tutuştuğunu hissediyordu. Biliyordu adam iliklerine kadar hissettiği arzu,karısının tenine, kokusuna,sıcaklığına kavuştuğu an doyumsuz bir hal alacak ve istek duygusundan ihtiyaca dönüşecekti. Hiç dinmeyecek,her seferinde biraz daha artacak olan sonsuz bir ihtiyaç duyacaktı karısına.
Bugün karısı tarafından kurtarılan hayatının devamı için,kurtarılmış olan hayatının buna değmesi için tek ihtiyacı yine karısı olacaktı. Başlangıcı olduğu gibi karısı,sonu da olacaktı. Adamın hayatının sonunda bile yine karısı olacaktı. Karısı su olacaktı ona. Nefes olacak can olacaktı. Bugün kurtardığı canın,yaşaması için tek kaynak olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Romance"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...