25

1.5K 89 20
                                    

"Yarın uğrarım ben sana."

Ceren'in gözleri üzerindeydi, hissediyordu. Artık o kadar yakınlaşmışlardı ki, aralarındaki mesafe metreler hatta kilometrelerle ölçülecek olsa birbirlerine olan bağları daha net görülebilirdi. Beraber değilken bile birde birdiler.

Tam da Deniz'in istediği gibi...

"Kimdi?"

Ah bir de bu kadar meraklı olmasa idi!

"Bir arkadaş."

Geçiştirmek değildi bu. Gerçekten de bir arkadaştı. Ona yalan söylemek istemiyordu Deniz. Çünkü biliyordu ki bir ilişkiyi her şekilde yürütebilirdin fakat sürekli kandırdığın birini sevmeye devam edemezdin.

Oysa Deniz, Ceren'in lekeli kahve gözlerine tutkun, onun esmer teni ciğerini yakıyor... Buna sahip olmak için yaptığı iyiliklere şükredesini getirense karşılık buluyor olması... Bir insan daha ne ister ki?

"Böyle yaparak beni zor durumda bırakıyorsun Deniz."

Yoldan ayırmak istemediği gözlerini, istemsizce götürdü asıl sahiplerine. Ceren'in, son zamanlarda hiçbir arkadaşı ile görüşmüyor olmasını kastettiğini biliyordu. Haksız da sayılmazdı, zor durumda hissediyordu. Zira yıllarca özenle biriktirdiği dostlukları bir bir ayıklama işi zorlu bir süreçti. Ama gerekliydi de... Deniz'in geleceğinde risklere yer yoktu ve Ceren ile kurmaya başladığı her ne varsa korumak için gözünü karartmıştı. Çekinmezdi, çekinmeyecekti... Kaybetmek insanlar içindi.

"Seninle bir alakası yok diyemem ama zor durumda hissetmene gerek olmadığını söyleyebilirim hayatım."

Ceren derin bir iç çekerek önce önüne döndü, ardından kafasını sağa çevirerek yol kenarını izlemeye koyuldu.

"Sıla bir zilli olduğumu düşünüyor olmalı. Seni ondan koparan bir zilli."

"Saçmalıyorsun. Böyle düşünme-"

"Hadi ama Deniz! Bakışlarından anlayabiliyorum."

"Kaç defa bakıştınız ki?"

Hafif bir muziplikle sorduğu bu soru, Ceren'in önce ona sinirle dönmesine, ardından aynı anda gülümsemelerine neden olmuştu.

"Lafı çevirmek diye buna derim."

Önüne baksa iyi olurdu ama ısınan havayı fırsat bilip kendilerini attıkları mesire alanından dönüşte bomboş bir yol vardı karşısında, sorun olmazdı. Bu yüzden çevirdi bakışlarını:

"Sadece kafanı bunlara yormanı istemiyorum."

Ceren'in dolmaya yüz tutan bakışlarını, yeni bir gülümseyiş ile taçlandırdı. O da elini yanaklarına getirip yüzünü okşadı.

"Seni hak edecek ne yaptım ben?"

"Bir çift güzel memeye sahip olman yetiyor."

Ceren önce kaşlarını çatıp ardından çenesine yönlendirdiği eliyle Deniz'in yüzünü yola çevirdi.

"O zaman önüne bak da o bir çift meme camla bütünleşmesin."

Deniz nadiren patlattığı kahkahalarına bir yenisini ekledi. Ceren'leyken en doğal davranışı bu oluyordu, neşesini hemen harcıyordu yani. Çünkü biriktirmesi gerekmiyor, yeniden ve yeniden doluyordu.

...

"Offf! Sanırım açık hava çarptı."

Kendini hızla kanepeye atan Ceren'in üzerindeki dar, baldırlarında biten eşofman altı ve V yaka pembe tişörte baktı. Böyle giyindiği zamanlar çok daha genç görünüyordu. Eve varır varmaz, yolda uyumuş olan İrem'i yatağına yerleştirmiş ve salonda onu bekleyen Deniz'in yanına gelmişti.

1+1 = -1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin