-Gökyüzü 65-

11.6K 638 88
                                    

"Ya Meriç gördün mü ne kadar tatlılardı."

"Gördüm birtanem gördüm." Dedi gülerek.

"Onların sevgili olma sahnesine bak bir de bizimkine bak." Dedim kahkaha atarak.
"-Sevgili olalım mı?
+Olur olalım bakalım."

Dediğim şeyle ikimiz yeniden gülmeye başladık.

"Ne yapıyorsunuz burada bakalım çifte kumrular?" Dedi Akın Beril'in elinden tutup oturduğumuz kayalığın üzerine çıkarak.

"Oturuyorduk öyle işte."

"Gülmeler falan?"

"Somurtalım mı Akın? Onu mu istiyorsun?" Deyip göz devirdim.

"Lafı hemen başka yere çek zaten. Sorduğuma pişman ettin beni kanka. Bu yükün üzerinden nasıl kalkacaksın?"

"Boş yapıyorsun, yapma." Dedim ve başımı Meriç'in omzuna yasladım.

"Aman, dinleme sen kankanı zaten." Dedi ve Beril'e döndü. "Kızım sen de koy bari başını. Bak omzum boşta kaldı."

Beril de gülerek başını Akın'ın omzuna koyunca gözlerimi kapattım ve bu anın tadını çıkarmaya karar verdim.

"Bazen kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki," dedi Meriç, yanağıma ufak bir öpücük bıraktı. "Başıma gelen en güzel şeysin biliyor musun?"

Tekrardan açtım gözlerimi ve o bakmaya doyamadığım deniz mavisi gözlerinde kaybolmak istedim. Ki kaybolmamak imkansızdı...

"Öyle miyim?" Dedim gülümseyerek. Gözlerini evet anlamında kapatıp açtı. Bu defa da ben yanağına ufacık bir öpücük kondurdum.

"Peki sen biliyor musun?" Dedim elini tutup.

"Neyi biliyor muyum?" Dedi gülerek.

"Benim için ne kadar değerli biri olduğunu. Nefesim olduğunu ve yaşama sebebim olduğunu..."

"Biliyorumdur herhalde." Dedi tek kaşını kaldırıp düşünüyor gibi yaparak.

"Bence biliyorsun."

"Biliyormuşum."

"Bildiğini biliyordum zaten."

Daha fazla boş yapmamaya karar vererek ikimiz de sustuk. Bir süre sonra cebimdeki telefonun çalmasıyla çıkardım telefonu.

Ekranda gördüğüm isim ile kaşlarımı çattım. Arayan annemdi.

Ne çatıyorsun kaşını hemen? Kadın kızını merak etmiş olamaz mı?

İç sesime hak verip açtım telefonu.

"Efendim annecim?" Dedim gülümseyerek.

"Alo, kızım nasılsın? İyi misin? Kötü bir şey yok değil mi?"

Annemin ardı ardına sormuş olduğu sorulara pek bir anlam veremesem de "İyiyim annecim, sen nasılsın?" Diye sordum.

"Ben de iyiyim kızım. Ama iyi olduğuna eminsin değil mi?"

"Anne, neler oluyor? Neden aynı şeyleri söyleyip duruyorsun? Ben iyiyim!" Dedim, son cümlemdeki son kelimeyi bastırarak söylemiştim.

Telefonun diğer ucundan derin bir nefes aldığını hissettim.

Gerçekten neler oluyordu?

"Anne? Orada mısın?" Dedim sesimi incelterek. Meraktan öldürecek misiniz insanı ya?

"Buradayım kızım. Fakat acilen buraya gelmen gerekiyor." Dedi annem. Sesi titremişti.

"Anne gerçekten anlamıyorum. Farkında mısın bilmiyorum ama şu an gezideyim. Nasıl geleyim?"

"Bir şekilde geleceksin Nil. Bak, beni iyi dinle şimdi olur mu?" Dedi.

Annem... Ağlıyor muydu?

"Anne neden ağlıyorsun ne oldu anlatacak mısın artık?" Deyip burnumu çektim.

"Neden söylemedin?"

"Neyi?" Dedim anlamayarak.

"Bana, okulda 3-4 kere durup dururken bayıldığını neden söylemedin?"

Meriç, Beril ve Akın anlamayarak yüzüme bakmaya devam ederken "Önemli bir şey olmadığını düşünmüştüm." Deyip gözümden bir damla yaşın düşmesine izin verdim.

Meriç el kol hareketi yaparak "hoparlöre alsana telefonu." Diye fısıldadı. Kulağımdaki telefonu çekip hoparlöre verdim sesi.

"Önemliymiş işte Nil! Önemliymiş! Sizin okuldan bir çocuk Nil okulda birkaç kere durup dururken bayıldı demese haberim bile olmayacak!"

"Kim dedi ki sana?"

"Bilmiyorum ama arkadaşın değilmiş. Annesi kalp cerrahı olduğu için bu davranışlarını görüp annesine bahsetmiş. Annesi de beni aradı az önce..." durdu birkaç saniye. İyi de kalp ile ne alakası olabilir ki?

"Senin acilen İstanbul'a gelip sonra birlikte hastaneye gitmemiz gerekiyor."

"N-neden?" Diyebildim sadece. Diğerlerinin de yüzünden hiçbir şey anlamadığı belliydi. Ben bile anlamamıştım ki.

"Bu sebepsiz yere bayılmalar kalp sağlığı konusunda vücudun sinyal vermesi anlamına gelebiliyormuş."

"Yani?.."

"Yanisi şu Nil. Senin acilen buraya gelmen gerekiyor. Sonra kalp rahatsızlığın var mı diye test uygulayacaklar..." durdu bir süre. Sanki sonraki cümlesini söylemek istemiyormuş gibiydi. "Eğer test olumsuz sonuçlanırsa bu durumun yaşam süresini kısaltma gibi bir etkisi olacakmış..."



***
La ben ne yaptım böyle :'(

GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin