İyi okumalar.♥️
"Koruyamadım,aldılar Roza'yı. "
Roza.
Yaşamına ansızın giren bütün kötülükleri,kalbinin saf güzelliğiyle arındırıp en temiz duygular ile kendine bağlayan kadın. Kötülüklerin içindeki en ufak iyilik kırıntısını bulup dokunduğu yerden sevgiyle büyüten kadın.
Kinin,nefretin,öfkenin önünde duramadığı,bütün bu duyguların ona karşı paramparça olduğu kadın. Şans eseri hayatına giren her insanın kalbine muhakkak bir mutluluk serpen,varlığının umut olduğu,nefes ve mutluluk olduğu mükemmel kadın.
Ölümün ruhunun iyi tarafını da toprağın altına gömdüğü şansız bir adamın en büyük şansı. Sadece bir adamın değil bir ailenin bir şehrin,yazılmış bir hayatın en büyük mucizesi.
Dünyanın başına gelen güzel bir ayrıntı.Hastalarının yaşam kaynağı. Ölen anne ve babasının gururu.Genç bir kızın hem annesi hem babası,bütün ailesi. Hayatına giren yeni ailesinin en büyük şansı. Aldatılmış,yenik düşmüş bir adamın kalbi,ruhu,aldığı nefesi,bütün varlığı.
Roza.
Bugün dile getirilen ismi,ilk kez dillendiren kişiye acı verdi. O ismi duymak,tam şu an ilk kez hayatının en büyük şansızlığı oldu adamın. Onun acıyla dile gelen ismi ile kalbi,düştüğü cehennem ateşinin en derininde yanıp yanıp kavruldu. Ruhu,bedeninden sıyrılıp karısına kavuşmak için can çekişti.
Aldığı nefesi... Bu kez aldığı nefesin soluk borusunu tıkaması gibi bir sıkıntıya düşmedi adam. Bu kez nefes almak istemedi. Bu kez alamadığı o nefesi zaten hak etmediğini düşündü. Bütün varlığı yerlebir oldu. Sonunun karısına çıkacağı bir hiçliğin en derinine doğru dağılmaya başladı bütün benliği.
Aynı isim kulaklarından girip bütün bedenine acıyı kazırken gram takati kalmayan bedeni dengesini kaybeder gibi oldu. Hissizleşen parmak uçlarından düşen telefon sert teminde tok bir ses bıraktı.
Mekânı doldurmuş olan bütün adamlar henüz ne olduğunu anlayamamış olmanın verdiği şaşkınlıkla Baran'ı izlerken duyulan telefon sesi onları ancak kendine getirdi. Baver hızla arkadaşına doğru koşup dengesi sarsılan bedenine tutundu.
"Baran iyi misin,ne oldu?"
Onun sorusunun cevapsız kaldığı anlarda yerdeki telefona eğilip alan Yavuz,merakla kulağına götürdü.
"Alo Bedirhan!"
"Roza'yı bulun..."
Acı dolu sesten güç bela dökülen sözlerin ardından birkaç cızırtının sonunda arama bittiği an ekranda bilinmeyen bir numara belirdi.Telefondan kopan melodinin herkesin dikkatini çektiği an Baran'ın telefona odaklanan bakışlarını gördü Yavuz. Eli gayri ihtiyarı aramayı onayladığında gür,kendinden emin bir ses duyuldu.
"Baran Arslanoğlu!"
Baran,zaten sahibinin kim olduğunu tahmin ettiği sesten ismini duyar duymaz Baver'in kolundan kurtularak Yavuz'a yöneldi ve elinden aldığı telefonu panikle kulağına götürdü.
"Karım?"
Elinden alınan telefon ile kısa bir an afallayan Yavuz'un,başının belada olduğunu hissettiği Bedirhan'a ulaşması için Cengiz'e yöneldiği sırada Baran'ın doğru kişiyle konuştuğundan emin olmak isteyen sesi,kudretli yahut öfkeli değildi. Bütün bedeninde hissettiği korkudan başlı başına bir güçsüzlük akıyordu. Aklında sadece karısına ve çocuğuna bir zarar verilmesi ihtimali vardı ve bu durum onu bitirmeye yetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Romance"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...