"Neden geç kaldın bu kadar bakayım?"
Eve daha adımımı atmamışken annemin sorularına maruz kalmıştım. Salak gibi de annemi okulda arayıp durumu açıklamamıştım. E yani haklı kadın! Eve geliyorsun bir de bakıyorsun ki kızın evde yok! Saat olmuş 8, bu kız hala gelmemiş. Ben olsam ben de merak ederdim.
"Laboratuvarı toplama görevi aldım." Deyip çantamı gelişigüzel bir yere fırlattım.
"Nöbetçinin görevi değil mi o?" Diye sorunca bugün Çağan ile geçirdiğim onca vakit geldi aklıma. "Öyleydi ama ceza aldım..." dedim sessizce.
"Ne cezası?" Diye sordu annem bu sefer. "Sınıfta arkadaşın birinin kafasına vurdum diye.." deyip gözlerimi devirdim. "Kız %1 bile haklı değilken hoca bana ceza verdi. Halbuki o baştan benim saçımı çekmişti."
"Sevde mi?"
Nasıl da biliyordu annem. "Evet," dedim başımı sallayarak. "Iyi bari kavgayı büyütmemişsin, affettim seni." Deyip bu sefer şakasına o benim kafama vurdu. Sonra da "Seninle bir şey hakkında konuşacağım, çabuk üzerini değiştir ve salona gel." Deyip yanından ayrılıp mutfağa geçti.
Bende odama çıkıp üzerime pijamalarımı geçirdim ve odadan çıktım. Annemin hangi konuda konuşacağını merak ediyordum. Bir şey mi yapmıştım? Yo, gayet uslu(!) bir kızdım.
Ben bunları düşünürken annemin iş yardımcısı Hale abla görüş açıma girdi. Hale abla Meriç'in teyzesiydi. Annem moda tasarımcısıydı ve Hale abla da bir şekilde annemin asistanlığını yapıyordu. Yani, öyle bir şey işte. Ben böyle şeylerden pek anlamıyorum anlayacağınız üzere.
(Yazar da böyle şeylerden anlamıyor o yüzden biraz uydurmuş olabilir kskndkzkdnxkkd)
"Selam Nil'cim, nasılsın bakalım?" Deyip kollarını sarılmam için iki yana açtı. Sarılışına karşılık verip tekli koltuğa kuruldum hemen. "İyiyim Hale abla, sen nasılsın?" Deyip gülümsedim.
"Bende iyiyim canım, ee dersler falan nasıl gidiyor? Okulundan memnun musun?" Diye klasik sorularını sıraladı.
"Gitmiyor ya," deyip dudağımı büzdüm. Annem karşıdan kaş göz işareti yapsa da umursamayıp gülümsemeye çalıştım. Hale abla durumuma kahkahalarla gülerken annem de hafifçe gülümsedi.
"Lise hayatı çok zor diyorlar Nil'cim, doğru mu? Meriç hep şikayet ediyor bu duruma."
"İyi de Meriç zaten okul ikincisi ki, neden durumuna şikayet ediyor anlamadım?" Diye sordum aklımdan geçenleri aynen söyleyerek. Dersleri çok iyiydi. Dersi derste anlayan tiplerdendi. Evde ders çalışmazdı.
"Bende bilmiyorum ki, pek fazla bir şey anlatmıyor. Bir de bu sıralar dalgın biraz."
"Neden ki?"
"Asıl konumuza gelsek artık?"
Annem söylediği cümle ile dikkatleri üzerine çekerken ben merakla söyleyecekleri şeyi bekliyordum.
"Nil, biliyorsun bizim şirketin gençler için uygun kıyafetler tasarladığını. Bunların reklamı için insan tuttuğumuzu ve onlara onca para saydığımızı... Diyorum ki, seninle Meriç birlikte reklam için görev alsanız? Bence çok güzel bir fikir?"
Bölümde fazlaca saçmalamış olabilirim sori mfkcmfkdmd
Neyse bb💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓
Kurzgeschichten-Tamamlandı- Bilinmeyen Numara: Ne çok isterdim bir atkı olmayı, üşüdüğünde boynuna sarılmayı... Benimki de hayal işte... Bilinmeyen Numara: Ama vazgeçemiyorum Bilinmeyen Numara: Hayal kurmaktan da, sevmekten de vazgeçemiyorum
