Merhabalar.🌹
Keyfiniz yerindedir umarım.♥️İyi okumalar.♥️
Aynı kadın vardı.
Ömrünün uzun yıllarını birlikte geçirdiği,nihayetini sonsuz bir birliktelik ile gerçekleştirmeyi düşündüğü aynı kadın. Evleneceği,bir aile hayatına karışacağı fakat ölümün alıp götürdüğü o kadın bugün yine Baran'ın gözlerinin içine bakıyordu elindeki fotoğraftan.
Adamın karasına yine korkutucu kızıllığı bulaşan gözlerinin odaklı olduğu bu cansız bakışlar,bugün birlikte geçirilen o yılların kıyametinin kopacağını yansıtıyordu. Bu cansız bakışların sahibinin bedeni,zamanını bu kadına verdiği dönemlerle hayatlarında olan ve Baran'ın 'arkadaş' diye nitelendirdiği bir adamın kolları arasında, bütün o yaşanılanlara karşın peyda olmuş ihanetin üstüne örtülmüş olan kara örtüyü çekip her şeyi o ahlaksız halleri gibi meydana çıkarıyordu.
Baran'a bu düşünceler azaptı. Algılanan ve farkına varıldıkça acısı keskinleşen bu gerçekler adama eziyetti. Gözlerine değen fotoğraf,tuttuğu parmak uçlarından ağır ağır kanına işleyen,kalbinin en derinine sızan ve ruhuna karışan bir zehirdi.
Geçirilen bir ömrün zehri. Yaşanan anların,sarfedilen zamanın ve hissedilen duyguların öldürücü zehriydi. Zehir,türünün en ağırıydı. Apaçık bir ihanetti. Saniye saniye işliyordu Baran'a ve en derinine inene kadar işlemeye devam edecekti.
"Bu adamı bul oğlum. Biliyorsa her şeyi, bu adam biliyordur."
Aynı kadının sesi bir daha kulağına dolup, zehirini bütün bedenine akıtan düşüncelerini böldüğünde ağır bir hareketle başını kadına çevirdi. Lakin gözleri, bu zamana kadar asla rastlanmamış bir duygu karmaşasının ateşiyle öyle bir kavuşmuştu ki,henüz tarifi yapılamayacak olan bu karmaşık duygular her ne ise,ateşi o an yabancı kıldı adamı kadına. O an,bir kez daha konuşacağı varsada çekilen bütün bedeniyle birlikte konuşma yetisini de kaybettiğini düşünen yaşlı kadın az önce dile getirdiği sözlerin,bu adama sarfedeceği son sözler olacağını hissetti.
Kadına bakışlarıyla hissettirdiği yabancılık,zehrine karışıp ruhuna işledi Baran'ın. Gözleri sanki bu kadını daha önce hiç görmemiş gibi,sesini daha önce hiç duymamış gibi geldi o an adama.
Elindeki fotoğrafı,beynine ihaneti kazımak isteyen düşüncelerinin kalbinde yarattığı sıkışma hissini akıtmak istercesine avcunun arasında kudretle sıktı. Gözleri eline kayan kadının korkusunu hissetti fakat zerre umrunda olmadı. Bakışları,bu eve üç gün önce geldiği ilk an denkleştiği aynı fotoğrafa kaydı.
Kendini orada görememek o an en başından beri olması gerekenmiş gibi geldi adama. En başından beri olmaması gereken o yer. Oturduğu sandalyeden kalktı. Henüz taze olan bu durum,daha gösterecekti etkisini. Şu saniye ne yaptığını pek de idraak edemediğini henüz farkına değildi.
Gözleri bir daha kadına değinmeden,bir daha aynı çerçeveyi bulmadan adımlarını çıkışa yönlendirdi. Her yerini ezbere bildiği ve ilk geldiği an içinde buruk bir his oluşturan evin her sahnesinin paramparça olup bir anda yabancılaştığı duvarlarından kendini kurtarıp dışarı attı.
Bundan sonra ne olacağının pek bilincinde değildi. Neler hissedeceğinin neler yaşayacağının henüz kararını verebilecek güçte değildi. Henüz, avcunun içinde sıkmayı bırakmadığı fotoğrafa takılı kalmıştı aklı.
Adam biraz bocalayacaktı. Biraz fazla bocalayacak,zorlanacak,çökecek ve fazlasıyla derin bir azabın acısına sürüklenecekti. Henüz öğrenmediği gerçekleri öğrenecek,öğrenilen her bir gerçek ile bir darbe daha yiyecek,geçmişin kabuk tutmayan yarası daha ağır bir şekilde kanayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Storie d'amore"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...