Okul saatleri yine her zamanki gibi sıkıcı geçmişti. Çantamı toplayıp sınıftan çıktım ve Beril ile Akın'ın beni beklediği yere doğru yürümeye başladım. Bekledikleri yer de okul kapısından başka bir yer değildi merak etmeyin."Nerede kaldın kızım sen?" Deyip eliyle kolundaki olmayan saati gösterdi Beril. "Saat kaç oldu haberin var mı?"
"Hayır." Dedim. İkisi de bu cevabıma gözlerini devirirken ben gülerek onları arkada bırakıp yürümeye başladım. Bir ara şu Beril ve Akın'ın aralarını yapmalıydım ama ondan önce ben ve Meriç olmalıydı.
Salak sevdiğini söyleyeli neredeyse yıl oldu daha ortada teklif yok. Gel de delirme!
Şunların yanında bari sakin kalayım Allah'ım nolur sen bana sabır ver!
Neyse, sakinim...
Başım da çatlayacak derecede ağrıyordu. Eve gider gitmez uyusam iyi olacaktı.
"Nil ters yoldan gittiğimizin farkında mısın?" Dedi Akın. Yavaşça arkamı döndüm. "Ne?"
"Yanlış yoldayız demek istedi," dedi Beril. Sanki anlamadım bir de açıklama yapıyor salak. Akın'ı koluyla dürttü ve ikisi de gülmeye başladı.
Gel de delirme!
"Madem yanlış yoldayız, ne diye başından beri söylemiyorsunuz gerizekalılar?!" Dedim sesimi yükselterek. Zaten başım ağrıyordu. Ben burada eve bir an önce gidip uyumak için planlar kurayım, bunların yaptıklarına bak.
Hepsi Meriç yüzünden! Onu düşünürken yanlış yolda olduğumun farkında bile değildim. O derece aklımı başımdan aldın zalımın oğlu.
"Farketmeni bekledik o yüzden sesimizi çıkarmadık." Dedi Akın gülerek. Yanına gidip çantamı kafasına geçirdim.
Ay bu çantanın içinde fizik kitabı vardı!
"Ahh! Nil gözünü seveyim o çantanın içinde eşek ölüsü falan mı taşıyorsun da bizden gizliyorsun?" Dedi başını tutmaya devam ederken.
Akın'a da acımadım değil şimdi. Kafasının yarılmadığına şükür edelim, ne yapalım...
"Bu çanta senden daha ağır, adam ol!"
"Ondan şüphem yok zaten." Deyip gülmeye başlayınca Beril ve ben de gülmeye başladık.
"Hangi mahalledeyiz?" Diye sordum fakat sonradan farkettim ki Meriçlerin mahallesindeydik.
Meriç'i düşünürken farketmeden onların mahallesine mi gelmiştik şimdi?
"Tanıdık geldi bu mahalle ama hangi mahalle olduğunu bilmiyorum." Dedi Akın etraftaki evleri incelerken.
Akın beni uyarmasa Meriç'lerin kapısına kadar gidecektim herhalde. Ay aman Allah korusun. Rezil oldum da daha o kadar olmadım şükür ki...
--
Geriye döndük ve yaklaşık 1 saat sonra eve varabildim. Yolda Akın yine yapacağını yapmış bizi güldürmeyi başarmıştı.Apartman kapısından içeri girerken 3. Kattaki dairemizin salonundaki pencerede annemi gördüm. Ve göz göze geldik...
Geç kaldığımı nasıl açıklasam diye düşünürken annem çoktan pencereyi terk etmişti bile.
Gerçekleri söylersin işte dedi iç sesim. Sanki Meriç'i sevdiğini bilmiyor.
"O kadar kolaydı sanki." Deyip apartmanın kapı şifresini girdim ve merdivenleri ikişer ikişer çıkıp dairenin önüne geldim. Derin bir nefes aldım ve zile bastım.
Ay ateş bastı beni!
Kendimi mahkemeye çıkacakmış gibi ecel terleri dökerken kapı açıldı.
"Hoşgeldin Nil."
Kendimi annemin kapıya çıkacağına hazırlamışken kapıyı Meriç'in açması açıkçası şaşırmama neden oldu.
"Senin ne işin var burada?"
---
Biraz çatlayın belki bugün bir bölüm daha gelir csmdksmspjlq
Ya bugün markete gittim. Yanıma poşet almayı unutmuşum. Bunu da kasada para öderken farkettim. Çiçek yağı almıştım 1 litre ve ev ile market arası mesafe 15 dakika. 25 kuruş poşete vermeyi de gönlüm el vermedi. Hiç bozuntuya vermeden elimde 1 litre çiçek yağı çıktım marketten eve geldim kzksmspslamwsnsnzq. Biz de böyle yıkığız ne yapalım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓
Storie brevi-Tamamlandı- Bilinmeyen Numara: Ne çok isterdim bir atkı olmayı, üşüdüğünde boynuna sarılmayı... Benimki de hayal işte... Bilinmeyen Numara: Ama vazgeçemiyorum Bilinmeyen Numara: Hayal kurmaktan da, sevmekten de vazgeçemiyorum