Mehabalar🌹
Nasılsınız,bir sıkıntınız yoktur umarım?♥️
İyi okumalar.♥️
Arslanoğlu Konağı soyu çok eski zamanlara,köklü ve geniş bir sülaleye dayanan,her bir duvarında aynı kandan birçok insanın izi kazılı olan heybetli bir konaktı. Konağın, zamanında soyun başından gelenlerine sahiplik yapan en özel odası yeni sahipleri Roza ve Baran'ı bebekleriyle birlikte tekrar buyur etmişti.
Hamilelik ve yeni doğum sürecinde giriş katında kalmayı daha sağlıklı bulan çift,nihayet hasret kaldıkları odalarına geri dönmüştü. Her bir detayını ince ince düşünerek yenilediği odanın duvarları Roza'yı sımsıcak karşılarken hemen içinde bulunan ve bütün aile tarafından derin bir hevesle hazırlanan küçük oda ise sahipleri Mihrimah ve Mirza'yı sevgiyle karşılamıştı.
Usul usul dünyaya alışmaya çalışan iki kardeş,bu süreçte güvendikleri ve yuva edindikleri anne,babalarından bir saniye olsun ayrılmadan,onların ilgisinden bir an olsun kopamadan sevgi içinde büyümeye ve hayatı tanımaya başlamışlardı.
Bu dönem içerisinde neredeyse dış hayattan tamamen soyutlanarak sadece bebeklerine odaklanan Roza ve Baran ise,anne ve babalığın her bir anını yüreklerine işleyerek yaşamaya devam etmiş,dünyaya alışmaya çalışan bebeklerinin en ufak ayrıntılarını kaçırmadan onları tanımaya odaklanmışlardı.
Mihrimah ve Mirza ise hayata geldikleri ilk andan itibaren anne ve babalarının güvenli kollarında,yaşam akan huzurlu seslenişlerinde ve gelişmeye başladıkça kavrayabildikleri hayat dolu bakışları altında sevgiyle büyümüşlerdi. Gün geçtikçe bulundukları alanı daha iyi tanımaya başlamış,ellerini ve gözlerini kullanarak keşfetmeye büyük bir hevesle başlamışlardı. Ve elbette ki geçen zaman onları daha bir güzelleştirmiş daha bir tatlı olmuşlardı.
Şimdi onlar babalarının artık yuva bildikleri ve sakinleştikleri göğsünde yan yana uzanmış,gayet keyifli bir halde dinlenirken anneleri ise onları odanın balkonundan samimi bir tebessümle izliyordu.
Roza önüne oturmuş olan Revin'in saçlarını tarayıp onun istediği gibi şekil verirken gözleri iki de bir görüş alanında olan,yatağın üstünde ki kocasına ve onun göğsündeki bebeklerine kayıyor,güvende olduklarına emin olduktan sonra tekrar işine odaklanıyordu.
Yan tarafına oturmuş ve kendisi gibi bebekleri izleyen Revşen'in ise derdi çok daha farklıydı. Görümcesi iki de bir yengesine sokuluyor ve kıkırdayarak aynı şeyleri dile getiriyordu.
"Allahım lüften bir tanesi ağabeyimin üstüne işesin,n'olur Allahım."
Bir kez daha aynı sözleri dile getirdiğinde Roza başını olumsuz anlamda sallayıp gülerken,Revin başını olabildiğince ablasına çevirerek karşılık verdi.
"Ay abla kırk defa söyledin."
Revşen,kız kardeşini umursamadan bir kez daha yatağın üstündeki ağabeyine ve yeğenlerine baktı.
"Biliyorum bak,hissediyorum ya işeyecek biri."
Roza,Revin'in saçlarına son dokunuşlarını da yapıp geri çekildiği sırada kocasının tatlı bir afallayış ile ismini dile getirdiğini duydu.
"Roza?"
Gözleri anında kocası ile kesiştiğinde onun kaşlarını hafifçe çatmış olmasına rağmen yüzünde tatlı bir şaşkınlığın peyda olduğunu gördü. Çocuklarla ilgili bir sıkıntı olmayışının verdiği rahatlıkla cevapladı onu.
"Söyle hayatım."
Bebekler nedeniyle çok fazla kıpırdayamayan kocası,şaşkın bakışlarını bebeklerin üstünde kısa bir an gezindirdikten sonra yine kendisine döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Romance"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...