İyi okumalar.❤
Bir kolunu başının altına yerleştirmiş olan Roza,diğer eli köprücük kemiğinin üzerinde gezinirken yattığı yerden derin düşüncelere dalmıştı.
Uyanalı yaklaşık on dakika olmuştu ve bugün erken uyanmıştı. Yatağından kalkmak yerine biraz daha oyalanmak için düşüncelere dalmayı tercih etmeden önce kocasına göz ucuyla bakmış ve derin bir şekilde uyuduğunu görünce rahatlıkla uzanmaya devam etmişti.
Üç gün önce Ali'nin doğum gününde Havin ile yaptıkları konuşma,eve döndükleri o geceden bu ana kadar sürekli aklında yankılanmıştı. Geçen günler içinde tek yaptığı şey geriye çekilmek ve kocasının davranışlarını izlemek olmuştu.
Kocası canını sıkacak en ufak bir şey yapmıyor kendisi konuşmadan neredeyse konuşmuyordu bile. Ama Roza bir dudaklarını aralar olsun,konuşma uzasın diye elinden geleni yapıyordu.
Kesinlikle sert bir şekilde yanına yaklaşmıyor,kendisini rahatsız edecek bir davranışta bulunmuyordu. Yaptığı en büyük rahatsızlık ise gözleri,siyah gözlere değdiği her an bakışlarını üzerinde hissediyor oluşuydu. Öyle ki bazen inatla dakikalarca çekmiyordu gözlerini üzerinden.
Bundan bir ay öncesine kadar her saniyesini zehir eden adam gitmiş yerine bambaşka biri gelmişti. Artık kocasını değiştiren şeyin ne olduğu düşüncesini geçmiş, daha çok bu halinin iyi mi yoksa kötü mü olduğu ikilemi arasına bir savaşa girmişti.
Değişmişti o. Gözleri artık öfkeyle bakmıyor,kalp kırıcı tek bir söz söylemiyordu. En önemlisi dokunmuyordu. Bunlara sevinebilirdi Roza fakat bundan sonra ne olacağı düşüncesi, sevincinin kursağında kalmasına neden oluyordu.
Bir anda iliklerine kadar değişmiş olan bu adamla ne yapacaktı şimdi Roza? Sonları nereye gidiyordu? Bahar'ı da almıştı yanına ve bir anda ailesi oluvermiş bu insanların arasında gittikçe normalleşen bir hayat yaşıyordu. Peki ya sonrası?
Bu işin sonunda ne vardı? Ömür boyu böyle sürecek değildi ya bu yaşantı. Ruh hali bir anda değişen kocası,acaba bunları da düşünüyor muydu? Eninde sonunda öldürüp kurtulacağından bahsederken geçireceği bu değişimi düşünmüş müydü acaba?
Şimdi de hala aynı fikirde miydi yoksa? Bu değişen hallerinin altında geleceklerine dair düşündüğü sonda değişmiş miydi acaba? Yoksa aklına hala öldürmek mi vardı?
Sayısı süratle artan cevapsız sorular boğulacak gibi hissetmesine neden olurken daha daha fazla dayanamayarak yattığı yerden doğruldu. Gözleri bir kez daha kocasına kaydı. Ona sormak istediği onlarca soru vardı fakat cesaret edemiyordu. Duyacağı cevaplardan korkuyordu.
Başını olumsuz anlamda sallarken saate kayan gözleri hâlâ erken olduğunu görünce yoğun düşüncelerden dolayı mı yoksa kavurucu sıcaklık yüzünden mi bilemediği bir terlemenin esir aldığı bedenini ılık bir suyla buluşturma isteği duydu.
Saat erkendi,biliyordu kocası kahvaltı saatine kadar uyanmazdı. Yerinden kalkıp usulca dolabına yöneldi ve ihtiyacı olan giysilerini alıp banyoya yöneldi ve kapısını kilitleyip ihtiyacı olan suyu hazırladı.
🍁
Kapının iki kere vurulmasıyla zaten uyanmak üzere olan Baran,dışarıdan bir ses duymanında etkisiyle açtı gözlerini. Uyanır uyanmaz bakışları bir alışkanlık haline gelen karısının yattığı yere kaydığında boş olmasıyla beraber duyduğu ses dikkatini dağıttı.
"Ağa'm günaydınlar,takım elbiselerin gelmişti de."
Sesin geldiği yere kayan bakışları Kader'i görünce kaşları çatılırken uyanmasına neden olan sesin kapı sesi olduğunu hatırladı fakat daha bir onay vermeden içeri giren kız, kaşlarının çatılmasına neden olurken kanepenin üzerinde ki pike ve yastığı görmemesini umarak ayağa kalktı ve dolabına yönelmek üzere olan kıza seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU
Storie d'amore"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu." Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam. Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı. Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın. İstanbul'u...