"Deniz ya! Adı neydi o adamın?"
Elinde olsa o günleri çöle gömerdi. Özünde çelişkili... Fırtınalarda ortaya çıkan iç gezintisi... Hiç ama hiç hatırlanmak istemediği günlerin esintisi...
"Haydar."
Sesindeki soğukluk birilerinin umurunda mı, diye düşündü. Geldiklerinden beri hiç susmayan bir Elif ve onu, nasıl bir ruh haliyle dinlediğini anlayamadığı Ceren. Üç kişilik gruplar hep böyleydi, bir kişi pasivize olur, geri kalanlar etrafta olup bitene yabancılaşırdı. Yanında oturan genç kadın da tam olarak böyleydi. Deniz'e yabancılaşmış, karşısında oturan ve onunla ortak geçmişlerini anlatarak açıklayamayacağı sürüyle mesele bırakan Elif'e dalmış Ceren...
"Evet evet, o. Ne adamdı ya! Bir türlü rahat vermezdi bize. Ceren inanmayacaksın biliyorum ama bu kadın var ya!"
Geliyordu: yeni bir anı. Yıllarca bunlardan kurtulmak için yırttığı kıçı, şimdi kabak gibi meydandaydı. Kendini çıplak hissediyordu Deniz, acayip derecede yalnız ve yabancı...
"Bu kadın çok güçlü! Daha o dönemde bile öyleydi. Benim cesaret sandığım tüm aptallıkları rayına sokan oydu. O olmasaydı..."
Elif gözlerini Deniz'in elindeki biraya diktiği gözlerine çevirdi. Farkında olduğunu biliyordu. Üçü de farkındaydılar. Deniz, Elif'in her şeyi geri istediğinin; Ceren, Elif'in baş edemeyeceği kadar büyük bir badire olduğunun; Elif de Ceren'in ekarte edebileceği kadar güçsüz olduğunun... Farkındalık başa belaydı, insana huzur vermemesi bir yana, olanı da yerle bir ederdi.
"O olmasaydı ben ben olamazdım."
Şimdi Ceren de dönmüştü ona. Ne istiyorsunuz? Deniz'in her şeyi değiştirmesini mi? Tanrı bile dünyaya müdahale etmezken, biraz bonkör bir dilek olmuyor mu? Tekrar gözden geçirilmeli...
Bunlar yetmezmiş gibi aylar önce geldiği mekanda ona Elif'i hatırlatan, hafızasını depara geçiren o ses ve şarkı yine kulaklardaydı. Bu defa minik bir farkla... Hayalet sevgili ikiye bölünmüştü: biri hayalet olamayacak kadar diri, beriki sevgili olamayacak kadar eski...
"Sizi anlayabiliyorum. Deniz Hanım gerçekten eşi bulunmaz biri."
Ceren'in sesindeki soğukluk sinir uçlarında gezindi. Bu duruma düşmek için önceki hayatında nasıl bir günah işlemişti?
"Buna inanamıyorum!"
Ceren Elif'e dönerken omzuna hafifçe dokunmuş ve aklına hücum eden düşünceleri bir nebze de olsa dağıtmıştı ama kişinin en büyük düşmanı kendiydi. Şimdi onu sarıp sarmalasa yine de huzursuzluğuna çare değildi, hayalet olarak dolaştığı günlerin acısı inceden inceye sızlamışken çare hiçbir şeyde ve kişide değildi.
"Bu şarkıyı hâlâ söylediklerine inanamıyorum ya!"
Deniz istemsizce ona bakmıştı. Yıllar önce aynı şehirde aynı gözlere aynı heyecanla bakabileceğini düşünmüştü hep. Hayalleri hayalet olmadan önceydi. Kendiyle verdiği savaşın galibi, Elif'in ise neredeyse kölesiydi. Aşk mıydı? O aşksa Ceren'e duyduğu neydi? Değilse Ceren neden böyle boynu bükük, yenikti?
Bir elini, Elif'in de göreceği şekilde Ceren'in, bacaklarının arasında sıkıştırdığı ellerine götürüp onları kıstırıldıkları yerden çıkardı. Her şey olabilirdi ama yarı yolda bırakan bir kırık taht değildi. Birbirlerinden kopardığı ellerden daha sıcak olanı kendine doğru çekip okşamaya başladı.
"Çalıyorlar. Bazı şeyler eskiyor Elif, eskise bile insanın karşısına çıkabiliyor. Buna alışmak lazım."
Elif'in bakışları şimdi de ikisinin kenetlenen ellerindeydi. Suratına yerleştirmeye çalıştığı sahte gülümseme sekteye uğrasa da oradaydı. Devam etti.
"Haklısın. Eskimeye alışmak lazım. Ya sen Ceren... Senin gelecekle ilgili planların ne? Daha çok yenisin çünkü."
Gerilen el Ceren'indi. Oturduğu yerde diklendikten sonra cevap vermek için hazırlanırken Elif devam etti.
"Pardon gençsin." Gülümsedikten sonra sorusunu Deniz'e bakarak yineledi. "Geleceğinizle ilgili planlarınızı boşanma davasından sonra mı gerçekleştireceksiniz?"
Kadınlar... Boşuna yasak elma ile zehirlenmek istenmemişlerdi. Tanrı bile onu oyundan çıkarmak için hileye başvurmak zorunda kalmıştı, bir faninin onun karşısında şansı ne olurdu ki?
"Benim planım devrede zaten."
Deniz'in sakin sesi, yüzünü döndüğü Ceren'in göz bebeklerini parlattı. Hak ediyordun be sevgili! Bir hayaleti anca kendi görebilirdi.
"İkimizi de kapsayan muhteşem bir plan." Tekrar Elif'e dönüp gülümsedi. Herkes haddini bilecekti.
"Kod adı, hayalet sevgili."