♦️BÖLÜM 22♦️

72.1K 2.9K 503
                                    


İyi okumalar.❤

Baran duymayı beklemediği bu sözler karşısında sakin kalabilmek adına gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Birkaç saniye öyle bekledikten sonra ateş saçan gözlerini açtı ve Roza'nın bir kolundan tutarak kendine doğru çekerek fısıldadı.

"Eğer sesini kesmezsen bir dahakine dilini keserek gösterceğim. Şimdi sus ve yürü."

Sözlerini bitirdikten sonra kadını öne doğru ittirdiğinde Roza arkasına bakmadan odadan çıkıp merdivenlere yöneldi. Basamakları indikçe avluda kendilerini bekleyen aile halkının yoğun bakışlarına maruz kalmak onu utandırdı ve farketmeksizin duraksadığında arkasından gelen adamın kendisine çarpmasına neden oldu.

Baran,ailesinin Roza'nın üzerindeki hayran dolu bakışları ile çıldırmak üzereyken Roza'nın duraksaması ile kendini tutamayıp ona çarptığında sendeleyerek kolundan tuttu. Birkaç saniye kadının saçlarının ve arasından yayılan kokusunun etkisinde kalsada kendini toparlaması uzun sürmedi ve tuttuğu kolunu bırakmadan önüne geçerek merdivenlerden indirdi.

Rojbin hanım ve iki oğlu kendilerinde hakim olamayarak beğeni dolu gözlerle Roza'yı izlemeye doyamazken iki genç bu beğenilerini kendilerine saklamaya karar verdiler fakat Rojbin hanım bunu dile getirmek isteyerek Roza'ya yaklaştı ve samimi bir tebessüm sunarak konuştu.

"Maşallah kızım çok güzel olmuşsun.Tam yeni gelin gibi."

Annesinin ağzından dökülenler Baran'ı artık dayanamayacak bir noktaya getirirken daha fazla bu sahnelere şahit olmak istemediğinden hızla merdivenlere yönelip odasına çıktı. Bir kaç dakika sinirlerinin yatışmasını bekledikten sonra üstündeki tişört ve eşofmandan kurtularak klasik takım elbiselerinden birini giyindi.

Boy aynasının karşısına geçip saçlarını düzelttiği sıra parmağındaki yüzük dikkatini çektiğinde duraksamak zorunda kaldı. Gözleri yüzüğe kayarken kendisi de aynanın önünden ayrılıp usulca yatağına oturdu.

Roza'ya olan sinirinden dolayı taktığı an çok da bir şey hissetmediği yüzüğün ağırlığını şu an iliklerine kadar hissediyordu. Yüzüğü parmağının üzerinde oynatırken hiçbir his barındırmıyordu bedeni. Oysa daha üç ay önce parmağında sevdiği kadının nişan yüzüğü vardı. Her baktığında yüzünde samimi bir tebessüme neden olan,özenle ve büyük duygularla seçilmiş bir yüzük. Şimdi ise onun yerine boş bir halka parçası niyetine bir yüzük duruyordu parmağında.

Fakat bu değersiz halka parçası yüreğini yakmaya yetiyordu. Aslında yüreğini yakan o yüzükten ziyade hissettiği vicdan azabıydı. Yaptığı her şey ölen sevgilisine ihanet gibi gelirken,bunların daha da artıyor oluşuydu vicdanını sızlatan. Berfin için öldürmeye yemin ettiği kadın için  takmıştı bu yüzüğü parmağına ve ona da yüzük takmıştı. Bu da yetmiyormuş gibi sabah parmağına yüzük taktığı kadını gece de odasına almaya hazırlanıyordu.

Öldürmeye yemin ettiği kadının her geçen gün hayatına daha da siniyor olması Baran'ın Berfin'e karşı çektiği vicdan azabını kat be kat arttırıyordu. Yüzüğün bulunduğu elini yumruk yaptıktan sonra sinirle soludu.

"Kurtulacağım senden."

Diye söylendi öfke dolu bir ses tonuyla kendi kendine yemin eder gibi konuşurken. Bahsettiği şey yüzük olsa da aklına Roza vardı.

"En kısa zamanda senden de kurtulacağım."

Nihayet kendini toparlayabildiğinde  odasından çıkarak trabzanlara doğru ilerledi. Üst kattan avluyu izlerken gözleri salondan çıkan annesi,kardeşleri ve Roza'ya takıldı.
Kardeşi Miran hararetle bir şeyler anlatırken annesi ve Bedirhan gülmüş Roza işe küçük bir tebessümle yetinmişti.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin