İyi okumalar. ❤
Baran,Roza'nın verdiği önlük ve boneyi takarak babasına yaklaştı. Bir süre öylece yüzünü izledikten sonra yavaşça bir elini tuttu.
"Özür dilerim baba."
Tuttuğu elini biraz daha sıkarak konuşmaya devam etti.
"Tüm bu olanlar benim suçum. Ben o doktoru buraya getirmeseydim siz de gelmeyecektiniz buraya. Belki de çoktan Mardin'e gitmiştik. Ama ne yapayım baba? Öyle bir haldeyim ki. Bitmiş durumdayım."
Arkasındaki sandalyeyi çekerek oturdu ve alnını babasının eline dayadı.
"Ben ki uçan sinekten bile işkillenirim. Gözüm kapalı hissederim her şeyi. Ama şimdi düşmanlarım beni takip edip,ocağıma kadar geliyor ama benim hiçbir şeyden haberim olmuyor baba. Öyle bitmişim ben. Neler yaşadım. Hepsi çok ağır geldi. Bunun üstüne bir de sen."
Sözünü yarıda keserek alnını dayadığı eli öptükten sonra sıkıntılı bir nefes vererek devam etti sözlerine.
"Sana bir şey olsaydı orada vururdum kendimi. Allah şahidim vururdum. "
Ayağa kalkarak babasının kapalı gözlerine baktı.
"Kalk baba. Bir an önce kalk ki ben de geri döneyim hayata."
Biraz daha öylece babasının yüzünü seyrettikten sonra oradan uzaklaşıp üstündekileri çıkardı ve kapıya yöneldi. Çıkınca kapının yanında dikilen Roza ile karşılaştı.
Roza ise yaslandığı duvardan Baran'ın çıkmasıyla geri çekilirken Baran aralarında ki mesafenin açılmasına izin vermeden Roza'nın üstüne yürüyerek sert bir tonda konuştu.
"Bana bak. Bu uyuma işi iyice canımı sıktı. Uyansın artık."
Adamın duyarsızlığına hayret etti Roza. Yaşlı adam ameliyat geçirmişti sonuçta. Hemen uyanamazdı ya. Sesinin titrek çıkmamasını umarak konuştu.
"Yarın onu normal yatağına alacağız. Büyük ihtimal yarın uyanacaktır zaten. Ameliyat geçirdi sonuçta hemen uyanmasını bekleyemeyiz."
Baran kadının söylediklerini ikna edici bulduğundan sesinin tonunu indirerek konuştu bu kez.
"Umarım dediğin gibi olur."
Arkasını dönüp oradan tam uzaklaşacakken aklına gelen bir ayrıntı ile durdu. Roza ise tam rahat bir nefes alacakken adamın durmasıyla vereceği rahat nefes boğazında bir yumru olarak kaldı. Baran arkasını dönüp Roza'ya iyice yaklaştı. O yaklaştıkça Roza geri adım attı fakat zaten yakın olduğu duvar iki adımda sırtıyla buluştu. Baran kadının üstüne iyice gelerek eliyle çenesini tutup yere bakan yeşil gözerini kendi ateş saçan siyah gözlerine hapsetti.
"Bu arada umarım bütün bu olanlarla kurtulduğunu düşünmüyorsundur. Babam uyanır uyanmaz seninle yarım kalan işimi bitireceğim."
Sözlerinin Roza'nın üzerindeki etkisini kendisi de bizzat hissederken elini sertçe çekti ve Bedirhan'ın olduğu odaya ilerledi.
Adamın çenesinden tuttuğu yeri iğrenerek sildi Roza. Duyduklarının etkisinden daha çıkamamışken yanına gelen tanımadığı adamla irkildi. Adam Roza'ya bakmadan konuştu.
"Baran Ağa bu gece babasının yanında uyumanızı söyledi. Bir şey olursa sizden bilirmiş."
Sözünü bitirip ordan ayrılan adama Roza sadece bakmakla yetindi. Yapacak bir şeyi olmadığından odaya girdi ve Agit ağayı kontrol ettikten sonra yine aynı sandalyeye oturdu. Allahtan burası gerçek ameliyathaneler gibi soğuk değil diye düşündü. Öyle olsa zaten yaralı adamıda burda yatıramazdı bu kadar süre. Bu iyi olmuştu. Yarında normal yatağına yatırabilirlerdi artık. Sonrasını düşünmek istemedi Roza. Sonucun nereye varacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Romance"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...